Çölaşan hükümetten özür diledi
Abone olTürkiye'de gazeteci denildiği zaman akla ilk gelen isimlerden biri Emin Çölaşan'dır. Girdiği tartışma ve iddialarıyla herkesin yakından tanıdığı Çölaşan, 15 yıldır aramızda
Emin Çölaşan, "Bu köşede 15 yıl" başlıklı
yazısında okurlarıyla 15. yılını kutladı...
"İnternethaber olarak sizi Emin Çölaşan'la baş başa bırakmadan
önce, Çölaşan'ın 15. yılını kutluyoruz..."
SEVGİLİ okuyucularım, belli tarihler vardır, gerek özel ve gerekse
meslek yaşamında insanın unutması mümkün değildir. Bazılarını
mutluluk veya hüzünle anımsarız, bazılarında dua ederiz. Benim için
de öyledir.
Bugün günlerden 2 Aralık 2004.
Bundan tam 15 yıl önce bugün, 2 Aralık 1989 günü, Hürriyet’te ilk
köşe yazım yayınlanmıştı. Demek ki bu köşede tam 15 yıldan bu yana
birlikteyiz. Daha önce Milliyet ve Hürriyet’te yüzlerce, belki
binlerce haberim, yazı dizim, özel röportajım çıkmıştı. Satış
rekorları kıran kitaplar yazmıştım. Ama açık söylemek gerekirse
bütün amacım köşe yazarı olabilmekti.
Adına köşe yazarlığı denilen kavram, o yıllarda bugün olduğu gibi
ucuz değildi. Önüne gelen köşe yazarı olamıyordu.
1989 yılı başlarında Turgut Nereden Koşuyor kitabım çıkmış ve yüz
binlerce satmıştı. Gazetenin başında rahmetli Çetin Emeç vardı. İlk
kez ona bu isteğimden söz etmiştim. ‘Kitap yazıyorum, yüz binler
okuyor. Yazılarım da okunur’ demiştim ve Çetin Bey uygun
karşılamıştı. Doğrusu kabul etmeyeceğini tahmin ediyordum.
Gazetenin başına bir süre sonra Çetin Bey’in yerine Rahmi Turan
Abimiz ekibiyle geldi. Akgün Tekin, Mehmet Türker, Hasan Kılıç,
Doğan Satmış...
Köşe yazarı olmayı kabul ettirmek zordu. Bu konuda o zamanki
patronumuz Erol Simavi’den onay alındı. Haftada sadece 2 gün
yazacaktım, köşenin belli bir yeri olmayacak ve arka sayfalarda
dolaşacaktı. Rahmi Abi, ‘Sana benden de bir gün, haftada 3 kez yaz’
dedi.
Yazmaya başladım. Okuyucu tuttu... Ve bu koşul kendiliğinden
delindi! Kısa süre sonra yazılarım her gün çıkmaya başladı.
* * *
Sevgili okuyucularım, bütün gazetecilik yaşamımda ve özellikle köşe
yazısı yazmaya başladığım 15 yıldan bu yana sizi hiç kandırmadım.
Yalan yazmadım. Bana emanet edilen bu köşeyi bir gün olsun kişisel
çıkarlarım doğrultusunda kullanmadım. Hep ülkemin ve ulusumun
çıkarlarını ön planda tuttum. Bir sürü pisliği belgeledim, pek çok
kişi ve kurumla tek başıma boğuştum. Ben yazdım, belgeledim, onlar
mahkemeye verdi!
Üzerine gittiklerimin tamamı güçlü kesimlerdi. Cumhurbaşkanları,
başbakanlar, siyasetçiler, para babası işadamları, vurguncular,
gazeteciler... Bunlarla uğraşmak kolay iş değildir. Ellerinde çok
büyük güç vardır. En ufak bir açığınızı yakalasalar, hayatınızı
kaydırırlar.
Egemenlerin yanıbaşında asla yer almadım. İktidarların ve hiç
kimsenin yağcısı, yalakası ve dönek olmadım.
Hiç kimse adına tetikçilik yapmadım.
En büyük kavgalara giriştiğim kimselerden, üzerine gittiğim
kesimlerden biri bile ortaya çıkıp, ‘Ey Emin Çölaşan, sen de
zamanında şu iş takibini yapmadın mı, şu avantayı almadın mı,
falancalara yalakalık etmedin mi, şunun bunun adamı olmadın mı,
güçlülerin karşısında boyun eğmedin mi, aldığın direktifler
doğrultusunda yazılar yazmadın mı’ diye soramadı.
Zaten en küçük bir açığım olsa, beni bu meslekte yaşatmazlardı.
Bırakın gazetecilik yapmayı ve köşe yazarı olmayı bir yana,
utancımdan sokağa bile çıkamazdım.
Gazetecilik ve yazarlık dışında bir tek yerden bir kuruş gelirim
olmadı.
Bugüne kadar binlerce köşe yazısı yazdım. Hepsinin altına bugün de
imzamı atarım. Yanıldığım olmadı mı? Bir kez oldu. Örneğin geçen
yıl eylül ayında hükümetin 2005 yılında YTL’ye geçemeyeceğini,
geçerse özür dileyeceğimi yazmıştım. O yazıda yanıldım ve şimdi
özür dilemeyi görev biliyorum. Yanılgım bu kadardır.
* * *
İlk köşe yazımı bundan tam 15 yıl önce bugün, ‘çiçeği burnunda’ bir
köşe yazarı olarak şöyle bitirmiştim:
‘Sanırım bugüne kadar yazdıklarımla (haberler, diziler, söyleşiler,
röportajlar ve kitaplar) sizi fazla sıkmadım. Şimdi en büyük
dileğim bundan sonra da sıkmamak. Bunun için çaba harcayacağım.
Sizlerden alacağım güçle her zaman ezilen insanlarımızın,
haksızlığa uğrayanların yanında olacağım. Devleti ve milleti
soyanların ve buna göz yumanların, kendi çıkarından başka hiçbir
şey umursamayan namussuzların ömrüm boyunca karşısında oldum,
onlarla kavga verdim. Bundan sonra da aynı tutumu sürdüreceğimden
lütfen hiç kuşkunuz olmasın.’
Gerçekten de gücümü hep siz sevgili okuyucularımdan aldım. Bu gücü
hiçbir zaman kötüye kullanmadım. Sayenizde ayakta durmayı
başardım.
Lekesiz, onurla ve açık alınla.
27 yıllık gazetecilik yaşamımda neler yaptıysam, Hürriyet’te 15 yıl
önce ilk köşe yazımda ne yazdıysam, o çizgiden bir gün olsun
sapmadım. İlkelerimden ödün vermedim, omurgasız kalmadım.
Hiç kuşkunuz olmasın bundan sonra da, ayakta kalabildiğim sürece
böyle olacak.
YAZI:Emin ÇÖLAŞAN