"Cimbom'u Gülen şampiyon yaptı"
Abone olArmatör İhsan Kalkavan'dan çok tartışılacak iddialar. Kalkavan'a göre Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğunda en büyük pay Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ait...
Beşiktaş eski yöneticisi ve armatör İhsan Kalkavan Fethullah
Gülen ile maddi, manevi tüm ilişkilerini AKŞAM’a anlattı...
Kalkavan'ın Akşam gazetesinde başlayan dizi söyleşisi olay
yaratacak cinsten. İşte dizinin ilk bölümü
Fethullah Gülen ile tanışmadan önce nasıl bir hayatınız
vardı?
Beşiktaş’ın üç yıl şampiyonluk yaşadığı dönemde futbolun başındaki
kişiydim. Tuvalete girerken bile
10 tane kamera peşimdeydi. Her gece 30-40 kişilik masam vardı.
Çevremde spor, sanat ve basından insanlar vardı. Kapattığım
yerlerde bu insanlarla birlikte kakarakikiri bir yaşam içindeydik.
Her gece böyleydi. İnsan kapılınca nefsinin doğrultusunda hareket
ediyor. Geriye baktığım zaman bugün bir namazdan aldığım keyfi
hiçbir şeyden almadığımı görüyorum.
ÇAPKINLIK DA VARDI
O hayata çapkınlık da dahil miydi?
‘Yoktu’ demek bir parça yalan olur. O yaşamın bir parçası o.
Masamızda popüler insanlar, sanatçılar vardı. Belirli bir yere
gelmek isteyenler o gecelerin masalarında görünmek isterlerdi.
Bugün televizyonların ve manken dünyasının birçok ünlü ismi o dönem
o masalarda kendine sandalye bulabilen insanlardı. Öyle bir yaşamın
içindeydik. ‘Dolçe Vita - Tatlı Hayat’ demek gerekir.
Ve günlerden bir gün Fethullah Gülen ile
tanıştınız?
Hemen hemen bütün Türkiye’nin onu çok iyi bildiği bir dönemde ben
sadece birkaç kez ismini duymuştum. Bir gün Zaman Gazetesi muhabiri
bizim ant- renman sahasına, Fulya’ya geldi. ‘İhsan Ağabey sana
Zaman Gazetesi’nden ödül verecekler’ dedi. Zaman Gazetesi’nin Yılın
Spor Adamı’nı seçtiği ilk yıl 1990. ‘Fırat Kültür Merkezi’ne gelip
ödülünüzü alır mısınız?’ dedi. Ben Zaman Gazetesi var mı yok mu
onun bile farkında değilim. ‘Koçum beni oralara getirme sen alıp
getirirsin’ dedim. Çocuk hiç ağzını açmadan yanımdan uzaklaştı.
Sonra bir şekilde Süleyman Seba’ya ulaştılar. Süleyman Bey, “Sen
başımıza iş mi açacaksın. Ben gidiyorum sen de orada olacaksın”
dedi. ‘Tamam gideriz’ dedim.
HER ŞEY DEĞİŞTİ
O gün gittiğimde muazzam bir resepsiyon gördüm. Bakanı,
milletvekili, valisi, kaymakamı, bürokratı herkes orada. Salona
girince müthiş bir alkış koptu. Bir sürü talebe lehime çok büyük
tezahürat yaptı. Kendimi tribünlerde hissettim. Benden daha büyük
tezahüratı da Galatasaraylı İsmail’e yaptılar. İsmail’in yanına
oturdum, ‘İsmail bu ne iş?’ dedim. ‘Hadi ben çok başarılı bir
takımın başındayım, Galatasaray dökülüyor ama yer yerinden oynadı
İsmail’ diye. ‘Ağabey seviyorlar’ dedi kesti attı. O gece
şaşkınlığım üstümden gitmedi. İlgileneyim ya bunlar kim, neyin nesi
kimin fesi dedim.
İLK TANIŞMA
O günkü törende Gülen var mıydı?
Yoktu. Bu arkadaşlarla, o ödül gecesini düzenleyenlerle irtibat
kurmaya başladım, kimsiniz nesiniz diye. Bu kadar genç çocukların
bana olan sevgisi de beni çok etkiledi. Kim bu çocuklar diye
sorduğumda o zaman yurtlar, burslar, evler, okullar konusu gündeme
geldi, çok ilgimi çekti. Yıllarca hayal edemeyeceğim bir ortamla
karşı karşıya kaldım. Zaman Gazetesi’ni ziyaret ettim, oradaki
insanları tanıdım. Onlar da benimle çok ilgilendi. Beni mutlaka
‘Ağabey’in yanına götürmek istediler, ben de çok istiyordum zaten.
İzmir’e gittik. Onu gördüm, haddinden fazla etkilendim. İlk sözü
şuydu: ‘Aramızdaki gıyabi ilgiyi vicahiye çevirmiş olduk.’
Neden bu kadar çok etkilendiniz?
Galatasaray’ın çok kötü günleriydi. Mağlup olduğu bir maçtan sonra,
bir pazartesi sabahı Galasaraylı futbolcularla birlikte onu
ziyarete gittik. Ben Hocam’a bir soru sordum. ‘Hocam bu Galatasaray
nedense başarılı olamıyor, sizin bu arkadaşlarımıza bir tavsiyeniz
olur mu? Dualarınıza ihtiyacı var bu arkadaşların, sizin
tavsiyelerinize de ihtiyaçları var’ dedim.
TARAFTARLAR ARTTI
Hocam da zaten Galatasaraylıymış. Turgay Şeren’e ‘Hayatımda bir
kere maça gittim o da Galatasaray maçıydı o yüzden Galatasaray’ı
daha fazla seviyorum’ deyince beş dakikada Galatasaray taraftarları
Fenerbahçe’yi ikiye-üçe katladı. Bir sözüyle taraftar sayısı
arttı.
O gün Galatasaraylı futbolculara hiçbir teknik direktörün aklına
gelmeyecek bir şey söyledi. Galatasaray’da o dönemde nifak vardı,
herkes birbirini kıskanıyordu, pas vermiyordu. Dedi ki, ‘Bir kere
her sahaya çıkan kendine değil, arkadaşına dua etsin, onun
başarısını istesin, Cenab-ı Allah başkalarına yapılan duayı çok
daha makbul kılar. O zaman herkes birbirine kenetlenecektir, sahaya
çıkmadan herkes kendine değil arkadaşına samimi, gönülden dua etsin
mesele çözülür’ dedi. Egoizmi bırakın, arkadaşına dua eden insan
arkadaşına çok rahat da pas verir demek istedi.
Sonuç ne oldu?
Galatasaray altın yıllarını, dışarıdaki başarılarını
yaşadı. Bunu Galatasaraylı futbolcular da itiraf
edebilirler.
Hangi futbolcular vardı o görüşmede?
Hepimizin bildiği efsane kadro. Avrupa’da da ortalığı sallayan
Emre’ler Hakan’lar hepsi vardı. İlk 11 kişinin 9’u oradaydı.
Onların zaten Hoca efendiyle irtibatları oluyordu. Ya da Sarı
İsmail ile irtibatları oluyordu. Ama o görüşmeye ben götürdüm.
Beşiktaşlıları da götürdünüz mü?
Ben Beşiktaş’ı götürmeye pek cesaret edemezdim. Bak takımı
kurcalıyor denebilirdi. Gönülden isteyenler kendisiyle
tanıştılar.
Tolga’yı yıkayıp cumaya götürdük
Aile içinde uç yaşayanlarla mütedeyyin yaşanlar bir aradadır. Bir
kız kardeş neredeyse tesettüre girmiş beş vakit namazındayken öbür
kız kardeş diskolardadır. Ben cuma günleri giderdim camiye. Bazı
zamanlar birkaç arkadaşımı götürmüşümdür, onlar da
etkilenmişlerdir. Mesela Tolga Han’ı hayatında ilk defa cumaya ben
götürdüm. O gün onu banyoda iyice yıkadık Mustafa Topaloğlu ile
birlikte. Tolga Han çok etkilenmişti, ‘Ağabey hep gidelim’ dedi.
İyice yıkamak lazım, Tolga çünkü hayatında gusül aptesti almamış
bir adamdı yani. En fazla cumalara giderdim, ama orucumu küçük
yaşlardan beri tutmuşumdur. Ramazanlarda o hayata ara veriyordum,
perşembe akşamları mümkün olduğu kadar çok elzem değilse o
kişilerle birlikte olmamanın yoluna bakıyordum. Ama zaman zaman
Allah affetsin cuma akşamları da bu hayatın içinde olma durumu
oluyordu.
Hakan Şükür’ün NİKAHINI KIYMADI
Fethullah Gülen bir dini lider değildir. Nikahına şahitlik ettiği
Hakan’ı (Hakan Şükür) çok sevdiği halde nikahını kıymadı. Hakan bir
gece hanımıyla imam nikahı kıyılması için kendisine geldiğinde ‘Ben
kendimi böyle yetkili görmüyorum, bir arkadaşımız senin nikahını
kıysın’ dedi. Yani imam nikahı bile kıymaz. Çok iyi bildiği bir
konuyu bile ona danışsak bunu bir din alimine sormamızı ister,
güvendiği bir isme sormamızı ister. Kendini fetva makamında
görmez.
Ben de Gülen’in dershanesine gittim
Ünlü manken Deniz Akkaya, Esquire dergisinin yeni sayısında Armağan
Çağlayan’ın sorularına yanıt verdi. Üniversiteden önce Fethullah
Gülen’in FEM dershanelerine gittiğini belirten Akkaya, şunları
söyledi: “FEM dershanelerine gittim; biliyorsunuz Fethullah
Gülen’in dershanesi orası. Bizim hocalarımızın hepsinin başı
örtülüydü, kızlar-erkekler ayrı sınıflardaydık ve hiç erkek hocam
yoktu. Ben hâlâ aklıselim bir kadınım ve çok yüksek puanla beni
üniversiteye soktular. Her insanın özgürce, aynı topraklar üstünde
yaşama hakkı olduğuna inanıyorum. Ama bunu bir ideolojiye
çevirmeden. Bugün bir yere gittiğimde yan tarafta başı kapalıları
gösterip yanındakine dirsek atan kadınlardan değilim.”
Kaynak: