Cildimiz en çok hava değişiminde yıpranıyor
Abone olCildimizin en fazla hava değişimleride yıprandığını biliyormuydunuz? Cildin ani ısı değişiklikleri ve rüzgar gibi hava koşullarından olumsuz etkilenmesi pek çok sorunu beraberinde getiriyor.
Sonbahar ayları saç dökülmesinden, sedefe, ayak mantarlarından
aft ve uçuklara kadar birçok hastalığın arttığı dönem oluyor
Cildin, sıvı ve ısı dengesini sağlamak, salgı yapmak, vücudun
duygusal, immünolojik işlevlerini yürütmek gibi görevleri var.
Ayrıca bizi dış çevrenin potansiyel zararlarından koruyarak bariyer
oluşturup yaşamsal rol oynuyor. Çevredeki değişikliklerden
doğrudan etkilenen cildin bu sorunlarını, dermatoloji
uzmanı Dr. Erçin Özüntürk anlattı.
Saç dökülmesi: Sonbaharda, bazılarımız yoğun,
bazılarımızsa fark edemeyeceğimiz kadar hafif şekilde deri değişimi
geçiririz. Bu deri değişimi, hava ısısının düşmesi, ısıtma
sistemlerinin ortam nemini azaltması, günlük yorucu ve tekdüze
hayata dönüş, düzensiz beslenme, şehrin
kargaşası, rüzgar gibi etkenlerle de birleşince, saç dökülmesi
kaçınılmaz hale gelir. Aşırı dökülmenin önüne geçmekte doğru
şampuan seçiminin önemi büyük.
Ayrıca saçlı deri mezoterapisi ve ETG denilen tedavi yöntemleri
dökülmeyi önemli oranda durdurarak, yeni saçların oluşumuna
yardımcı olur. ETG cihazı ergonomik olarak tasarlanan bir koltuk ve
üzerinde elektrotlar bulunan yarı küresel bir başlıktan oluşur.
Enerji, başlığın içinde oluşan düşük seviyeli elektrik
alanıyla pasif olarak kafa derisine iletilir. Bu
elektrik alanı, küçük doku penetrasyonuyla kafa derisini
uyarmak amacıyla kullanılan düşük frekanslı ve düşük yoğunluklu
minik vuruş darbeleriyle oluşturulur. Sonuçta kan akışı hızlanır,
oksijen geçişleri artar ve saçlardaki dökülme
durdurulur.
Sedef: Yaz ayları bittiğinde kendini göstermeye
başlayan bir diğer hastalık da sedefdir. Hastalığın bulunduğu deri
bölgesi kızarır. Üzerinde kalın gümüş renkli kabuklanmalar oluşur.
Saçlı deri, diz, dirsek ve sırtın alt kısmı sıklıkla tutulan
bölgelerdir. Bazı vakalar kişinin
hastalığının farkında olmayacak kadar hafif seyirlidir. Diğer
taraftan vücudun büyük bir kısmını tutacak şekilde şiddetli
seyredebilir. Bulaşıcı değildir. Sonbaharda alevlenmesinin sebebi,
derinin kuruması ve güneş ışığının azalmasıdır. Sedef
hastalığı, güneşle azalan bir rahatsızlıktır.
Ayak mantarları: Rahat, havadar ayakkabılardan,
sıkı ve havasız ayakkabılara geçişle birlikte, ne yazık ki
mantarlar çoğalabilir. Genellikle parmak aralarında oluşan
rahatsızlık, nadiren ağrılı, çoğunlukla kaşıntılıdır. Ayak
parmaklarının arasında koku ve beyaz döküntülerle kendini gösterir.
Yalın ayak dolaşılan yerlerden kaçınmalı ve bu hastalığa
yakalananlarla aynı eşyalar kullanmamalı.
Aft ve uçuklar: Aft, ağız içinde sıklıkla yanak ve
dudak mukozasında, dil üzerinde, yumuşak damakta, diş etinde
görülür. Uçuksa çıkmadan önce kendini belli eder. (0-24 saat
önceden) Karıncalanma, kaşınma, yanma, sızlama hissedilir.
Bunu, o bölgenin kızarması, şişmesi ve daha sonra da
içi sıvı dolu kabarcıkların ortaya çıkışı izler.
Cilt lekeleri: Tatil sezonunun sona ermesiyle
birlikte güneşin vücudumuzda oluşturduğu hasarları tespit etmek
için, kişilerin tatil dönüşü vücutlarını muayene
etmeleri önemlidir.
Özellikle en fazla güneş gören yüz, göğüs, omuz başları, sırt ve
eller incelenmelidir. Herhangi bir renk farkı veya çillenme varsa,
bir dermatologla görüşülmesi lekenin kalıcı hale gelmeden yok
edilmesinde büyük rol oynar.
Deri döküntüleri
En yaygın döküntüler, tıp dilinde ‘makül’ diye adlandırılan kırmızı
lekeler ya da alanlardır. Sınırlı alanda derinin rengindeki
herhangi anormal değişme, ‘maküler döküntü’ olarak nitelendirilir.
Kırmızılığın kendisineyse ‘eritem’ adı verilir. Bazen, kızamığın
başlangıç evresinde olduğu gibi, döküntüler, birbirinden ayrı
yüzlerce küçük lekeden oluşur. Döküntülerin bir başka yaygın
biçimi, kabarık lekelerden oluşur. Parmak, deri üzerinde
dolaştırıldığında kolayca hissedilir. Bu küçük sivilceler ‘papül’
olarak bilinirler ve döküntülerine ‘papüler döküntü’
denir.