Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Geriye doğru geçmişimizi yokladığımızda hiç rastlamamıştık
böylesine. Bu cinayetin tesadüfen olması akla yakın gelmiyor.
Farklı farklı zamanlarda bazı ihmallere dayalı olarak birden farklı
mekanlarda yangın çıkabilir. Ama 6 gün içerisinde hem de 38
ilimizi kapsayacak şekilde 163 noktada, adeta
birbirini takip edercesine hem de meterolojik verilerin; nem,
rüzgarın hız ve yönünün, zirve yapan sıcaklıklarla birlikte
yangına davetiye çıkardığı bir zaman limitinde…
Bu asla tesadüf olamaz. Türkiye’yi çökertmek isteyen dış organizasyonun her zaman için elinin altında bulundurup devletimizin bekası, milletimizin birliği, vatanımızın bütünlüğünü dumura uğratmak, bizi karşılarında diz çökertmek için şimdiye kadar hep tetikçi olarak kullandığı hainlerin eline bu sefer çakmak tutuşturup, içimizdeki satkınların eliyle ülkemizi ateşe verip bizim ciğerlerimizi yandırdılar.
Bizi çökertmenin peşindeki bu “ Dış Organizasyon” a namertliği
dışında sözüm yok! “Su uyur düşman uyumaz” realitesi gereği
olarak onlar öz işlerini işliyorlar… Onlar bizim ormanlarımızı da
yakarlar, bitki
örtüsü içindeki hayvanlarımızı da yakarlar, hiç gözümüzün yaşına
bakmaz… Canlarımızı bile yakarlar. Ama içimizdeki satkınlara
ne demeli? Hele hele, ülkemizin bir bölümü cayır cayır yanarken,
kökü dışarıda olan ve bir ucu da Kandil’e dayanan bu malum
ihanetin işi olan bu yangının, mağdur ve
mazlum yöre halkı başta olmak üzere milletimizin arasında sebep
olduğu sosyal depresyondan kendilerine siyasi ikbal devşirmek
isteyenlere ne demeli! Hatta; neredeyse iktidarın işini
zorlaştıracak diye hava sıcaklığının zirve yapmasından, nem
oranının düşük olmasından, rüzgarın üstün bir hızla esmesinden
haz alacak kadar sadistleşen muhalefete ne dersiniz dostlar!
İçimizdeki beyinsizler!
Sevgili dostlar 38 ilde, 163 farklı mekanda çıkan yangınlarla
birlikte bir yandan ciğerlerimiz yanarken, diğer yandan da
hain işbirlikçilerin provokasyonlarını seyrettik. Vay efendim
neymiş; “devlet önlem
almamış”, “sadece üç uçak varmış”, “THK’nın uçakları yatıyormuş”,
“Yangın söndürmek için ihaleye çıkılıyormuş”, “Devlet yanan
yerlere otel dikecekmiş.” Pes doğrusu! Tek kelimeyle bunların
başı harap olmuş. Devlet, yanan yerlere otel
dikmeyecek, dikemez de zaten… Zira Anayasaya göre Devlet
ormanlarının mülkiyeti asla devrolunamaz. “THK’nın uçakları
yatıyor” yalanına gelince, şayet varsa elinizi vicdanınıza koyun ve
birazcık düşünün; bu kurumun 1,7 milyar borcu vardı. Hem de
yıllarca bu aziz milletin fitresini, zekatını,
kurban derilerini topladığı halde. Ama bu paraları yiyip
tüketmesine rağmen 1,7 milyar eksiye düşen THK, kurumu batırıp
Kayyım talep ederek teslim bayrağını çekmiş, 1960’ların yapımı olan
THK uçaklarını da çürümeye terketmişti.
İşin aslı nedir?
Öncelikle ifade edelim ki; çok organizeli bir şekilde 6 gün
içerisinde, ilk önce 35, daha sonra 38 ilimizi kapsayacak
şekilde tam 163 ayrı mekanda yangın çıkmış veya çıkarılmıştır. Şu
an itibariyle bunların 152 tanesi söndürülmüştür. Bu
süreçte devlet yangın söndürme faaliyetleri esnasında 13 suvatör
uçak, 3 idari uçak, 9 insansız hava aracı(İHA), 6 yönetim
helikopteri, 1 insansız helikopter, 1080 Arazör, 280 Su tankeri,
120 iş
makinası, Tomalar ve on bin kişinin üstünde insan gücüyle beraber
yangına müdahale etmiş ve emsallerini çok-çok aşan bir
hızlılıkla 163 yangının 152’sini söndürmüştür. Nitekim dünyada
böyle yaygın bir şekilde çıkan yangınlarda böyle kısa zamanda
müdahale edebilecek hiçbir ülke yoktur. Geçtiğimiz yıllarda
Avustralya, ülkesinde çıkan orman yangınını 8 ayda
zor söndürdü. ABD’deki yangınlar bir aydan fazladır hala devam
etmekte. İtalya aynı, Yunanistan yangın karşısında denizlere
sığınmış sanki.
Bakmayın muhalefetin THK’nu öne çıkarma gayretlerine; dünyada
hiçbir ülkede bu tür yangınları
söndürebilecek ENVANTER yoktur. Geçenlerde Almanya’da sel felaketi
oldu, devlet vatandaşına
yardım dahi gönderemedi. Bizde ise söndürme faaliyetlerindeki
hızlılıkla birlikte devletimiz, emsal
uygulaması ile “ Sosyal Devlet” olma örneği sergilemiştir.
Şöyle ki; hasar gören evlere 50.000 TL’ye kadar eşya yardımı,
kirada olanlara kira yardımı yapılacak.
Esnaf kredi ödemeleri, Tarım Kredi Borçları ertelenip Esnafa
faizsiz Esnaf Kredisi verilecek. Zarar
gören veya tamamen yok olan evlerin yapımına başlandı bile.
Ama gel gör ki; gözleri olduğu halde gerçeği göremeyen, kulakları
olduğu halde doğru sözü dinleyip
anlamayan içimizdeki beyinsiz güruh her fırsatta Devlet’i nasıl
tökezletiriz diyerek bugüne kadar
yangınların söndürülmesi yolunda sanki hiç gayret sarfedilmemiş
gibi kamuoyunda bir algı yaratıp
buradan kendilerine siyasi bir rant çıkarmanın peşindeler. Fakat,
bu arada birliğimizi, bütünlüğümüzü,
beka ve dirliğimizi hedef tahtası olarak ilan eden Terör Örgütü,
orman yangınlarının sorumluluğunu
üstlendiğini açıklamasına rağmen bir cümle ile de olsa terör
örgütüne karşı gıklarını çıkarmadılar.
Niçin? Yoksa ittifaklarının bozulacağından mı korkuyorlar?
DAR GÜNÜMÜZDE, KARDEŞİMİZ HER ZAMANKİ GİBİ YANIBAŞIMIZDA!
Geçen haftaki yazımda bir kere daha ifade etmiştim;
etrafımızdakiler yanlış anlamasın sakın, biz
Azerbaycan ile bir millet iki devletiz. Bizim kardeşliğimiz,
birbirimizin derdini, sıkıntısını kendi öz
derdimiz olarak belleyip ona göre hareket etmemiz, etrafımızdaki
komşularımızın da iyiliğinedir.
Kimse bundan rahatsız olmasın, bu birlikteliğimizi kimse yanlış
yorumlamasın.
“Dost dar günde belli olur” demişti büyüklerimiz. Kendilerini dost
olarak takdim eden nice namert
sahtekarlar, sosyal medyada sahte siteler kurarak Türk Devletini
dünya kamuoyu nezdinde yangınla
mücadelede başarısız göstermek için yerli işbirlikçileriyle gayret
sarfederken, Azerbaycan Devlet Başkanı Hürmetli İlham Aliyev
“Biz kardeş Türkiye’nin yanındayız” açıklamasıyla sahnedeki yerini
aldı ve “Azerbaycan’ın bütün kurumları, Türkiye’nin muadil
kurumlarıyla irtibatlı olacak” talimatını verdi. İşte bu
doğrultuda Olağanüstü Haller Bakanı’nın sevk ve idaresiyle toplam
53 yangın söndürme aracı ve 221 kişilik insan gücüyle Can
Azerbaycan yangın mahallinde yanımızdaki yerini aldı ve hızlı
bir şekilde kurtarma ve söndürme faaliyetlerine başladı.
Nitekim yangın söndürme faaliyetleri esnasında Azerbaycan
kurtarma ekibi’ne mensup Kamil adındaki yiğit, Marmaris’te yanmakta
olan evin içinde acaba insan var mı diye, canını hiçe sayarak
içeri girmiş, bakmış ki kimse yok, etrafa göz
attığında duvarda asılı Türk bayrağını görmüş. Hemen bayrağı
kapıp dışarı fırlamış. Sorulduğunda “Evde insan yoktu. Ama
Bayrağımızı gördüm, Türk Bayrağını yandırma olamazdı. Türk Bayrağı
da en az Türk insanı kadar aziz ve değerlidir. Men de canımı
hiçe sayarak içeri girdim ve bu aziz ve şerefli
bayrağı yanmaktan kurtarıp dışarıya fırladım.”
Aziz dostlar ben gayri bir şeyde demiyorum, her şeyi Kamil dedi. Haydi kalın sağlıcakla.