Çiçek'ten sağduyu çağrısı

Abone ol

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Finlandiya'da yaşayan Türk vatandaşlarla bir araya geldi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek , farklılıkların bölünmeye, ayrılmaya, kamplaşmaya, kutuplaşmaya, sen ben kavgasına dönüşmemesi gerektiğini belirterek, birarada yaşamanın önşartının uzlaşma olduğunu söyledi.

Çiçek, Türkiye'nin Helsinki Büyükelçiliği'nde, Finlandiya 'da yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.

Salonda bulunanlara, ''Büyükelçiliklerimiz de var ama halkımız adına Türkiye'yi temsil eden sizlersiniz, sizler fahri elçilerimizsiniz. Ne kadar iyi temsil ederseniz, ülkenin menfaatine, imajına o kadar katkı sağlamış olursunuz'' diye seslenen Çiçek, ''Türk vatandaşı'' denildiğinde, kişilerin iyi şeyler düşünmesi gerektiğini söyledi.

Çiçek, Türklerin, samimi, güvenilir, yanlış işler yapmaz kanaatinin, ülkeye yapılan en iyi hizmet olduğunu belirterek, ''Bizi iyi temsil edin'' dedi.

Finlandiya ile her alanda ilişkilerin iyiye gittiğini ifade eden Çiçek, ''İşler hükümetler düzeyinde iyi giderken, sizler de katkı verirseniz iyi olur'' diye konuştu.

Çiçek, Finlandiya'nın demokratik bir toplum olduğuna işaret ederek, ''Yurt dışında 5 milyondan fazla vatandaşımız var, 2,5 milyondan fazlası seçmen, 155 ülkede Türk vatandaşı yaşıyor. Bu önemli bir imkan'' şeklinde konuştu.

''Aynı fikirde, aynı siyasi kanatta, inançta olmayabiliriz'' diyen Çiçek, farklı siyasi görüşler, inançların kavga, bölünme, husumet nedeni olması gerektiğini vurguladı. Çiçek, Finlandiya'daki Türklere şöyle seslendi:

''Farklılığımız ayrılık gerekçemiz olmamalı. Belki en büyük sıkıntıyı burada çekiyoruz. Birçok noktada tuzağa düşüyor, düşürülüyoruz. Farklılıklar ayrılmaya, bölünmeye, hatta giderek kamplaşmaya, kutuplaşmaya neden oluyor. Bu en büyük zararı veriyor. Farklılıklar, bölünmeye, ayrılmaya, kamplaşmaya, kutuplaşmaya, sen ben kavgasına dönüşmemeli. Bu anlamda dayanışma içinde olun. Beraber olduğunuz nokta, ayrı olduğunuz noktalardan fazladır, bunu öne çıkarın. Aranıza fitne, fesadı sokmayın. Yaptığımız işi yasalara uygun yapalım, kestirme yollarını aramayalım; sizi sıkıntıya, başınızı derde sokar. Türk vatandaşı denildiğinde kanunsuzluk yapan insanlar olarak algılanmamalı. Türkiye ile ilişkilerinizi kesmeyin. Çocuklarınıza Türkçe'yi unutturmayın. Bulunduğumuz ülkelere entegre olacağız ama kültürel, insani değerlerimizi unutmamamız gerekir.''

ÖNYARGISIZ BAKMAK GEREK

Çiçek'e bir vatandaş, uzun yıllar siyasette yer aldığını ve farklı partilerle çalıştığını hatırlatarak, bunun sırrını sordu.Demokrasinin, uzlaşma rejimi olduğuna işaret eden Çiçek, bunu önemsediğini vurguladı. Çiçek, herkesle birlikte çalışabilmenin, birlikte iş yapabilmenin, yollarını bulmaları gerektiğini dile getirerek, bunun yolunun da kişilere önyargısız bakmak olduğunu söyledi.

Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ben ülkemi seviyorum, başkaları da seviyor, tek ben değilim. Ben seviyorum, öbürleri düşman derseniz zorlaşır. Bir arada yaşamanın önşartıdır uzlaşma. Benim de başkalarının da hakkı var. Ben de başkalarının hakkına saygı duymalıyım, lafın doğrusunu söyleyip, işin yanlışını yapmamak lazım. Türkiye'de lafın doğrusu söyleniyor ancak birlikte iş yapmada sıkıntılarımız var. Yapabilmenin gayretinde olmak lazım. Başkalarının da doğru söyleyebileceğini kabul ederek o görüşlerden yararlanabilme çabasında olmak lazım. 1966'dan, üniversiteye ayak attığımız andan beri siyasetle uğraşıyoruz, particilik değil, ikisi ayrı şeyler. Soğuk savaşın devam ettiği yıllar. En çok da zarar gören ülkenin çocuklarıyız biz. Bir kısmımız sol, bir kısmımız sağ yumruğunu sıktı. Yumruk sıkmak değil, birbirinizin elini sıkmaktan geçiyordu, birbirimizin elini uzun süre sıkamadık; ölen, yaralanan, okuldan kovulanlar oldu.

Bizi karşı karşıya getirenler kayboldu, biz kaldık orta yerde. Bu tecrübeyi insanlar bilmeli. Birbirimizin elini sıkacak anlayışa, uzlaşmaya, dostluğa ihtiyaç var. Kendi hayatımda olabildiğince yapıyorum. Siyaset yumruk sıkmak değil, el sıkmaktır. Buna daha çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Türkiye olarak iyi örnekler vermiş değiliz. Siyasi partiler, iyi örnek oluşturmalı. Siyasi partiler, birbirinin hasmı olan kuruluşlar değil, rakibi olan kuruluşlardır. Rekabette kalite olur, partilerimiz hizmet noktasında rekabete girerse siyaset daha kaliteli, anlamlı olur, aksi halde eziyete dönüşür. Zaman zaman da yaşıyoruz. İşbirliği yapabilmenin yollarını hep beraber bulmalıyız. Siyaset meslek değildir, memlekete hizmet için imkandır. Çok partili hayata geçeli 63 yıl oldu, birlikte iş yapmak için İngiltere, Almanya, Finlandiya'dan örnek vereceksek, o zaman bizim, siyasetimizin, toplumun önünde laflar eden insanlar olmamızın anlamı kalmaz. Türkiye'nin, demokrasi adına güzel örnekleri verme zamanı geldi. Kendi hayatımda bunları olabildiğince yapmaya çalışıyorum. Çalışmadan, gayret etmeden bir şey olmaz. Aldığımız görevi en iyi şekilde yapmak vatanseverliğin en önemli göstergesidir.''

TBMM Başkanı Çiçek, siyaset yapanların, iki şeyi iyi bilmesi gerektiğini belirterek, bunların özellikle yakın siyasi tarih ve dilleri olduğunu söyledi. Çiçek, ancak bu ikisinde de sıkıntıların bulunduğunu dile getirdi. Türkiye'nin her meselesinin özünde eğitimin yattığına işaret eden Çiçek, ''Gençlerimizi, insanımızı yeteri kadar eğitebildiğimiz kanaatinde değilim, öğretim için çaba harcıyoruz. İyi öğreteceğiz, hem de iyi eğiteceğiz'' dedi.

Çiçek, hata yaptıklarında özür dilemeyi de bilmek gerektiğini vurgulayarak, bunların yapılmasının bulunduğu yerde kalınmasını uzatabileceğini, gerisinin ise kader olduğunu söyledi.

HÜKÜMETE SORU SAATİ

Çiçek, büyükelçilikten sonra Finlandiya Parlamentosu'na geçerek, Genel Kurul'un ''Hükümete Soru Saati'' çalışmalarını izledi. Çiçek, buradan Fin parlamenterleri selamladı.

Cemil Çiçek, daha sonra Dışişleri Bakanı Erki Tuomioja'yı kabul etti.

Çiçek, bu kabulün ardından Finlandiya İslam (Tatar) Cemaat merkezini de ziyaret etti.

Günün Önemli Haberleri