CHP'li üyelerden bütçe eleştirisi
Abone ol2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler sürüyor. CHP'li üyeler, yatırım, istihdam, tarım ve özelleştirme politikalarını eleştirdiler.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler sürüyor. Komisyonda söz
alan CHP'li üyeler, yatırım, istihdam, tarım ve özelleştirme
politikalarını eleştirdiler. CHP Aydın Milletvekili Mehmet Mesut
Özakcan, bütçe üzerindeki görüşlerini açıklarken, 2005 yılı
bütçesinin işçinin, memurun, emeklinin, dar gelirlinin ezilmesi
anlamına geldiğini savundu. Bütçede yatırım ve istihdamın
bulunmadığını ileri süren Özakcan, devletin ekonomik işlevinin
''yok olduğunu'', tarım sektörünün ise ''batırıldığını'' söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''halkın yanındayım' diyerek
gecekondularda iftar yaptığını, diğer taraftan da ''maaşının
yetmediğini'' ifade ettiğini anlatan Özakcan, ''bunları söylerken,
4. şirketini kuruyor. Bu arada, sayın Maliye Bakanı'nın
yakınlarının mısır ve tavuk işleri de iyidir, enflasyona karşı
ezilmezler inşallah...'' dedi. Hükümetin tarım politikalarını
eleştiren Özakcan, bu sorunları dile getirmelerine rağmen,
''duvardan ses geldiğini, hükümetin sesinin çıkmadığını'' söyledi.
''IMF'NİN KÖLESİ...'' Atatürk'ün ''köylü milletin efendisidir''
sözünü anımsatan Özakcan, uygulanan politikalar ile köylünün
milletin efendisi olmaktan çıkarıldığını, IMF'nin kölesi haline
getirildiğini ifade etti. AK Parti Balıkesir Milletvekili Ali Osman
Sali ise ekonomide büyümenin sağlandığını, 2005 yılında da bunun
süreceğini söyledi. Ekonomideki gelişmelere rağmen, iç ve dış
borçlanmanın arttığını, bunu vatandaşa anlatmakta güçlük çektiğini
belirten Sali, Maliye Bakanı Unakıtan'dan buna açıklık getirmesini
istedi. Bütçenin üçte birinin borç faizi ödemesine gideceğinin
öngörüldüğünü anlatan Sali, özelleştirme uygulamalarına değindi.
Borçların ödenmesi için ''ne satılacaksa satılsın'' diyen Sali,
sözü vergi kaçakçılığına getirdi. Vergi kaçakçılığının sistemin
ağır koşullarından kaynaklandığını ifade eden Sali, ''mevzuata
uygun davranan vatandaş ne yapsın? Kaçakçılığın önlenmesi için
vatandaşı sıkmayan bir uygulama olmalı'' diye konuştu. KDV
oranlarının yüksek olduğuna da dikkati çeken Sali, vergi yönetimini
çok başarılı bulmadığını, geliri bin 500 doların altındaki illere
yönelik teşvik uygulamasını da doğru olmadığını savundu.
''(VER-KURTUL) ANLAYIŞI İLE OLMAZ'' CHP Balıkesir Milletvekili Ali
Kemal Deveciler ise bütçenin sosyal yönünün bulunmadığını,
vatandaşın elindekini ''çalan'', ''emen'' bir bütçe olduğunu ileri
sürdü. Bütçede halka yeni yüklerin geldiğini anlatan Deveciler,
ülkede son günlerdeki iddiaların tersine yoksulluk ve işsizliğini
artığını söyledi. Tarım ve hayvancılığın kendi kaderine
bırakıldığını, özelleştirmenin ise kanayan bir yara haline
geldiğini anlatan CHP'li Deveciler, ''ver-kurtul'' anlayışı ile
özelleştirme yapılamayacağını kaydetti. Deveciler, 2005 bütçesinde
dar gelirliye yönelik bir şey öngörülmediğini, daha önce olduğu
gibi faizciye ve rantiyeciye bir şeyler verildiğini öne sürdü. AK
Parti'nin, bütçe ile 2005 yılını ''heba ettiğini'' ve IMF'nin
''sözünün dışına çıkmadığını'' ifade eden Deveciler, ''AK Parti,
geçmişi kötüleyerek (ne yapalım) diyemez. Bu iktidarın, 3'lü
koalisyondan hiçbir farkı yoktur'' dedi. AK Parti Ankara
Milletvekili Mehmet Zekai Özcan, Türkiye'de gelir dağılımında
dengesizliklerin mevcut olduğunu, ancak hükümetin attığı adımların
bunu gidermeye dönük olduğunu belirtti. Özcan, hükümetin, iktidara
geldiğinde dar gelirli kesimin maaşlarına artırma yönünde
girişimlerde bulunduğunu anlattı. ''UTANÇ VESİLESİ'' CHP İstanbul
Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu da kişi başına düşen milli
gelirin ne kadar olduğu konusunda kamuoyunda farklı rakamların
telaffuz edildiğini belirterek, bunun gerçekte ne kadar olduğunu
sordu. Ramazan dolayısıyla kurulan iftar çadırlarına sadece çok
yoksul kesimin değil, biraz daha üst sayılabilecek katmanların da
gitmeye başladığını anlatan Kumkumoğlu, belediyelerin bunu belki
bir hizmet yaptıkları için ''övünç kaynağı'' olarak
gösterebileceğini, ancak halkın bu duruma düşmesini, ''utanç
vesilesi'' olarak görmek gerektiğini söyledi.