CHP'den askere iade-i itibar teklifi SON DAKİKA
Abone olCHP Balyoz davası kararının ardından tasfiye edilen subayların itibarlarını geri almak için yasa teklifi sundu.
CHP, Balyoz davası kararının ardından Türk Silahlı
Kuvvetlerinin komuta kademesinde tasfiye edilmiş subaylara iade-i
itibar bulunmak için hazırladıkları yasa teklifini TBMM
Başkanlığı'na sundu.
GENEL GEREKÇE
"Türkiye, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 251. maddesiyle
görevli Cumhuriyet savcılarınca 250. maddesiyle yetkili ağır ceza
mahkemelerinde görülmek üzere açılan ve kamuoyunda Kumpas Davaları
olarak nitelendirilen davalarda, daha öncesinde yaşanmamış hukuk
skandallarına tanık olmuştur. Mecelle'yi derleyen komisyonun
başkanı Ahmet Cevdet Paşa, “Usul esasa mukaddemdir.ö demişti.
Ancak, bu davalarda esas usule egemen olmuş ve savcı ve hakimler
soruşturma ve kovuşturmaları 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa
göre değil, kendilerine özel usullerle yürütmüşlerdir. Liberal
(temsili) demokrasinin uluslararası belgeleri olan 1215 Magna
Carta, 1679 Habeas Corpus Act, 1776 Amerikan Bağımsızlık
Bildirgesi, 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, 1948
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 1950 Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi, 1966 Birleşmiş Milletler Kişisel ve
Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, 1990 Paris Şartı ve 1996
Avrupa Sosyal Şartındaki insan haklarına ilişkin uluslararası ilke
ve değerler bir yana bırakılarak adeta sürrealist bir hukuk teorisi
yaratılmıştır. Sürrealizmi (gerçeküstücülük) Salvador Dali
resimlerinde, Victor Brauner heykellerinde, Louis Aragon
şiirlerinde, Luis Bunuel filmlerinde, Roger Vitrac oyunlarında
gördüğümüz, bilinci hayal gücünün sınırsız özgürlüğünde
bilinçdışınının emrine veren ve gerçeği sanatçıdaki izdüşümüne
indirgeyen bir sanat akımı olarak biliyorduk. Türkiye'de ise
herkesin gözü önünde ve göz göre göre hukukun yargı eliyle iğdiş
edilerek özel görevli mahkemeler ve özel yetkili savcılar eliyle
muhalefet odaklarını tasfiyenin ve totaliter bir rejimi inşa
etmenin uygulamalı hukuk teorisi haline getirildiğini gördük.
Sürrealist hukuk teorisi uygulamalarının, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a uzanması üzerine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
250. ve 251. maddeleri, 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun
105. maddesiyle yürürlükten kaldırılarak, 75. maddesiyle 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesine taşınmıştır. Ancak,
6352 sayılı Kanunun 105. maddesiyle bir yandan sürrealist hukuk
teorisinin uygulayıcısı özel görevli mahkemeler kapatılırken, diğer
yandan geçici 2. maddesiyle açılmış bulunan kumpas davalarını
sonuçlandırması öngörülebilmiştir. 17 Aralık Yolsuzluk
Operasyonları sonrasında 21.2.2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanunun
19. maddesiyle ise 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 10.
maddesi de yürürlükten kaldırılmıştır. Açılmış bulunan kumpas
davalarından Balyoz Darbe Planı Davasında mahkum edilen 230
başvurucunun talebine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi 18.6.2014
tarihli kararında; Başvurucuların; İstemlerine rağmen dönemin
Genelkurmay Başkanı ile Kara Kuvvetleri Komutanı'nın mahkemede
tanık olarak dinlenmediği, Dijital delillerin sahteliğinin
değerlendirilmesine ilişkin şikayetlerinin mahkemede giderilmediği,
gerekçeleriyle Anayasanın 36. maddesinde yer alan “adil yargılanma
hakkıönın ihlal edildiğine, ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına 'oybirliği' ile
karar vermiştir. Bu kararın yerel mahkemeye ulaşması ve tutuklu ve
sanıkların tahliye talepleri üzerine ise Anadolu 4. Ağır Ceza
Mahkemesi 19.6.2014 tarihli kararında, Balyoz Darbe Planı
Davası'nın sanıkları hakkında infazın durdurulmasına, hakkında
yakalama kararı bulunanların yakalama kararlarının kaldırılmasına,
tutuklu sanıkların derhal serbest bırakılmasına ve dosyanın yeniden
esasa kaydedilerek yargılamanın yeniden yapılmasına karar
vermiştir. Kumpas Davalarının öncelikli hedefi Türk Silahlı
Kuvvetleri ve komuta kademesi olmuş; komuta kademesinin yeniden
şekillendirilmesi amaçlanmıştır. Yurtdışı görevlerden ifade vermek
için mahkemeye gelenler dahi kaçma şüphesi gerekçesiyle
tutuklanmışlardır. Tutuklandıkları veya hüküm giydikleri
gerekçesiyle açığa alındıklarından 2008 ve sonrasında terfi
sırasında olan çok sayıda subay ve general emekliye sevk edilmiş;
rütbe terfiinde liyakate dayalı yüzyıllık gelenekler yok edilerek
boşaltılan kadrolara tasfiyelerle daraltılmış alandan terfiler
yapılmış ve TSK'nın komuta hiyerarşisi zafiyete uğratılarak
bölgesel caydırıcılığı ortadan kaldırılmıştır. Örneğin, Deniz
Kuvvetleri Komutanlığındaki 48 amiralin 25'i tasfiye edilirken,
terfi sırasındaki kurmay albaylar da tasfiyeden
kurtulamadıklarından amiralliğe geriye kalanlar arasından seçim
yapılmak durumunda kalınmıştır. Benzer tasfiyeler Devlet memurları,
üniversite öğretim elemanları ve askeri hakim ve savcılarda da
yaşanmıştır. Kumpas Davalarındaki hukuksuzluklar Anayasa Mahkemesi
kararıyla hukuken de tescil edilmiş olduğundan, bu davaların
amacını tersyüz etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, egemenliğin
gerçek sahibi olan Millete karşı yerine getirmekten kaçınamayacağı
bir borçtur. Teklifimizle, Kumpas Davalarında haklarında soruşturma
açılan veya yargılanan kamu görevlilerinin hukuksal haklarının
iadesinin sağlanması amaçlanmaktadır."
AMAÇ
"MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı, siyasal amaçlarla açılan kumpas
davaları mağduru kamu görevlilerinin hukuksal haklarının iadesini
sağlamaktır."
KAPSAM
"MADDE 2- 1) Bu Kanun 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun (Mülga) 250. maddesiyle yetkili ağır ceza
mahkemelerinde görülmek üzere açılan ve 02.07.2012 tarihli ve 6352
sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca görevlerine devam eden
ağır ceza mahkemelerinde görülen veya bu mahkemelerde derdest
durumda iken 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununa 21.02.2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanunun 1. maddesiyle
eklenen geçici 14. maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkemelere
devredilen davalar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun
02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 75. maddesiyle değişik
(Mülga) 10. maddesiyle kurulan ağır ceza mahkemelerinde görülmek
üzere açılan ve bu mahkemelerde derdest durumda iken 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununa 21.02.2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanunun
1. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi gereğince yetkili ve
görevli mahkemelere devredilen davalar kapsamında hazırlık
soruşturması dahil haklarında adli ve idari soruşturma yürütülen,
dava açılan, tutuklanan, açığa alınan, isteği veya isteği dışında
emekliye sevk edilen, meslekten ihraç edilen veya hüküm verilen
kamu görevlilerinden; Haklarında dava açılmamakla birlikte
yürütülen adli ve idari soruşturmalardan dolayı kademe ilerlemesi
ve derece yükselmesi ile rütbe terfileri durdurulanlar, terfide
beklemeye alınanlar ve kendi isteği veya isteği dışında emekliye
sevk edilenler ile meslekten ihraç edilenleri, Haklarında yürütülen
soruşturma veya kovuşturma, hayatlarını kaybetmeleri nedeniyle
düşenleri, Yargılamanın her aşamasında beraatına karar verilenleri,
Yargılama sırasında tutuksuz yargılanmasına veya Yargıtay
tarafından verilen bozma kararı sonrasında tahliyesine karar
verilmekle birlikte yargılaması devam edenleri, Haklarında verilen
hüküm kesinleşmiş olmakla birlikte bireysel başvuruda bulunsun ya
da bulunmasın Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararları
veya diğer olağanüstü kanun yolları sonucunda haklarında
yargılamanın yenilenmesine veya tahliyelerine karar verilenleri
kapsar."
ADİL YARGILANMA HAKKI VE ÖZGÜRLÜK GÜNÜ
"MADDE 3- (1) Anayasa Mahkemesinin Balyoz Davasında başvurucuların
“adil yargılanma hakkıönın ihlal edildiği kararını verdiği 18
Haziran 2014 günü, “Adil Yargılanma Hakkı ve Özgürlük Günüö ilan
edilmiştir. “18 Haziran Adil Yargılanma Hakkı ve Özgürlük Günüönde
insan hakları, hoşgörü ve hukukun üstünlüğü temelinde, barış,
özgürlük ve hukuk güvenliği içinde birlikte ve dayanışma halinde
yaşama azim ve kararlılığını yücelten etkinlikler için kamuya ait
konferans salonları ile cadde, sokak, park, meydan ve alanlar
önceden izin alınmaksızın etkinliklere açılır. “18 Haziran Adil
Yargılanma Hakkı ve Özgürlük Günüönde ceza ve tutuk evlerindeki
hükümlü ve tutuklulara açık görüş hakkı tanınır."
SAĞLANAN HAKLAR
"MADDE 4- (1) Bu kanun kapsamında olan kamu görevlilerinden; Açığa
alınanlar ile isteği veya isteği dışında hakkında emeklilik işlemi
yürütülenlerin ya da meslekten ihraç edilenlerin istekleri halinde
görevlerine dönmesi, Görevlerine geri dönenler ile açığa
alınanların açıkta, tutuklulukta, hükümlülükte veya emeklilikte
geçirdikleri sürelerin, kademe ilerlemesi, derece yükselmesi ve
rütbe terfiinden sayılması, Haklarında dava açılmamakla birlikte
haklarında yürütülen adli ve idari soruşturmalardan dolayı kademe
ilerlemesi, derece yükselmesi ve rütbe terfii durdurulanlar ile
terfide beklemeye alınanların nasıpları esas alınarak eşiti derece
ve kademe ile rütbeye terfilerinin yapılması, Hazırlık soruşturması
dahil adli ve idari soruşturma ile yargılamanın her aşamasında her
ne şekilde olursa olsun hayatını kaybedenlerin, nasıplarının 18
Haziran 2014 tarihindeki derece ve kademesi ile rütbesi üzerinden
emekliye sevk edilmesi, Astsubaylardan aynı nasıpta olanlar içinde
teğmenliğe naspedilenler var ise aynı derece, kademe ve rütbe
üzerinden subaylığa naspedilmesi, Kademe ilerlemesi, derece
yükselmesi ve rütbe terfiinden kaynaklanan maaş farklarının on kat
fazlasıyla ödenmesi,hakları sağlanır."
KAMU GÖREVLİLERİ HAKKINDA ORTAK HÜKÜMLER
"MADDE 5- (1) Bu Kanun kapsamında olan Devlet memurları, hakîm ve
savcılar ve üniversite öğretim elemanlarının haklarında soruşturma
açıldığı tarihten tekrar göreve başlatıldıkları tarihe kadar
açıkta, gözaltında, tutuklulukta, hükümlülükte veya emeklilikte
geçen sürelerin; Tamamı kamu görevinde geçmiş sayılır. Her yılı bir
kademe ilerlemesi ve her üç yılı (hakîm ve savcılarda her iki yılı)
bir derece yükseltilmesi suretiyle değerlendirilir. Üniversite
öğretim üyeleri için tamamı akademik unvanların elde edilmesinde
(hakîm ve savcılarda birinci sınıfa ayrılma ve Yargıtay ve Danıştay
üyeliğine seçilme hakkının elde edilmesi ve kaybedilmemesinde)
dikkate alınır. Bu Kanun kapsamında olan kamu görevlilerinden
astsubay ve subaylar ile general ve amirallerin haklarında
soruşturma açıldığı tarihten tekrar göreve başlatıldıkları tarihe
kadar açıkta, gözaltında, tutuklulukta, hükümlülükte veya
emeklilikte geçen sürelerin; Tamamı kıta hizmetinde geçmiş sayılır.
Her yılı için sicil tam notu verilmiş sayılır. Her yılı bir kademe
ilerlemesi ve her üç yılı bir derece yükseltilmesi (generaller
hariç) suretiyle değerlendirilir. Tamamı rütbe kıdemlerinde ve bir
üst rütbeye terfide (askeri hakim ve savcılar için birinci sınıfa
ayrılma ile askeri yüksek mahkemelere seçilme hakkının elde
edilmesi ve kaybedilmemesinde) dikkate alınır. Tamamı kadar
emeklilik yaş hadleri uzatılır. Bu Kanun kapsamındaki astsubay ve
subaylar ile general ve amiraller hakkında, 27.7.1967 tarihli ve
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 36.
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt
bentleri, 50. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 65.
maddesinin birinci fıkrasının (a), (d), (e), (h) ve (ı) bentleri ve
94. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 106. madde
hükümleri uygulanmaz."
KAMU GÖREVLİLERİNİN GÖREVLERİNE BAŞLATILMASI
"MADDE 6- (1) Bu Kanun kapsamında olan Devlet memurları, hakîm ve
savcılar ve üniversite öğretim elemanları ile astsubay, subay ve
general ve amiraller bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
30 gün içinde kurumlarınca görevlerine başlatılır. Devlet
memurları, hakîm ve savcılar ve üniversite öğretim elemanlarının
intibakları bu Kanunun 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki
esaslar dahilinde yapılır."
ASTSUBAY VE SUBAYLARIN İNTİBAKLARI İLE RÜTBE
TERFİLERİ
"MADDE 7- (1) Bu Kanun kapsamında olan ve görevlerine başlatılan
astsubay ve subayların haklarında soruşturma açıldığı tarihten
tekrar göreve başlatıldıkları tarihe kadar açıkta, gözaltında,
tutuklulukta, hükümlülükte veya emeklilikte geçen sürelerinin; Her
yılı bir kademe ve her üç yılı bir derece sayılmak suretiyle yeni
derece ve kademelerine derhal yükseltilirler. Tamamı kıta
hizmetinde geçmiş ve her yılı için sicil tam notu verilmiş sayılmak
koşulu ile bu Kanunun 4. maddesinin (3) numaralı fıkrası göz önüne
alınarak rütbe terfileri; 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununun subaylar için 36. maddesi, astsubaylar için 85.
maddesi hükümlerine göre derhal yapılır. Bunların intibakları
sonucundaki rütbe ve kıdemleri, haklarında soruşturmanın açıldığı
tarihte bulundukları nasıpta eşiti olan astsubay veya subayın bu
Kanuna göre göreve başlatıldıkları tarih itibariyle en üst rütbeye
ulaşan eşiti nasıplı astsubay veya subayın rütbe ve kıdeminden
düşük olamaz. Bu Kanun kapsamında olan astsubay ve subaylardan dava
açılmamakla birlikte haklarında yürütülen hazırlık soruşturması
dahil adli ve idari soruşturmalar nedeniyle kendi isteği veya
isteği dışında emekliye sevk edilen, kademe ilerlemesi, derece
yükselmesi ve rütbe terfileri durdurulan veya rütbelerinde
beklemeye alınanların, bulundukları nasıpta eşiti olan astsubay
veya subayın bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle en üst
rütbeye ulaşan eşiti nasıplı astsubay veya subayın rütbe ve kıdemi
üzerinden intibakları yapılır. En az dört yıl süreli fakülte veya
yüksekokulu bitirmiş olup da en az kıdemli çavuş rütbesinde ve
astsubay olarak dördüncü hizmet yılını tamamlamış, yedinci hizmet
yılını bitirmemiş olan astsubaylardan, haklarında adli ve idari
soruşturma başlatılmış ya da dava açılmış olması nedeniyle 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 109. maddesi
uyarınca subaylık seçme sınavına katılamayanların, bulundukları
nasıpta eşiti olan astsubaylardan teğmenliğe naspedilenler var ise,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle en üst rütbeye ulaşan
eşiti nasıplı subayın rütbe ve kıdemine nasıpları yapılır. Derece
yükselmesi, rütbe terfii ve astsubaylıktan subaylığa nasıpta üst
rütbede kadro olması şartı aranmaz."
GENERAL VE AMİRALLERİN RÜTBE TERFİLERİ
"MADDE 8- (1) Bu Kanunun kapsamında olan ve göreve başlatılan
kurmay subaylardan üst rütbelere veya tuğgeneral ve tuğamiralliğe
terfi ettirilecekler ile general ve amirallerin, haklarında
soruşturma açıldığı tarihten tekrar göreve başlatıldıkları tarihe
kadar açıkta, gözaltında, tutuklulukta, hükümlülükte veya
emeklilikte geçen sürelerinin; Her yılı bir kademe ve her üç yılı
bir derece sayılmak (generaller hariç) suretiyle yeni derece ve
kademelerine derhal yükseltilirler. Tamamı kıta hizmetinde geçmiş
ve her yılı için sicil tam notu verilmiş sayılmak koşulu ile kadro
şartı aranmaksızın ve 17.7.1972 tarihli ve 1612 sayılı Yüksek
Askeri Şûranın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine tabi
olmaksızın 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun
47., 49. ve 54. maddelerine göre üst rütbelere terfileri derhal
yapılır. Bunların intibakları sonucundaki rütbe ve kıdemleri,
haklarında soruşturmanın açıldığı tarihte bulundukları nasıpta
eşiti olan kurmay subay ya da general veya amiralin bu Kanuna göre
göreve başlatıldıkları tarih itibariyle en üst rütbeye ulaşan eşiti
nasıplı kurmay subay ya da general veya amiralin rütbe ve
kıdeminden düşük olamaz. Bu Kanun kapsamında olan kurmay subay,
general ve amirallerden dava açılmamakla birlikte haklarında
yürütülen hazırlık soruşturması dahil adli ve idari soruşturmalar
nedeniyle kendi isteği veya isteği dışında emekliye sevk edilen,
kademe ilerlemesi, derece yükselmesi ve rütbe terfileri durdurulan
veya rütbelerinde beklemeye alınanların, kadro şartı aranmaksızın
ve 17.7.1972 tarihli ve 1612 sayılı Yüksek Askeri Şûranın Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine tabi olmaksızın 926 sayılı
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 47., 49. ve 54.
maddelerine göre üst rütbelere terfileri, bulundukları nasıpta
eşiti olan kurmay subay, general veya amiralin bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarih itibariyle en üst rütbeye ulaşan eşiti nasıplı kurmay
subay, general veya amiralin rütbe ve kıdemi üzerinden derhal
yapılır. Üst rütbeye terfide 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununun 47. ve 49. maddelerindeki üst rütbe kadrosunda
oranlar içinde açık bulunması koşulu aranmaz."
YAŞAMINI KAYBEDENLERİN EMEKLİLİK HAKLARI
"MADDE 9- Bu Kanun kapsamında olup da hazırlık soruşturması dahil
adli ve idari soruşturma ile yargılamanın her aşamasında her ne
şekilde olursa olsun hayatını kaybedenlerden; Devlet memurları
müstakil daire başkanı, üniversite öğretim elemanları Yüksek
Öğretim Kurulu üyesi, hakim ve savcılar Yargıtay üyesi; Astsubay,
subay, general ve amiraller, bulundukları nasıpta eşiti olan
astsubay, subay, general veya amiralin 18 Haziran 2014 tarihi
itibariyle en üst rütbeye ulaşan eşiti nasıplı astsubay, subay,
general veya amiralin rütbe ve kıdemi; esas alınarak ve emekliliğe
esas hizmet süresi 35 yılın altında olanlarda en az 35 yıl kabul
edilerek haklarında emeklilik işlemi tesis edilir. Bunların
emekliliğe sevk edildikleri tarih ile 18 Haziran 2014 tarihleri
arasındaki emekli maaş farkları on kat fazlasıyla hak sahiplerine
ödenir. Emekliliğe sevk tarihlerindeki emekli aylıkları ile yeni
kadro ve rütbelere göre hak ettikleri emekli aylıkları arasındaki
farklar ve emekli maaş farkları Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
Hazineden tahsil edilir."
İLERLEME, YÜKSELME VE RÜTBE TERFİLERİNDE MAAŞ FARKLARININ
ÖDENMESİ
"MADDE 10- Bu Kanun kapsamında olan kamu görevlilerinin kademe
ilerlemesi, derece yükselmesi ve rütbe terfiinden kaynaklanan maaş
farkları on kat fazlası ve yasal faiziyle birlikte ödenir."
MAAŞ FARKLARI İLE TAZMİNATLARIN SORUMLULARINA
ÖDETTİRİLMESİ
MADDE 11- Bu Kanunun 1. maddesi kapsamında olan ve derdest bulunan
davaların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren; Üç ay
içinde ilk derece mahkemesinde yargılaması tamamlanıp gerekçeli
kararı yazılmadığı, Temyiz itirazı Yargıtay'a ulaştığı tarihten
itibaren Yargıtay'ın ilgili dairesince üç ay içinde sonuçlandırılıp
gerekçeli kararı yazılmadığı, Başvurucuların talepleri Anayasa
Mahkemesi'ne ulaştığı tarihten itibaren üç ay içinde görüşülüp
karara bağlanmadığı, Yargıtay'ın bozma veya Anayasa Mahkemesinin
hak ihlali kararları sonucunda ilk derece mahkemesi yargılamayı üç
ay içinde tamamlayıp gerekçeli kararı yazmadığı, hallerde,
gecikilen günlere ilişkin maaş farklarının tamamı, gecikmenin
sorumlusu hakimler ile yüksek mahkeme başkan ve üyelerinden 6185
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre müştereken ve müteselsilen tahsil edilir. Bu Kanun
kapsamındaki davalara ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince
verilecek hak ihlaline ilişkin tazminat tutarları, yargılamanın her
aşamasında görev alan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı
gereği sorumluluğu bulunan savcı, hakim ve yüksek mahkeme başkan ve
üyelerinden 6185 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre müştereken ve müteselsilen tahsil edilir.
"
"MADDE 12- 27.7.1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununa aşağıdaki geçici 38. madde eklenmiştir. Geçici
Madde 38- Bu Kanunun 36. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
(1) ve (2) numaralı alt bentleri, 50. maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendi, 65. maddesinin birinci fıkrasının (a), (d) ve (e)
bentleri ve 94. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 106.
maddesi; 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
(Mülga) 250. maddesiyle yetkili ağır ceza mahkemelerinde görülmek
üzere açılan ve 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun geçici 2.
maddesi uyarınca görevlerine devam eden ağır ceza mahkemelerinde
görülen veya bu mahkemelerde derdest durumda iken 12.4.1991 tarihli
ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa 21.02.2014 tarihli ve 6526
sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi gereğince
yetkili ve görevli mahkemelere devredilen davalar ile 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununun 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı
Kanunun 75. maddesiyle değişik (Mülga) 10. maddesiyle kurulan ağır
ceza mahkemelerinde görülmek üzere açılan ve bu mahkemelerde
derdest durumda iken 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa
21.02.2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen
geçici 14. maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkemelere
devredilen davalarda uygulanmaz."
"MADDE 13- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer."
"MADDE 14- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür."