CHP'de Gülen'i öven isme kırmızı kart
Abone ol"Fethullah Gülen bilge insandır" diyen Muhammed Çakmak, CHP kurultayında delegeden kırmızı kart yedi.
Gülen'e övgüler yağdırdığı için CHP'de tepki çeken
Çakmak, PM seçiminde 370 oy alarak liste dışı kaldı.
CHP'de kurultay geride kaldı ama tartışmalar bitmiyor. Kılıçdaroğlu'nun konuşması kafaları karıştırdığı gibi PM seçimleri de çok konuşuldu. 2 gün süren kurultayın perde arkasını Sabah yazarı Mahmut Övür, yazdı.
Listenin dikkat çeken isimlerini ve yaşanan iktidar mücadelesini kaleme alan Övür, tablonun karışık olduğuna dikkat çekiyor.
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun
ağzından düşürmediği "değişim ve dönüşüm" sözüne
rağmen CHP'de ne değiştiğini Parti Meclisi listesine bakarak
söylemek çok zor.
CHP, laiklik üzerinden siyaset yapmayı bıraktı ama seçilenlere
bakınca partide tam bir kafa karışıklığı yaşandığı
görünüyor.
Adnan Keskin, Haluk Koç,
Murat Karayalçın, Gülsün Bilgehan, Fikri Sağlar, İlhan
Cihaner, Aytun Çıray, Bülent Kuşoğlu, Sezgin Tanrıkulu ve Metin
Feyzioğlu bir arada.
Bu gerçek,
CHP'nin sıkıştığı yüzde 20-25 bandından çıkamayacağının ilk
işareti.
Yeni katılanlar arasında da bu çizgiyi değiştireceklerin sayısı çok
az.
Parti Meclisi'nin bu tablosuna bakınca, CHP'yi yeni kitlelere
taşıyacak isim bulmak zor. Klasik CHP tabanından biraz farklı ve
halka dokunan yeni siyasi aktörlerin önde gelen birkaç isminin en
alt sıralarda yer alması bunu gösteriyor.
Bu açıdan en ilginç isim, dindar kesimle CHP arasında yeni köprü
kurabileceği umulan ve akademisyen kimliğiyle kamuoyunda ilgi çeken
Muhammet Çakmak...
Çakmak, 370 civarında oy alarak PM'ye seçilemedi. Çünkü Çakmak'ın,
daha önce Fethullah Gülen için "Fethullan
Gülen bilge insandır" demesi ve Bosna gezisinin
düzenlemesinde rol oynaması CHP içinde ve çevresinde çok
eleştirildi.
Bu tavır, kurultay salonunda tam bir kampanyaya dönüştü. Neredeyse
kürsüye çıkan her konuşmacı Çakmak'ın Nakşibendi
tarikatı şeyhinin torunu olduğundan söz edip oy verilmemesini
istedi. Hatta kulislerde "Çakmak'a değil, Cihaner'e oy
verin" çağrısı yapıldı.
Böylece CHP tabanı, içindeki en değişik siyasi aktöre daha fazla
tahammül edemediği gibi ihtimal olarak cemaatle ilişkiye de kırmızı
kart gösterdi.
Aslında "değişim" ve "Yeni CHP"
denildiğinde neyin anlaşıldığı da çok netleşmiş değil. Bu yüzden
durumu en iyi daha 2010'da söylediğimiz "Biraz
değişim" sözü açıklıyor. Bunun CHP'yi iktidar yapmaya
yetmeyeceği çok açık. Sanıyorum bu durumdan CHP tabanı da memnun.
Öyle olmasaydı, değişim denilince ilk akla gelen siyasi aktörden
Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu,
Nihat Matkap, Erdoğan Toprak en
alt sıralarda yer almaz, Muhammet Çakmak da liste
dışı kalmazdı.
Burada bir noktanın daha altı çizilmeli. Listeye girmelerine rağmen
"Maymuncuk" liste savaşlarıyla Gürsel
Tekin ve Erdoğan Toprak ustaca aşağı
çekilerek "etkisiz" birer aktör haline getirildi.
Bu da siyaseti bilmediği söylenen Kılıçdaroğlu'nun
siyasette ne kadar ustalaştığını gösteriyor. Hatırlayın,
Kılıçdaroğlu bırakın birinci adamlığı ikinci adam olacakları da
ince ince uyarmıştı: "İkinci adam yok, ikinci adamlar
var."
CHP'nin Parti Meclisi listesine bakıldığında tek tek çevresinde
sevilen sosyal demokrat isimler var ama tablo çok karışık. Ve
ortada aynı siyaset dilini konuşan bir kadro yok.
Bu durumda, değişimin simgesi de uygulayıcısı da "tek
adam": Kemal Kılıçdaroğlu...
Ve görünen o ki, CHP yerel seçimlere kadar önce Atatürkçü, sonra
sosyal demokrat, biraz ulusalcı, biraz sosyalist arada bir de
"sosyal liberal" söylemlerle yoluna devam edecek.
Sonrası Allah kerim... İyi ramazanlar...