CHP grubunda çok ilginç slogan!
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
İNTERNETHABER / ÖZEL İÇERİK
CHP Grubuna bu kez sloganlar damga vurdu. Taksim Gezi Parkı
direnişçilerinin meydanlarda söylediği her slogan CHP grubunda
yankılandı. Ama öylesi vardı ki, duyunca Kemal Kılıçdaroğlu bile
gülümsedi; Zıpla zıpla zıplamayan Tayyip!
Genellikle AK Parti'nin grubunda görmeye
alışık olduğumuz 'tezahürat manzarası' bu kez CHP
grubundaydı. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasına her es verdiğinde
partililer salonu sloganlarla inletti. Gezi direnişçilerinin
dillerinde dolaşan sloganlar bu kez CHP'lilere ilham kaynağı
oldu.
Partililer, "Her yer Taksim her yer direniş, zıpla zıpla
zıplamayan Tayyip, direne direne kazanacağız. Halkçı Kemal. Mustafa
Kemal'in askerleriyiz. Gençlik seninle gurur duyuyor. Faşizme karşı
omuz omuza. AKP halka hesap verecek" sloganları attı.
CHP Lideri bin yıllık kitabı açtı. Başbakan Erdoğan'a hitaben,
Gazali'nin "yöneticilere altın öğütler" kitabından
10 madde okudu ve "Bin yıl önce bile yönetim nasıl
oluyormuş, Recep Tayyip Erdoğan görsün" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, polisin destan yazdığını
belirten Erdoğan'ın bu ifadelerini eleştirerek halka karşı destan
yazılır mı diye sordu?
Kılıçdaroğlu, 90 kuşağı gençlerinin Başbakan Erdoğan'a diz
çöktürdüğünü iddia etti ve hükümetin Gezi olayları üzerinden
medyayı kontrol altına almaya çalıştığını söyledi.
İşte konuşmasından satırbaşları;
DİKTATÖR MEDYADAN KORKUYOR
Eski Genel Yayın yönetmeni de objektif bakıyordu olaylara. Onu da görevden aldılar. Hangi baskıyı uygularsanız uygulayın bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz.
Özgür medya olacak ki, halkın talepleri geniş kitlelere yansısın. Korkaklar medya özgürlüğünü istemezler. O nedenle Türkiye hapisteki gazeteci sayısıyla bir numaradır. Artık bu gerçeği sadece biz değil, tüm dünya biliyor.
Onun için diktatör medyadan korkuyor. İstediğin kadar baskı
uygula korkmana devam edeceksin sen. İçeridekini halletti, şimdi
dışarıdaki medyayla uğraşıyor. Bilmiyor ki o ülkelerde demokrasi
var. Sen kaç paralık adamsın onların gözünde.
SEN BU ÜLKENİN KAMBURUSUN
İçeride efelenmek kolay ama dışarıdan kolay değil. Senin yaldızların düştü. Artık sen bu ülkenin kamburusun ve yolcusun. Buradan saygı değer işadamlarına da bir çağrıda bulunmak istiyorum. Endişelerinizi biliyoruz, ama bir şeyi unutmamak gerekiyor, eğer bir ülkede demokrasi yoksa kazandığınız paraların hiç bir önemi yoktur.
ALLAH'A ŞİRK KOŞUYOR
Dünyada 7 milyon insan var. 7 milyar insan var. Hata yaparız,
eksikliklerimiz olur. Hata insan içindir. Hatadan arınmak çok
zordur. Ama insanoğlu yeri gelir hatasından döner. Bu da
insanoğluna verilen bir erdemdir. Eğer bir insan ben hayatımda hiç
hata yapmıyorum derse, Allah'a şirk koşmaktır bu.
EN BÜYÜK KIŞKIRTMACI RECEP TAYYİP
ERDOĞAN'DIR
28 Mayıs 2013 milyonların sokağa çıktığı tarihtir bu. Türkiye'nin demokrasi tarihinde önemli bir tarihtir. 5 yurttaşımız hayatını kaybetti. Yaralılar ve gözünü kaybedenler var. Bedel ödediler. Bunlar kışkırtılmak istendi. Bir grup insan bunların üzerine baskı uygular mı diye kışkırtıldı. En büyük kışkırtmayı yapan da bu diktatördür. Ama bu ülkenin sağduyusu var.
HALKI NASIL BÖLDÜ!
Hiç bir zaman toplumu bölmeyeceğiz, inancı ne olursa olsun Allah'la kulun arasına girme hakkımız da yok yetkimiz de. İnsanın inancına saygı göstermek zorundadır. O kadar ileri gitti ki 52 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. 52 sunni vatandaşımız hayatını kaybetmiştir dedi. Ölülerde bile ayrım yapmıştır. Bu lafı kullanırken utandın mı, Allah'tan korktun mu ey diktatör.
GENÇLER DİKTATÖRE DİZ ÇÖKTÜRDÜ
Şimdi bu gençler meydana çıktılar, tüm dünyanın önünde bir
diktatöre diz çöktürdüler. Panik içinde geldi Türkiye'ye mitingler
düzenliyor. Sadece bağırıyor. Bir şey var, bağırıyor ama sadece
kendisi dinliyor. Emin olun kendisinin dışında kimse dinlemiyor onu
artık. Ne demiştik; itibarı yerlerde sürünüyor. Tüm dünyada öyle.
Erdoğan deyince akla bir sözcük geliyor; Yalancı
ANNELERE TEŞEKKÜR EDERİM
Geçen bir yabancı da bana söylüyor, "Kemal Bey yalancıdan Başbakan olmaz" diyor. Evet hepimiz çok iyi biliyoruz, bir siyasetçinin temel görevi halkına doğruları söylemektir. Yalan söyleyenden adam bile olmaz. Gençler meydanlara çıktı, özgürlük ve demokrasi istiyorlar. Anneler çocuklarına sahip çıktılar. Buradan annelere sesleniyorum, o çocukları Türkiye'ye armağan ettiğiniz için size şükranlarımı sunuyorum.
TÜM EZBERLERİNİ BOZDULAR
Onlar meydanlarda polise el uzattılar. Onları ayrıştırmak istedi diktatör. Bunlar dinsiz imansızdır diyecekti. Baktı Taksim meydanında namaz kılıyor. Başörtülü kadınlara hınç biliyorlar diyecekti. Bir baktılar ki başı kapalı gencecik kızlarımız, başı açıklarla halay çekiyor. Gençler bu diktatörün tüm ezberlerini bozdu.
Daha çok şaşıracaksın sen. Kalkmış hala demokrasiden bahsediyor.
Sen kim demokrasi kim? Senin demokrasiden bahsetmen için önce insan
sevgisini öğrenmen lazım.
MERKEL'E MEKTUP YOLLADIM
Türkiye'deki gelişmelerden tüm dünya bilgi sahibi oldu. Orantısız polis gücünden herkes kaygı duydu, her demokrasiden ortak tepki geldi. AB'den de geldi. Sayın Merkel ve Hollanda'ya mektup yolladım; "Diktatöre kızabilirsin ama bir şeyi unutmayın iki yüz yıldır Türkiye'nin yönü çağdaş uygarlığa dönüktür. Bizi AB'den koparmayın" dedim. Yeni fasıllar açılacakmış, son derece mutluyum.
GAZALİ'DEN YÖNETİCİLERE ALTIN ÖĞÜTLER
Şimdi ben bin yıl önce yazılmış, Gazali tarafından yazılmış bir
kitabı var, yöneticilere altın öğütler. 10 madde halinde, bin yıl
önceki adalet kavramının ne kadar önemli olduğunu bize Gazali
söylüyor.
İşte 10 madde;
1- Ey Sultan önce insanları idare etmöenin kıymetini biliniz. Onun tehlikelerini de öğreniniz. Liderlik byük bir nimettir. Şayet zulümden geri durmazsanız kendisinden sonra küfrün olacağı bir bedbahtlığa düşersiniz.
2 - Adaletli ve insanflı olmanın ikinci yolu Sultanın devamlı alimcilerin görüşlerine başvurması ve nasihatlarını dinlemesidir. Yönetici aldatan kimse onun zulmüne ortaktır.
3 - Ey Sultan sen kendi elini zulümden çekmekle yetinme. Yakınlarını da terbiye edip güzelleştirmen gerekir. Onların zulmüne razı olma. Adil olman aklının kemalini gösterir.
4 - Sultan ve idareciler çoğunlukka kibirli olurlar. Kendilerinde hemen bir kızgınlık oluşur. Bu onları intikama sevk eder. Kızmak akıl için bir tehlikedir.
5 - Ey Sultan kendin için razı olmadığın şeyere herhangi bir Müslüman için de razı olmaz. Eğer hoşgörürsen halkına ihanet etmiş olursun
Ne mitingleri yapıyor. Milli İradeye saygı mitingi yapıyor. Düşünüyor mu acaba, 8 milletvekili hapiste birisi bunu bana sormaz mı diye. Hangi Milli İrade Allah aşkına. Nasıl bir anlayıştır bu.
6- Ey Sultan ihtiyaç sahiplerinin sıkıntılarını arz etmek için kapınıza gelip sizi beklemesini küçük görmeyiniz. Bir an önce onların sorunlarını gidermeye çalışınız.
Yani vatandaşı dinle, kulak kabart diyor. Vatandaşa ananı da al git demeyeceksin diyor Gazali. Efendim polis destan yazdı diyor. Destan kime karşı yazılır arkadaş? Düşmana karşı yazılır. Ulusal irade sonunda destan yazılır. Destan budur. Kendi halkına karşı polis destan yazar mı? Adamdaki kafaya bak.
Bakın Antalya'da biri kız 3 çocuk, 17 polis birden dövüyor. Recep'in destanı bu. Bütün polis arkadaşlarımı sesleniyorum siz Erdoğan'ın değil, halkın polisisiniz. Ellerinde karanfillerle Taksim'e çıkanlar sizin düşmanınız değil. Onlar sizin TOMA'larınızın üzerine karanfil bıraktılar. Siz onların güvenliğini sağlamalısınız. Size verilen kanunsuz emre uymayacaksınız.
7 - İsraftan sakınmak. Ey Sultan herşeyde kanaatkar ol. Kanaatsiz adalet olmaz diyor.
Yani kendi eşini devletin uçağıyla Katar'a gönderme diyor. Bunlar mütavazi falan değiller. Yatlar katlar bunlara yetmiyor. Yahu dünyada hepimiz ölümlüyüz. Yetmez mi arkadaş ya?
8 - Ey Sultan mümkün mertebe muamalelerinizde şefkatli olunuz. Şiddet ve sertlikten sakınınız diyor.
Ellerinde karanfillerle gidiyorlar Taksim'e. Ama ben emir verdim diyor. Dağıtın onları diyor.
9 - Ey Sultan halkının senden hoşnut olmasına gayret et. Lider olan kişinin kendisine gelrek övgüler yağdıranlara aldanmaması gerekir.
Yani yaptığın icraatla birisini memnun edebilirsin ama bir başkasının memnun olmayacağını da bilmek zorundasın diyor. Bin yıl önceden söylüyor bunu.
10 - Hakkı olan herkesin kızması doğrudur. İdarecinin kendisine gelen iki hasmı razı etmesi mümkün değildir. Adaletli yönetici doğruluktan ayrılmaz diyor.
Doğruluktan ayrılmamak halka doğruları söylemek demektir. İmamı içilmedi diyor, müezzini içilmedi diyor. Ama o içildi diyor. İçildi dedikçe yalanı katmerleniyor.