CHP açılımda yumuşama sinyali!
Abone olCHP açılım sürecine katılacağının ilk sinyalini verdi ancak şartları var. CHP bunun için hükümetin açılımını bekliyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, ''demokratik
açılım'' çalışmalarına ilişkin, ''Gayet tabi ki hükümetin bütün
görüşleri ortaya çıkarsa, biz hiçbir zaman 'sizinle görüşmeyiz'
diye bir tavır içerisinde olmayız'' dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı OnurÖymen, parti genel merkezinde
düzenlediği basın toplantısında, bugün gerçekleştirilen MYK
toplantısında görüşülen konular hakkında bilgi verdi.
Açıklamasının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Öymen,
''AK Parti Milletvekili Ömer Çelik, bugün yol haritasına ilişin
bazı ipucları verdi. 'Kürtçe zorunlu olmayacak, seçmeli olabilir'
dedi. Siz CHP olarak buna karşı mısınız, bir de hükümet somut
önerilerle gelirse, randevu verilebilir mi?'' sorusuna şu karşılığı
verdi:
''İlk sorunuzun cevabı şu, Sayın Çelik'e, Anayasa'nın 42. maddesini
dikkatle okumasını tavsiye ederim. Hiç kimse anayasanın bu
konulardaki çok açık hükümlerini sulandırmaya kalkmasın. Herkes,
bir ucundan bir mesaj vererek, durumu büsbütün karmaşık hale
getirmesin. Başbakanın kendisi böyle hükümetin görüşlerini
yansıtmayan, bireysel görüşlerle milletvekillerinin ortaya
çıkmasına karşı çıkmıştı. O bakımdan böyle sözleri biz hükümetin
görüşleri olarak kabul etmiyoruz.''
"HÜKÜMET TAVRINI ORTAYA KOYMALI"
''Hükümetin bir görüşü varsa, zaten açıklayacaktır'' diyen
Öymen, şunları kaydetti:
''Gayet tabi ki, hükümetin bütün görüşleri ortaya çıkarsa, biz
hiçbir zaman 'sizinle görüşmeyiz' diye bir tavır içerisinde
olmayız. Hükümetin tavrı ortaya konulmadan, açıklıkla ortaya
çıkmadan bu tip bir görüşmenin fayda sağlayacağını düşünmüyoruz.
Önce hükümet ne istediğini belirleyecek, ortaya koyacak, ondan
sonra bakacağız, değerlendireceğiz. Ama şimdi bu gibi, böyle bir
teması değerlendirme noktasında değiliz.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, ''demokratik açılım''
çalışmalarına ilişkin, ''Biz hükümetin tasarladığı bazı adımların
maalesef ayrıştırıcı nitelikte olduğu izlenimini alıyoruz. Burada
dikkat edilmesi gereken noktalardan biri bazı çevrelerin 'ayrı
millet arayışı' çabalardır'' dedi.
Öymen, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, CHP
MYK toplantısında görüşülen konular hakkında bilgi verdi.
Toplantıda ekonomik durumu ele aldıklarını, ekonomik göstergelerin
''kaygı verici olmaya devam ettiğini bir kere daha tespit
ettiklerini'' anlatan Öymen, işsizlik sigortası fonuna ilişkin yasa
çalışmalarını kaygıyla izlediklerini söyledi. Öymen, ''bu konudan
işsizlik sigortası fonu yöneticilerinin bile haberdar olmadığını
dikkatle not ettiklerini'' ifade etti.
Bu yılın ilk 7 ayındaki borç ödemeleriyle yeni borçlanma arasındaki
farkın geçen yıla nazaran 20 mislinden fazla artış kaydettiğini
gördüklerini belirten Öymen, devletin net borçlanmasının bu yılın
ilk 7 ayında olağanüstü artış gösterdiğini öne sürdü.
Hükümetin son günlerde bahsettiği ancak, içeriği henüz açıklanmayan
''açılım'' konusunun da toplantıda ele alındığını anlatan Öymen,
şöyle konuştu:
''Bu konuda hükümetin 'DTP'yi muhatap alıyoruz, İmralı'yı, Kandil'i
muhatap almıyoruz' gibi sözleri aslında bu üç unsurun bütünleşmesi
gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Gerçekçi olmak gerekirse, burada her
üç unsurun da tek bir birim gibi, tek bir varlık gibi hükümetin
karşısına muhatap olarak çıktığı görülmektedir. Unutmayalım ki,
Kandil'deki terör yöneticileri, hükümete 'İster bizimle, ister DTP
ile ister İmralı'yla konuşsun' demiştir. Demek ki onların gözünde
aralarında bir fark yok. Zaten DTP'nin bazı yöneticilerinin de
İmralı'daki terör liderini kendi liderleri gibi zikrettiklerini
görüyoruz. Yapılan temasları o bakımdan doğru okumak lazım. 'Bizim
sırtımızdan PKK'nın tasfiyesine alet olmayız' diyorlar. Yani
DTP'nin bazı yöneticileri PKK'nın tasfiyesine karşı çıktıklarını
açıkça ifade ediyorlar. Öyle anlaşılıyor ki bütün bu temasları
yönlendiren karşı taraftan İmralı'daki zattır, terörist liderdir.
Bunları birbirinden kopuk sanmak, tamamen birbirinden bağımsız
unsur saymak son derece yanlıştır.
Hükümet, yaptığı bu görüşmelerin, temasların sonucunda şayet işi
bitiremezse, terörü kesinlikle sona erdiremiyorsanız, bu oyunu
kaybedersiniz. Buna çok dikkat çekmek istiyorum. 'Yani biz konuştuk
elimizden geleni yaptık ama sonuç alamadık' dediğiniz anda
bugünkünden de daha kötü bir duruma düşersiniz. Bir girişime
kalkıştıysanız sonuç alacaksınız. Bunun sonucunda terörü
bitireceksiniz. Aksi takdirde terörle mücadeledeki azminizi
kaybedersiniz. Bunları açıklıkla tespit ettik ve büyük bir kaygıyla
değerlendirdik.''
Öymen, bütün eldeki veriler birleştirildiğinde ortaya çıkan
tablonun ''PKK başlangıçtaki projesini, siyasi projesini aynen
sürdürmektedir. Madde iki, silahları tamamıyla terk etmeye de
niyeti yoktur'' şeklinde özetlenebileceğini ifade etti.
''Türkiye'de bazı çevreleri aldatılmaya hazır bir ruh hali
içerisinde gördüklerini'' dile getiren Öymen, bu çevrelerin ''Her
şey çok iyi gidiyor, her şey çok olumlu olacak'' duyguları
içerisinde karşı tarafın politikasını başından beri değiştirmediği
gerçeğini görmekte zorlandıklarını söyledi.
Bu aşamada PKK'nın hedefinin yaratılacak iç ve dış baskılarla
istediği sonucu elde etmek olduğunu savunan Öymen, ''Hükümetin
zaman zaman söylediği 'terörle bir yere varılamaz, terörle müzakere
edilemez' gibi sözler, bu anlattığım gerçeklerin karşısında bir boş
lafın ötesine geçmiyor'' dedi.
''ETNİK DİLDE EĞİTİM AYRIŞMAYI BAŞLATICI BİR
UNSURDUR''
''Biz ne düşünüyoruz? CHP'nin düşündüklerini çeşitli vesilelerle
dile getirdik. Zaten parti programında da var'' diyen Öymen, Kürt
kökenli vatandaşlarla bin yıldan beri kader birliği yapıldığını ve
bütün Türk milletinin hedefinin bu ortaklığın bozulmaması olduğunu
ifade etti.
Bölgede yaşayan insanların haklı şikayetleri olduğunu belirten
Öymen, bu şikayetlerin çözümü için partisinin 20 yıldan beri çaba
sarf ettiğini söyledi.
CHP'nin bu konuya ilişkin raporunu 1989 yılında yayımladığını
anımsatan Öymen, o raporun bugün de arkasında olduklarını
vurguladı.
CHP'nin yaklaşımının toplumu ayrıştırarak değil, birleştirerek
çözüm üretmek olduğunu anlatan Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz hükümetin tasarladığı bazı adımların maalesef ayrıştırıcı
nitelikte olduğu izlenimini alıyoruz. Burada dikkat edilmesi
gereken noktalardan biri bazı çevrelerin 'ayrı millet arayışı'
çabalardır. Buna hiçbir şekilde müsamaha etmemek lazım. Biz
Cumhuriyetin kuruluşundan beri hangi kökenden gelirse gelsin bütün
vatandaşlarımızın Türk milletinin bir parçası olduğunu savunan bir
devlet anlayışının takipçisiyiz.
Aynı şekilde etnik dilde milli eğitim ayrışmayı, bölünmeyi
başlatıcı bir unsurdur. Anayasamızda açıkça ifade edildiği gibi
Türkiye'de eğitim dili Türkçe'dir. Hükümetin bu tip arayışlar
içerisine girmesini son derece sakıncalı buluyoruz. Biz bu konudaki
bütün düşüncelerimizi açıkça ortaya koyduk. Fakat anlaşılıyor ki
hükümet bu konuda bir proje ortaya koyamıyor, içini
dolduramıyor.
Biz, CHP olarak, ayrımcılığı savunanların tuzağına düşmeyeceğiz.
Kürt diline yönelik araştırmaların yapılması, etimolojisinin
incelenmesi en iyi şekilde Türkiye'de yapılır. Biz bunun
yapılmasına hiç bir zaman karşı değiliz. Ancak bunun okullarda,
Milli Eğitimde Kürtçe eğitimi gerçekleştirmek için bir öğretmen
yetiştirme mekanizması gibi değerlendirilmesine karşıyız.''
Öymen, ''bu işin, başından beri bir uluslararası tezgah olduğunu''
öne sürerek, Türkiye'nin bölgede kendisini rahat hissetmekten
uzaklaştırılmaya çalışıldığının görüldüğünü söyledi.
''GİZLİ KAPAKLI ÇALIŞMA YAPMA ADETİMİZ
YOKTUR''
Öymen, bir gazetecinin, ''Sayın Baykal'ın bu konuya ilişkin kanaat
önderleriyle görüştüğü ve gizli rapor hazırlattığı yönünde bugün
bir gazetede yer aldı. Görüşünüz nedir?'' sorusunu, ''Aslı astarı
yoktur. Bu gibi haberlere karşı sizi dikkatli olmaya davet
ediyoruz. Bizden duymadığınız hiçbir görüşü CHP'nin çalışması,
görüşü gibi değerlendirmeyin, böyle bir çalışmamız yoktur. Genel
başkanın kimseye verdiği böyle bir talimat yoktur. Bizim gizli
kapaklı çalışma yapma adetimiz de yoktur'' diye yanıtladı.
Öymen, ''İçlerinde DİSK'in de bulunduğu bazı sivil toplum
kuruluşları, Yaşar Kemal ve Zülfü Livaneli gibi aydınlar da açılıma
destek verdiklerini ifade ettiler. Bir de partinizi MHP'ye
benzemekle suçluyorlar. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?''
sorusuna, ''Bizim partimizi, kimse kimseye benzetmeye çalışmasın.
Biz başından beri CHP olarak aynı görüşleri, aynı politikaları
izliyoruz. Biz kimsenin dümen suyunda giden bir parti değiliz.
Bizim ilkelerimiz var'' yanıtını verdi.
Herkesin kendi düşüncesini özgürce söyleyebileceğini belirten
Öymen, ''ne olduğu bilinmeyen bir süreci destekleyenlerin, böyle
muğlak bir sürecin parçası olmadığı için başkalarını
eleştirmelerini de yadırgadıklarını'' ifade etti.
''TERÖRÜN MERKEZİ DE KUZEY IRAK'TADIR''
Öymen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dün akşamki açıklamalarının
anımsatılması üzerine şöyle konuştu:
''Sayın Cumhurbaşkanının zaman zaman yaptığı açıklamaları anlamakta
ve değerlendirmekte zorluk çekiyoruz. Çünkü Türkiye'nin şu sıralar
karşılaştığı sorunların başında terör geliyor. Bu terörün merkezi
de Kuzey Irak'tadır. Türkiye topraklarının dışındadır. Kuzey
Irak'taki terörü bertaraf etme görevini de Türkiye kendisi
yapacaktır. Nasıl yapacaksınız? Bunun için meclisten aldığınız
yetkiyi kullanacaksınız. Bu yetkiyi kullanabiliyor musunuz?
Kullanmıyorsunuz. O zaman bu işi kendiniz nasıl yapacaksınız. O
bakımdan konuşurken değerli devlet adamlarımızın sözlerinin nereye
gideceğini çok iyi düşünmeleri lazım. Sayın Gül, Dışişleri Bakanı
olduğu dönemde, hatta başlangıçta Başbakan olduğu dönemde Meclisten
aldığı yetkileri acaba niçin kullanmamış?''
''İktidar partisi kaynaklarında Sayın Başbakan'ın Sayın Baykal'dan
randevu isteyeceği yönünde bilgiler geliyor. MYK toplantısında bu
konuyu değerlendirdiniz mi?'' sorusuna Öymen, ''İşin protokol
kısmından ziyade içeriği önemli. Eğer muğlak bir projeye bizi de
ortak etmeye çalışıyorsanız. Deminden beri ifade ettiğim gibi bu
bizim anlayışımıza uygun değildir. Projeniz varsa bir şey
söyleyecekseniz gayet tabii değerlendiririz. Sizin bile telaffuz
edemediğiniz bir projeye muhalefetin destek olmasını nasıl
beklersiniz? Dünyanın neresinde görülmüş?'' yanıtını verdi.