Charlie Hebdo dergi saldırısına İngiliz ve Alman basını yorumu
Abone olDün 3 saldırgan tarafından Paris'te Charlie Ebdo dergisine yapılan katliam gibi saldırı, İngiliz basını ve Alman basının bir numaralı gündemi oldu.
İngiliz ve Alman gazetelerinin bugün
manşetleri Fransa'nın başkenti Paris'te dün yaşanan kanlı saldırı
yer alıyor. Her iki ülke basınında da Charlie Hebdo dergisine
yönelik düzenlenen saldırıya ilişkin olayın olası neden ve
sonuçlarına analizler yer aldı.
İşte İngiliz ve Alman basınından çarpıcı analiz-makalelerle
'Charlie Hebdo' saldırısının perde arkası ve doğruacağı
sonuçlar:
INDEPENDENT'TAN ÇİZİMLİ
KINAMA
Independent, başlık kullanmadan ilk sayfasında bir çizimle
saldırıya ilişkin haberini verdi. Dergi saldırıyı "Charlie
Hebdo dergisi ekibinin katli, konuşma özgürlüğüne bir saldırıdır.
Tüm medya organları buna direnmelidir." diyerek kınadı.
Gazete, Charlie Hebdo ile aynı binada yer alan bir TV şirketinin
çalışanlarının olayla ilgili tanıklıklarını da aktardı:
"Luc Hermann, ofisleri Charlie Hebdo ile aynı binada ve aynı katta
yer alan bir televizyon şirketi olan Premiere Lignes'in yetkili
müdürü. Dün, ofisinde yaklaşık 30 kişi vardı. Muhabirlerimiz
ağır ateşi duydu. Binanın saldırı altına olduğunu ve hedefin
Charlie Hebdo olduğunu hemen anladılar. Ön kapıyı kapattılar."
"Kendileri muhabir. Güvende olduklarını anladıklarında
saldırganları görüntülemek ve hikayeyi anlatmak istediler.
Saldırganların polis memurlarına ateş açmalarını görüntülemeyi
başarabildiler."
Luc Hermann saldırganların kaçmalarından sonra Charlie Hebdo'nun
haber odasına ilk girenin ekibi olduğunu söyledi:
"SON DERECE ŞOKE
EDİCİ"
"Üç ya da belki de dört muhabirimiz haber odasına girdi. Tüm
gördüklerinin her yerde kan ve yaralı insanlar olduğunu
söylediler. Yaralı insanlara yardım etmeye başladılar. Bu,
onlar için son derece şoke ediciydi. Onları bina dışına çıkartmaya
yardımcı oldular ve güvenlik güçleriyle yolda
karşılaştılar. Orada 20'den fazla insan yoktu. İş arkadaşlarım
için oradaki durumu bana anlatmak zordu. Hermann, "bunun son
derece beklenmedik bir saldırı olduğunu" söyledi. Şirket
yetkilisi, binanın güvenliği konusundaysa şöyle konuştu: "Charlie
Hebdo'nun ön kapısının önünde uzun bir süre bir arabada iki polis
beklemişti. Polisin görünür bir şekilde varlığı söz konusuydu.
Ama son haftalarda yoklardı. Neden orada olmadıkları büyük bir
soru."
"CİHATÇI AKIMLARIN BESLENDİĞİ SURİYE VE
IRAK'TAKİ İÇ SAVAŞIN DURDURULMASI GEREK"
Independent'ın deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn,
bugünkü yazısında Paris'te yaşanan saldırı ile Orta Doğu'daki
gelişmeler arasında bağ kuruyor.
Cockburn, "Avrupa'yı da etkilemeye başlayan radikal İslamcı şiddet
sorununun çözümü için cihatçı akımların beslendiği Suriye ve
Irak'taki iç savaşın durdurulması gerektiğini" yazıyor.
Cockbun bunun için Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'la muhalifler
arasında bir ateşkese varılmasını öneriyor ve "Paris, Şam ve Bağdat
Sünii cihatçılığa karşı bir araya gelebilir" diyor.
Cockburn'ün yorumları özetle şöyle:
"Şu an dördüncü yılında olan Irak-Suriye iç savaşının
kıvılcımlarının, Batı Avrupa'ya patlayıcı bir şiddeti yaymayacağını
düşünmek kabahatli bir şekilde naiflikti. IŞİD için savaşmak üzere
Suriye ve Irak'a zorlu bir yolculuk yapan binlerce genç Sünni
Müslümanın bir bölümünün daha sonrasında, evlerinde, İslam karşıtı
olarak gördükleri hedeflere saldırarak dini inançlarının tanıtımını
yapmayı seçecek olmaları her zaman muhtemeldi."
"ATEŞKESLER İMZALANMASI
GEREK"
Cihatçı olmayan gruplarla Suriye yönetimi arasında ateşkesler
imzalanması gerektiğini belirten Cockburn "Şam, Bağdat ve Paris
hükümetleri Sünni cihatçılığa karşı birleşebilir" diye yazıyor.
ALMAN MAIN ECHO DA SALDIRIYI
KINADI
Main-Echo gazetesi Paris'teki terör saldırısına şu satırları
ayırmış:
“Düşünmenin gücü Charlie Hebdo yazı işlerine yapılan silahlı saldırıyla kırılamaz. Tarih bunu kanıtlamıştır. Bu kez de farklı olmayacaktır. Sanat ve kültürün hayatımızı ve düşüncelerimizi zenginleştirmesine izin vermezsek nefes almaya devam ederiz ama zihnimiz körelir. İnsan olarak varlığımızı sürdürme hakkını kaybederiz. Ama böyle olmayacak. Bu hakkı tanımayanlara daha fazlasını söylemeye gerek yoktur.”
LANDEDZEITUNG: TEPKİMİZ KARŞI NEFRET
YARATMAK OLMAMALIDIR
Lüneburg'un Landeszeitung gazetesi terör korkusuyla özgürlüklerden
taviz verilemeyeceğini vurguluyor:
“Radikal İslamcıların Batı'ya duydukları caniyane nefret infial ve öfkeye yol açıyor. Ama tepkimiz karşı nefret yaratmak olmamalıdır. Aksi takdirde nefretleşmeden, İslam dünyasının küreselleşmede kaybeden taraf olmasından Batı'yı sorumlu tutan gözü kararmış barbarlar galip çıkar. Estirilen terör havası karşısında hürriyetimizi güvenliğe kurban edersek, kaybeden taraf biz oluruz. Batı kültürüne Paris'te yapılan saldırı alıştığımız hayat tarzının bize piyangodan çıkmadığını göstermiştir. Terörün meydan okuyuşuna, din savaşlarına egemen olan ‘ya biz, ya onlar' düşüncesine kendimizi kaptırmadan karşı çıkalım.”
FINANCIAL TIMES: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE
ÖLDÜRÜCÜ BİR SALDIRI
Financial Times, editoryal görüşlerini yansıtan köşesinde
ortadakinin 'ifade özgürlüğüne öldürücü bir saldırı' olduğunu
yazıyor.
Yazıda, "Charlie Hebdo'nun dini hicvetmesi hakkına dair şüphe
olmamalı" ifadesine yer veriliyor.
Times'ın manşetinde 'Özgürlüğe saldırı' ifadesi var.
TIMES: İSLAM'IN KALBİNDE ÖNEMLİ BİR
DÖNÜŞÜM
Gazetenin sayfalarında Charlie Hebdo'yu anlatan bir bölüm
bulunuyor. Bu bölümde derginin çizgisinden şöyle bahsediliyor:
'Charlie Hebdo için hiçbir şey tabu değildi'.
Gazete, 'Şeytan Ayetleri' kitabı bazı Müslümanlar tarafından tepki
çeken yazar Salman Rüşdi'nin sözlerine de yer vermiş:
"Mantıksızlığın ortaçağa özgü formu olan din, modern silahlarla bir
araya geldiğinde özgürlüklerimize karşı gerçek bir tehdide dönüşür.
Dini totaliterlik, İslam'ın kalbinde önemli bir dönüşüme neden oldu
ve trajik sonuçları bugün Paris'te görüyoruz."
DAILY TELEGRAPH: AVRUPA İÇİN YENİ
TEHDİT
Gazetenin savunma editörü Con Coughlin analizinde, bu saldırının
münferit bir olay olmadığını belirtiyor ve ekliyor: "Bu, Avrupa
için yeni bir tehdit".
GUARDIAN: DEMOKRASİYE
SALDIRI
Guardian'ın manşetinde ise demokrasi vurgusu var: 'Demokrasiye bir
saldırı'.
Kaynak: BBC, Deutsche Welle