Cep telefonu kanser yapmıyor
Abone olBilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İstanbul Bölge Müdürü İsmail Karayılan, cep telefonu ve baz istasyonlarının kanser yapmadığını, aksin...
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İstanbul Bölge Müdürü
İsmail Karayılan, cep telefonu ve baz istasyonlarının kanser
yapmadığını, aksine baz istasyonlarının çoğalmasının
elektromanyetik yoğunluğu düşüreceğini ileri sürdü.
Merinos AKKM Hüdavendigar Salonu’ndaki ‘Baz istasyonlarının Bursa
ölçüm sonuçları, insan sağlığına etkisi ve bu konudaki bilimsel
çalışmalar’ konulu toplantıya; Büyükşehir Belediyesi yöneticileri,
muhtarlar, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileri katıldı. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter
Yardımcısı Mustafa Altın, haberleşmenin bir hak ve hürriyet
olduğunu, teknolojinin gelişmesiyle haberleşmenin de hızla
geliştiğini söyledi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İstanbul Bölge Müdürü İsmail
Karayılan, kurum hakkında, elektromanyetik dalgalar ve ’mobil ile
sağlık’ konularında bilgi verdi. Dünya nüfusunun yaklaşık 7 milyar
civarında olduğunu, cep telefonu kullanan kişi sayısının da 5
milyar civarında olduğunu anlatan Karayılan, cep telefonlarının
insanların dışında araçlarda da kullanılmasıyla önümüzdeki yıllarda
bu sayının 50 milyara ulaşacağını söyledi.
"DAHA ÇOK BAZ İSTASYONU KURULMALI"
75 milyonluk nüfusa sahip olan Türkiye’de 66 milyon cep telefonu
abonesi olduğunu hatırlatan Karayılan, “Bu kadar cep telefonunu
çalışması için altyapıya ihtiyaç duyuluyor. Cep telefonlarıyla
ilgili yapılan çok sayıda araştırma var. Bilimin belirlediği dünya
genelindeki limit ve kriterler var. Bunun üzerinden bizler
denetimler yapıyoruz. Her cep telefonu birer baz istasyonu gibi
çalışıyor. Önemli olan bunların belirli limit ve kriterlerde
olmasıdır. Bir frekanstan ortalama 8 kişi görüşebiliyor. Frekans
kıt bir kaynaktır. Türkiye’de tek cihaz için belirlediğimiz değer
10 volt/ metredir. Ortam için ise 41 volttur. Bu değerler diğer
ülkelere göre çok düşüktür. Baz istasyonu arttıkça gücün ve
elektromanyetik yoğunluğun düştüğünü unutmamalıyız. Gelişmiş
ülkelerdeki teknolojiyi veya gelişmeleri aktarmak istiyorsak daha
çok baz istasyonu kurdurmalıyız” diye konuştu.
Araba farı gibi baz istasyonu antenlerinin tek yöne yayın yaptığını
hatırlatan Karayılan, Türkiye genelinde yapılan denetim ve ölçüm
sayıları hakkında bilgi verdi. Radyo televizyon, telsiz ve baz
istasyonlarının neredeyse tamamını denetlediklerini ve ölçüm
yaptıklarını belirten Karayılan, toplam 104 uygunsuzluk tespit
ettiklerini, bunların da direkt halk sağlığına etki etmediğini
iddia etti.
Bursa’da yapılan denetimler hakkında da bilgi veren Karayılan,
ölçüm yaparken ortamı ölçtüklerini de hatırlattı. Bursa’da toplam 2
bin 960 noktada ölçüm yaptıklarını kaydeden Karayılan, “Yapılan
ölçümlerde bulunan en yüksek değer 8.48 volttur. En düşük değer de
0.25 volttur. Yoğunluk ise 2 volt ve altındadır. Bizim ortam için
belirlediğimiz limit 900 ile 41 idi. Tek cihazda bu 14 volttur.
Bursa’daki telsiz ve radyo televizyon vericilerinin hepsini ölçtük.
Kurum olarak piyasaya verilen cep telefonlarını da denetliyoruz.
İnsan sağlığı üzerine etkilerini araştırıyoruz. Limitleri aşan
makineleri toplatıyoruz, ithalatçı ve üreticisine yüklü miktarda
ceza kesiyoruz” dedi.
"KANSER YAPMIYOR AMA KULAKLIK KULLANIN"
Cep telefonuyla birisi arandığında sinyalin 80-90 volta çıktığını
anlatan Karayılan, vatandaşlara kulaklık kullanmalarını tavsiye
etti.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Mustafa Tunaya Kalkan ise, cep telefonu ve baz istasyonları
hakkında bilinen yanlışları anlattı. Teknolojiye ayak uydurmak ve
akıllıca kullanmak gerektiğini söyleyen Kalkan, kanserin basit bir
hastalık olmadığını, yaş ortalamasının yükselmesi sonucu kanser
hastalığının arttığını, cep telefonunun kanser yapmadığını, bunu
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) epidemik taramalarla anlattığını
belirtti. Kalkan şunları söyledi:
“14 ayrı ülkede 15 bin kişi üzerinde bağımsız bilim adamları
tarafından cep telefonunun insan üzerindeki etkileri, kanser yapıp
yapmadığı araştırıldı. Sonuçta, ‘Cep telefonu kanser yapmaz’
denildi. DSÖ bunu kabul etti ve yayınladı. Sadece, ‘Aşırı
kullanmayın’ dedi. Bunlara rağmen yanlış bilgiler, 1960’larda
İsveç’te yapılan bir araştırmadan dolayı ortaya çıktı. 25 sene
boyunca 450 bin kişi üzerinde sağlık taraması yapılmış. 1985’te
yayınlanan raporda, yüksek gerilim hattının altında yaşayanlarda
lösemi ve beyin tümörü riskinin arttığı belirtilmiş.”
“YÜKSEK GERİLİM HATLARI DAHA ZARARLI”
Yüksek gerilim hatlarının 50 hertz, cep telefonlarının ise 900
milyon hertz civarında olduğunu kaydeden Kalkan, o dönem cep
telefonu olmadığı için radyo televizyon yayınlarının çok zararlı
olduğunu düşündüklerini belirtti. Yüksek gerilim hatlarıyla ilgili
standartların bugün de geçerli olduğunu dile getiren Kalkan,
“İyonize etmeyen ışımanın standartlarını öneren kuruluş, bunun 5000
volt/metre olması gerektiğini belirtmiş. Türkiye’de ise bu 15000
volt/metredir. 3 kat yüksek. Yüksek gerilim hatları hakkında kaç
kişi şikayette bulundu? ‘Gerilim hattı kaldırılsın’ diye kaç kişi
yürüyüş yaptı? Aynı kuruluş baz istasyonları için zararlı sınırı
2000 volt, güvenli sınırı ise 40 volt olarak belirlemiş. Türkiye’de
ise oran 4’te birine indirildi. Yüksek gerilim hattında oranlar 3
kat yüksekken kimse sesini çıkarmıyor ama güvenlik sınırın dörtte
birine çekilen baz istasyonları günah keçisi ilan ediliyor”
dedi.
Cep telefonu ve baz istasyonlarının özgün frekanslarda çalıştığını
hatırlatan Kalkan, frekansı yüksek olmasına rağmen şiddetlerinin
aşırı düşük olduğuna dikkat çekti. Cep telefonlarının baz
istasyonlarıyla haberleşmek zorunda olduğunu anlatan Kalkan, “Baz
istasyonu yanınızda değilse başınız beladadır. Esas sıkıntı baz
istasyonu değil, esas mesele teknolojiyi doğru kullanmamamız. Baz
istasyonlarının kanunla şehir dışına çıkartılması da doğanın
kanunlarına aykırıdır. Kanunlarla temel yasaları
değiştirebiliyorsak yer çekimi kanunu da kaldırılsın. Baz istasyonu
cep telefonunu görmeli. Baz istasyonundan vazgeçemeyiz. Onsuz
olmaz. Baz istasyonu ne kadar çoksa o kadar iyi olur. Sık sık
olmalı ve her tarafa yayılmalıdır” diye konuştu.
“DİZÜSTÜ BİLGİSAYARLAR KISIRLIK YAPIYOR”
Ülke genelinde yaptıkları ölçümlerin yarısının telsiz ve televizyon
yayını olduğuna işaret eden Kalkan, elektronik cihaz kullananlara
tavsiyelerde de bulundu. Diz üstü bilgisayarın kucakta
kullanılmamasını isteyen Kalkan, ısının doğrudan jenital bölgeye
ulaştığını, özellikle genç delikanlılarda kısırlığa sebep olduğunu
söyledi.
Mikro dalga fırınların da bilinenin aksine hiç zararlı olmadığını
kaydeden Kalkan, tasarruflu ampullerin vücuttan uzak tutulmasını
istedi. Bu ampullerin içinde cıva bulunduğunu, imha edilirken
yayılan buharın ciddi ve ölümcül olduğunu ifade eden Kalkan,
yayıldığı alanın da cep telefonu ve baz istasyonun kat kat fazla
olduğunu dile getirdi.
“ÇOK KONUŞANLAR KULAKLIK KULLANMALI”
Günde saatlerce cep telefonuyla görüşme yapanların kulaklık
kullanmasını tavsiye eden Kalkan, “Arama yapar yapmaz telefonu
kulağa götürmeyin. Telefonu görüşme yaparken kulağınıza
yapıştırmayın. Bir parmak boşluk bırakın. Baz istasyonunun uzak
veya çekim gücünün zayıf olduğu yerlerde görüşmeyi kısa tutun.
Çocuklarınıza cep telefonu kullanımını özendirmeyin” şeklinde
konuştu.
Konuşmasının sonuna salondan bir katılımcıyı yanına çağırarak cep
telefonu üzerinde ölçüm yapan Kalkan, değerin 2.14 altında
çıktığını, telefonun arama yaptığında ise değerin 11.28’e çıktığını
gösterdi.
Toplantının son bölümünde ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu’ndan Haluk Ayhan, güvenli internet kullanımı hakkında bilgi
verdi.
(İHA)