Cemil Çiçekden Öcalana gönderme
Abone olBaşbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye ne yapıyorsa uluslararası hukuka uygun olarak yaptığını ifade etti.
Cemil Çiçek, AK Parti'nin Bolu ve Düzce Gençlik Kollarınca
düzenlenen toplantıya katılmak için Bolu'ya geldi. Parti
yöneticileri tarafından Paşaköy gişelerinde karşılanan Çiçek, Bolu
Belediyesini ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmralı Cezaevinin baştan beri F tipi olduğunu anlatan Çiçek,
"Türkiye'de statüleri farlıklı bazı cezaevleri var. Terör ve
organize suçlardan tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu yüksek
güvenlikli cezaevlerine F tipi cezaevleri deniyor. Bunların
şartları AB şartlarına uygun" dedi.
İmralı'nın şartlarının mevzuata uygun olduğunu anlatan Çiçek, şöyle
konuştu:
"İmralı uluslararası şartlara uygundur. Hem de uygulanan kurarlar
dünyadaki uygulamaların aynısıdır. Bunun için kimsenin bundan
şikayet etmeye hakkı yok. Orası (İmralı) otel filan değildir.
Dolayısıyla türlü konular zaman zaman gündeme gelir. Bunlar,
gündemde kalmak için, gündem oluşturmak için söylenen hususlardır.
Bunlara çok fazla yer verdiğinizde, bir de çok fazla cevap
verdiğimizde... Biz de onların propagandalarına yardımcı olmuş
oluruz. Bence bu konunun üzerinde siz çok fazla durmayın. Türkiye
ne yapıyorsa doğru yapıyor. Uluslararası hukuka uygun yapıyor. İç
hukukuna uygun yapıyor. Meseleye öyle bakalım. Onların derdi
propaganda yapmaktır. Her gün bir konuyu gündeme getirirler."
Cemil Çiçek, zaman zaman terör örgütü elebaşının durumuna ilişkin
değişik söylentiler çıkarmaya çalıştığını da anımsatarak, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Yalan olduğu ortaya da çıktı. Sonra başka türlü propaganda
konularını gündeme getirdiler. Sizler de bunlara çok fazla yer
vermeyin. Bunların maksatları gündemde kalmak. Bu konunun doğru
olmadığı yalan yanlış olduğu ortaya çıkar ve başka bir konu
bulurlar.
Kim ne söylerse söylesin, kendi bildiğimiz doğruları yapmaya devam
ederiz. Bu doğruları yaparken de bu tip kişilerden ya da onların
destekçilerinden icazet almak zorunda değiliz. Türkiye kendi
doğrularını kendisi belirler. Hükümet olarak da kendi kararımızı
kendimiz veririz."
"BU ANAYASANIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR"
Demokrasi talebinin her dönemde olduğunu ve olacağını ifade eden
Çiçek, yüksek standartta bir demokrasinin altyapısını anayasaların
oluşturduğunu kaydetti. Bakan Çiçek, şöyle konuştu:
"Bizim anayasamız, 80 öncesi şartların zorunlu sonucu olarak
yapılmış bir tepki anayasasıdır. Öncelikleri günümüzün şartlarına
uymuyor. Kurumlar arası ilişkiler günümüzün şartlarına uymuyor.
Felsefesi günümüzde öne çıkan bir kısım değerler ile örtüşmüyor.
Onun içindir ki, daha yürürlüğe girdiği andan itibaren 82 Anayasası
tartışma konusu olmuştur. Hatta hazırlanırken bile bazı meslek
kuruluşlarının anayasanın hazırlanış tarzına, referandumda gündeme
geliş şekline itirazları olmuştur. Dolayısıyla yürürlüğe girdiği
günden beri tartışmalı olan ve 12'den fazlada küçüklü büyüklü
değişikliğe maruz kalmış olan bir anayasanın artık günümüzün
ihtiyaçlarına cevap vermediği ortadadır.
Bu anayasanın değişmesi gerekiyor. Beş madde dışında; ilk üç madde,
arkasından 4. madde ve 174. madde... Bu beş madde dışında bu
anayasanın bir bütünlük içerisinde; günümüzün değerleri,
ihtiyaçları da dikkate alınarak, geniş bir mutabakatla yapılmasında
Türkiye içinde sayısız faydalar vardır. Bu anayasa eninde sonunda
değişmek durumundadır."
Cemil Çiçek, "Türkiye çağdaşlaşma, modernleşme projesini
götürecekse bu anayasa buna imkanı vermiyor" diyerek, bu konuda
toplumun tüm kesimlerinde talepler geldiğini ifade etti.
TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ
Cemil Çiçek, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Türkiye ziyaretine
ilişkin bir soru üzerine, uluslararası ilişkilerde gidilen
ülkelerde bütün yöneticilerle görüşmek gibi bir gelenek olmadığını
ifade etti. Çiçek, şunları söyledi:
"Böyle bir gelenek dünyada da yok. (Bir) bakan geldiğinde mutlaka
Başbakan ile Cumhurbaşkanı ile görüşecek tarzındaki bir
değerlendirme bence doğru değil. Türkiye'ye gelip Sayın Başbakan
ile Cumhurbaşkanı ile görüşmeden giden sayısız bakanlar var. Onun
için ilk olmuyor. Bilgiyi doğru koymak, vermek lazım.
Türkiye hiçbir zaman bir halka karşı husumet içerisinde olan,
düşmanlık içerisinde olan bir ülke değil. Buna ne kültürümüz imkan
verir, ne tarihi geçmişimiz bu türlü davranışları doğrular. Bizim
İsrail halkına karşı en ufak bir hasmane tavrımız olamaz, olması da
mümkün değildir. Bizim, Türkiye olarak, karşı olduğumuz İsrail
hükümetinin uyguladığı politikalardır. Zaman zaman bizim
politikalarımızı da beğenmeyen başkaları çıkıyor. Dolayısı ile biz
bu politikalar sebep ile tavır ortaya konuyoruz. Bu tavrımızın
hareket noktası da insani yaklaşımlardır."