Cem Uzan: Türkiye ekonomisi hiç bu kadar kötü olmamıştı
Abone ol2009 yılından bu yana Fransa'da yaşayan Cem Uzan, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomi kirizini değerlendirirken “Felaket… Felaket. Ekonomi felaket, ekonomi bitik vaziyette. Türkiye ekonomisi hiç bu kadar kötü olmamıştı” ifadelerini kullandı.
Baba Kemal Uzan, oğulları Cem ve Hakan Uzan Türkiye'nin en
zenginleri listesinde yer alıyordu. 11 baraj, çimento fabrikaları,
bankaları, cep telefon şirketi, ilk özel TV onlarındı.
Cem Uzan'ın Genç Parti'yi kurması sonrası müfettişler dört koldan Uzan şirketlerine girdi. Baba ve oğulları yurt dışına kaçtı. Cem Uzan, 2009'dan bu yana Fransa'da yaşıyor. Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Cem Uzan’la internet üzerinden röportaj yaptı.
''Ekonomi hiçbir zaman bu kadar kötü duruma
düşmedi''
“Felaket… Felaket. Ekonomi felaket, ekonomi bitik vaziyette” diye
söze başlayan Cem Uzan, Türkiye manzarasını şöyle anlattı: ''SÖZCÜ
web sitesinde okudum, 50 milyar dolara yaklaşmış vaziyette net eksi
döviz rezervi. Bu ne demek? Bütün borçları bırak, bugün ekmek,
domates, patates almak için devlet olarak Türkiye'nin dövizi yok.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana ekonomi hiçbir zaman
bu kadar kötü duruma düşmedi.
''Türkiye'ye gelecek tek kuruş döviz yok''
1974 Kıbrıs çıkarmasından sonra Türkiye'ye ambargolar uygulandı.
Benzin kuyruklarına girdiğimiz zamanlarda bile Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'nin döviz rezervi eksi değildir. Anadolu tabiriyle
söyleyeyim devletin bir kefen parası, kara gün parası vardı. Bugün
artık yok. ‘Sıcak para' denen tefeci parasına gelen yüksek faiz
haricinde Türkiye'ye gelecek tek kuruş döviz yok. 170 küsur milyar
dolar önümüzdeki 6 ay içinde vadesi gelen dış borç ödemesi var.
''Sen enflasyonu nasıl yükseltiyorsun?''
İstedikleri kadar faizi yükseltsinler çok geç kaldılar. Enflasyonun
üzerinde faiz vermen lazım. Sen enflasyonu nasıl yükseltiyorsun?
Bütçe açığı var, para basıyorsun, enflasyon yükseliyor. Bunu
üniversitede ekonomi okuyan birinci sınıf talebesi bilir. Enflasyon
yükseliyorsa, enflasyonu talimatla TÜİK'e düşük göster, ne yaparsan
yap yüzde yarım oynatır.
''Dövizi yok artık Türkiye'nin''
Herkes enflasyonun olduğunu biliyor, sokakta yaşıyor. Sana para
veren yabancılar da enayi ya da dangalak değil ki… Sen negatif
faizde kaldığın zaman senin vatandaşın da gidecek döviz alacak,
yabancı da sana yatırım yapmayacak. Niye yapsın yatırım? Adam,
Amerika yerine Türkiye'de yatırım yapacaksa ne için yapacak ilave
bir kârı olması için yapacak. Dövizi yok artık Türkiye'nin ve
önümüzdeki günler çok zor geçecek, inanın bana.
''Felaket senaryosu gibi gelebilir ama
felaket''
Konuştuğum dostlarım, arkadaşlarım doların şubatta mı, martta mı 15
lira olacağından söz ediyor. Ben de onlara, ‘Siz 15 liraya
kendinizi alıştırıyorsunuz. Sevinmeyin' diyorum. Felaket senaryosu
gibi gelebilir ama felaket. Uzağa bakmayın, Arjantin'de,
Brezilya'da geçmişte yaşandı. Türkiye bu noktaya gelmiş vaziyette.
Bu noktada halen israf, yolsuzluk, avanta, komisyon devam
ediyor.
''Artık lafla yürümüyor''
Yüksek faiz, pahalı döviz, yüksek işsizlik. Türkiye'nin önündeki
tablo bu. Bütün muhalefet partilerinin, Türkiye'yi yönetmeye talip
olan her insanın yüzleşmek zorunda kaldığı bir gerçek. ‘Lafla
peynir gemisi yürümez' derler. İşte Türkiye o noktada. Artık lafla
yürümüyor.
Cem Uzan, şu çağrıyı yaptı: “Türkiye'nin kenetlenme mecburiyeti var ve mutabakat tarafından yönetilmek zorunda. Herkesin masaya oturup, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni düşünerek hareket etme mecburiyeti var.”
– Varlık Fonu için sizin temasınız oldu mu?
– Bundan üç yıl kadar evveldi. Varlık Fonu için devlet para
arıyordu. Bir şekilde ben de yabancı tanıdıklarım vasıtasıyla fona
yardım yapılabileceğini söyledim, ben de ‘Türkiye'ye yardım ederim'
dedim. ‘Ya' dediler, ‘Sen deli misin?' dediklerinde, ‘O başka
mesele, bu başka mesele. Türkiye'ye yardım ederim' dedim. O zamanın
parasıyla 2-3 milyar dolar bir ihtiyaçları vardı. ‘Karşılarız'
dedim. Sordular, soruşturdular karşılarındaki insan Cem Uzan olunca
hazmedemediler.
– Yani Varlık Fonu'na destek mi
olacaktınız?
– Evet.
– Bunu daha önce hiç duymamıştım.
– 2017 yazı görüşüldü. Ondan sonra zaten görüşmeyi yapanları ‘Cem
Uzan'la nasıl görüşürsünüz' denilip uçurdular.
– Ama başka yerden aldılar sonuçta.
– Başka yerden aldılar. Ama ben destek olmak istediğimde insanları
görevden aldılar.
Katar'la yapılan anlaşmalar
– Ne acı, vahim bir durumdur, Katar devletiyle bir anlaşma yapıldı.
Bu anlaşmada özel bir Türk şirketi, malını (İstinye Park) yabancı
bir yatırımcıya satıyor. Özel ticarettir, özel hukuktur. Ama adam
artık sendeki adalet sistemine, hukuk sistemine inanmıyor… ‘Sen
gel, devlet olarak bana garanti ver. Cumhurbaşkanı olarak, ben de
emir olarak oturacağım. Benim yatırım yapan şirketim senin malını
alırken ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin garantisini istiyorum'
diyor. Bunu bir şey için istemiyor on tane ayrı kalemde
istiyor.
– Bu, ülkenin adalet sisteminin de ne kadar çökmüş olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak, 300 milyon dolarlık bir anlaşma paketi. On tane anlaşma… Topu topu 300 milyon dolar için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanının garanti vermek zorunda kalması çok üzücü.
– Sayın Cumhurbaşkanı ‘İtibardan tasarruf olmaz' diyor. Bütün yaptığın on anlaşma, bir tane uçağının parası. Sana uçağı hediye eden adamla yaptığın anlaşma. Artık neresinden tutalım, neyine söyleyelim, ne diyelim?