İnsan bir şeyi söylemeden veya yazmadan önce bir araştırır.
“Yazacağım veya söyleyeceğim şey acaba doğru
mu” diye titizlenir ki başkalarını töhmet altında
bırakmasın veya kendisi cahil durumuna
düşmesin.
Bu satırları yazmama ve sinir katsayımın artmasına neden olan
kişi Berna Laçin.
Sosyal medyada yazdığı kin ve nefret kokan Laçin’in
paylaşımı: “İdam çözüm olsaydı Medine toprakları
tecavüzde rekor kırmazdı. Konuşturmayın şimdi beni! Bırakın artık
bilim insanları, nörologlar, psikiyatrlar, psikologlar toplum
bilimciler, hukukçular el birliği verip çare üretsin. Devlet,
tribün sesleriyle toplum inşa etmez.”
İlk paragraftan mülhem anlıyoruz ki; araştırma gibi bir
hassasiyetin çok uzağında bilinçli bir şekilde zikredilmiş
düşmanca bir söz.
Bu tweeti okuduğumda ilk önce kendi kendime
“Eyvah” dedim. “Acaba Medine’de bir tecavüz
olayı mı işlendi?” O endişeyle araştırdım ama gördüm
ki ne Medine’de ne de civarında herhangi bir
tecavüz olayı işlenmiş.
Rahatladım ama “Cehaletin/Nefretin bu kadarı da
fazla” demekten kendimi alamadım.
Gerek genel tarih okumalarımdan gerekse de İslam tarihi
okumalarımdan biliyorum ki Medine şehri tarihin hiçbir
döneminde Laçin’in iddia ettiği gibi bırakın tecavüz rekoru kırmayı
tecavüzle anılmadı bile.
İslam’la tanışmadan önce
“Yesrib” adını taşıyan şehir İslam’la
müşerref olmasının hemen ardından medeniyet anlamına gelen “Medine”
adını aldı. O zamandan beridir de medeniyetin
beşiği olan şehir hep Efendimizle, ilim ve irfanla, yetiştirdiği
âlimlerle ve insanlara yol göstermiş, önderlik etmiş
insanlarla anıldı.
Medine-i Münevvere her daim emniyetin, saadetin şehri
oldu.
“İnsanlığa müjdeleyici, uyarıcı ve rahmet
olarak” gönderilmiş insanlığın
Sultanı Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed’in (s.a.v.) inşa ettiği İslam medeniyetinin beşiği
oldu. Ne geçmişte ne de günümüzde hiçbir zaman
asla kötü bir şekilde anılmadı.
Eğer malum iddianın sahibi hanımefendi birazcık
araştırma yapma zahmetine girseydi bahsettiğim konuyu hemen fark
edecekti. Velakin dedik ya niyet nefret ve düşmanlık olunca
cehalet bas bas bağırıyor…
Laçin, üniversite mezunu olabilir, okumuş,
diploma sahibi olmuş olabilir ama bunlar onu maalesef
“cehalet”ten “nefrete mağlup” olmaktan
kurtaramıyor.
“Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi yani
şimdi” diye küçümsedikleri insanlar böyle bir
yanlış ve hata yapmaz. Yapmaz çünkü inançlı ve
insaflıdırlar. Değerlerine sahip çıkarlar.
Peki Laçin niye böyle bir yanlış ve hata
yapıyor?
Çünkü derdi üzüm yemek değil de ondan…
Onun derdi İslam’la ve Müslümanlarla…
Onun derdi karşı tarafa çakmakla ve tabiri caizse gol
atmakla…
Derdi bir yaraya merhem olmak değil…
Eğer olsaydı böyle bir cahillik göstermezdi…
Eğer olsaydı hassas bir konu üzerinden nefretini kusmazdı...
Yahu, ortada bir insanlık suçu var… Bir vahşet
var…
Hiç kimsenin rıza gösteremeyeceği, lanetleyeceği bir suç
var…
Birlik olup sorunu elbirliği ile çözmek varken karşı tarafı
dışlamak niye?
Siz bu kafayla, bu nefretinizle hiçbir soruna çözüm
üretemezsiniz?
Tam tersi yeni sorunlar üretir, tecavüzcülerin, ırz
düşmanlarının ekmeğine yağ sürersiniz…
Böylesine bir insanlık suçunda da bir kamplaşmaya imza
atıyorsunuz ya…
Tebrik ederim Berna Laçin…
Bravo size…
Bu yaklaşım tarzınız ve İslam düşmanlığınız sorunu
çözümsüz hale götürüyor.
Lütfen birazcık değerlere ve kutsiyete
saygı…
Lütfen biraz hassasiyet Berna Hanım…
Birazcık olsun hassasiyet…
Biracık olsun insaf...
SOSYAL MEDYA
TAKİP
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser