Çaresizce babasını arıyor
Abone olBombaların yıktığı her bir evden ayrı bir dram çıkıyor. A.A muhabirleri ateş hattından bildiriyor.
İsrail'in, Hizbullah'ın iki askerini kaçırdığı gerekçesiyle 12
temmuzdan bu yana bombaladığı Lübnan'ın başkenti Beyrut'un
güneyinde bombaların hedefi olmayan bina neredeyse yok... ''Sizler
buraya nasıl girdiniz? Korkmuyor musunuz?'' diye soruyor büyük
şaşkınlıkla bir adam yıkıntılar arasında bizi görünce.
''Haber için buradayız, burada olup biteni dünyaya göstermek
istiyoruz'' dediğimizde, adamın gözleri doluyor. ''Şansınız açık
olsun, Allah yardımcınız olsun. Türk halkına selam söylesin'' diyor
ve evinin yıkıntıları arasından kurtarabildiği birkaç parça eşyayı
koyduğu siyah torbasıyla molozların arasında gözden kayboluyor
adam. Beyrut'un Dahıya ve Harra Harik semtlerindeki görüntü
ürkütücü... Yıkılmış köprüler, yerle bir olmuş koca binalar, yarısı
olmayan lüks apartmanlar... Yerler cam kırıklarıyla dolu. Eşyalar
etrafa saçılmış. Bir dairenin kapısı, beşinci kattan dışarıya
sarkmış. Bombalanan lüks binanın yarısı bıçakla kesilmişçesine yok
olmuş. Molozların arasında tozdan zar zor seçilen oyuncak bir
bebek, daha dün burada ''normal'' bir hayatın olduğunu anımsatıyor.
Etraftaki binalar da daha farklı durumda değil. Hepsi harabeye
dönmüş, oturulamaz halde, ayakta kalan kısımları her an
yıkılabilir. Yıkıntıların arasında ne yapacağını bilmeden bir oraya
bir buraya giden 49 yaşındaki Mustafa Ali'ye rastlıyoruz. Burada ne
yaptığını sorduğumuzda, Ali başlıyor anlatmaya: ''Bu insanlık mı?
Bunun adı nedir? Bunu yapanlar insan olamaz. 95 yaşındaki yatalak
babamı arıyorum. Bombardımandan bir gün önce buraya, evine
dönmüştü. Bombalar düşmeye başladığında kendimizi dışarı attık, ama
onu çıkaramadık. Şimdi onu arıyorum. Evimiz yok olmuş, 20 yıllık
uğraşla kurduğum işim bu molozların altında yatıyor...'' Yıllarca
yurt dışında çalıştığını, bütün bu olanlara bir anlam veremediğini
söylüyor Ali ve ekliyor: ''Bunu Hitler bile yapmadı. Her şeyimiz
yıkıldı gitti. Eski günlere nasıl döneceğiz? Olayların suçlusu biz
miyiz?'' Ali, Türk olduğumuzu öğrendiğinde ise ''Türkiye'ye selam
söyleyin. Biz burada zor durumdayız. Sizlerin desteğinize
ihtiyacımız var. Kendinize dikkat edin'' diyor ve çaresizce
babasını aramaya devam ediyor.