Can Paker: Bunlar kötü Batı taklitçisi
Abone olTESEV Başkanı Can Paker, A Haber’de Can Okanar’ın sunduğu Memleket Meselesi programına konuk oldu.
TESEV Başkanı Can Paker, Beyaz Türkler olarak
adlandırılan kesimin Batı taklitçisi olduğunu bu yüzden ülkesi için
üretme derdi ve yaratıcılık yönüyle proje geliştirme çabası
olmadığını savundu.
Paker ‘Özgün üretim anlayışını benimsemek yerine Batı
taklitçiliği ile tatsız bir ortaklık sergileyen bu kesimin,
Türkiye’nin sorunlarına Anadolu halkı gibi üretici çözümler
getiremediğini’ iddiasında. Paker programda sunları söyledi:
Bu sorunun temelinde Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren Türkiye'de
yaşayan insanlara verilmek istenen form, şeklin yapaylığı yatıyor.
Cumhuriyet kurulduğu ilk günde, Türkiye'de yaşayan insanların
çoğunu, büyük ölçüde muhafazakar, dindar ve Kürt olmak üzere
ayırabilirsiniz. Cumhuriyet, ayrımların birisine bölücü diğerine
ise gerici diyerek, onları durdurup yeni bir insan tipi
yaratacağını söyledi. Gerici ve bölücüleri de yeni insan tipine
benzeteceğini belirtti. Bu yeni insan tipi ise bildiğimiz gibi;
laik, batıcı, lisan bilen ve Avrupa'ya giden insan tipidir.
Yeni insan tipini yaratmak için, onları gümrük duvarlarıyla
yıllarca koruyarak, çevresini besleyerek ve ürettikleri mamulleri
devlet olarak satın alarak sanayici yapmaya çalıştı. Bir, iki yıl
değil, atmış, yetmiş yıl.. Bir ekonomik ve sosyal ayrıcalık
yaratıyor. Prototip ve herkesin benzemesi lazım gelen bir insan
tipi…
BEYAZ TÜRKLER ÇİFTLİK BALIĞI GİBİDİR
Bu söylediğim Beyaz Türk oluyor. Ben de buna dahilim, açıkça
söyleyeyim. Bir programda Beyaz Türk'ler çiftlik balığı gibidir
demiştim. Hala aynı şeyi söylüyorum. Çiftlik balıkları dışarıdan
beslenirler, o nedenle de lezzetsiz olurlar. Yani, hayat
mücadelesini kendi yapmayan doğadaki bütün canlıların,
yaratıcılıkları, tatları ve lezzetleri yoktur. Türkiye'de de olan
budur.
BUNLAR KÖTÜ BATI TAKLİTÇİLİĞİDİR
%15 olarak belirlediğim zümrenin hangi yaratıcılığı vardır? Ne
yenilik bulmuştur? Nasıl bir yaşam tarzı üretmiştir ve nasıl bir
dünya görüşüne sahiptir? Hiçbirisi yok. Bunların hepsi, sadece kötü
Batı taklitçiliğidir. Geçmişinde olan bitene dikkat edip, ondan
yeni sentezlere varmak yerine 'Batı'yı nasıl taklit ederim?'i
düşünüyorlar.
Ciddi bir yaratıcılık yoksulluğu var. Düşünün ki, en çok
desteklediğiniz, en büyük kaynakları akıttığınız kitlenin
yaratıcılığı yok! Mesele bu.
Anadolu'da Turgut Özal'ın getirdiği devrimlerden sonra ve AK Parti
döneminde ortaya çıkan orta sınıf bileklerinin haklarıyla
geliyorlar. Yaratıcılıklarıyla geliyorlar. Çantalarıyla Afrika'da,
Güney Amerika'da geziyorlar. Orjinallikler oradan çıkıyor. İstanbul
ve İzmir gibi sahillerin sanayicisi, iş adamları ise yıllarca
yaptıkları gibi Batılı bir ortak bulup, işi ona çok pahalıya
yaptırıp, kendisi de Batılı ortakla devlet arasında ilişkiyi
kuruyor. Yani kendisinin bir yaratıcılığı, bir katkısı yoktur.
Mesele budur.