Can Dündar Uğur Dündar için ne dedi?
Abone olCan Dündar medya dünyasındaki gelişmelere ilişkin ilginç açıklamalarda bulundu
Can Dündar haberler dahil artık televizyon izlemeyerek huzura
kavuştuğunu iddia ediyor. Dündar, Uğur Dündar'ın Doğan grubundan
ayrılmasını da "Bir gün sıra hepimize gelecek. Durup
seyretmeye devam edersek, alkış seslerinden zaten kendi sesimizi
duyamaz olduk" sözleriyle değerlendirdi.
Dündar Akşam gazetesinden Elif Aktuğ'a konuştu. İşte o röportajdan bir bölüm:
Televizyon seyrediyor musunuz?
Bir süredir hiç seyretmiyorum. Ciddi bir güven eksikliği bende de
oldu. Eskiden biraz da mecburiyetten seyrederdim, simdi
seyretmiyorum.
Haberler?
Haberler de dahil, seyretmiyorum. Seyretmediğimden bu yana
inanılmaz bir huzura kavuştum. Hoşuma giden programları seyredip,
sevdiğim yazarları okuyorum, o kadar.
Uğur Dündar için ne düşündünüz?
Bir gün sıra hepimize gelecek. Durup seyretmeye devam edersek,
alkış seslerinden zaten kendi sesimizi duyamaz olduk. Türkiye'de
basın özgürlüğü varmış gibi bir illüzyon yaratmaktansa dışarıda
kalmak daha iyi. Bir süre taviz verilebiliyor belki, esneme
noktanız var belki ama biz kırıldık. Esneyecek bir yer kalmadı. O
noktada bırakmak çok daha iyi zaten. Dışarıda da yapılacak işler
var, medyanın merkezinde olacağım diye direnmenin alemi yok.
İçinizde bir ukde kaldı mı, şunu da yapamadım
gibi?
Öyle bir doygunluk hissinde değilim. Kendimi belgesel ve kitapta
iyi hissederdim zaten. Haberciliğin o toz dumanından sonra kitap
bana çok iyi geldi. Belgesel hazırlığım var, ayrıca bir yıldır
çalıştığım bir kitap var. Ona hazırlanıyorum.
Van depreminin ardından medya dili size tuhaf geldi
mi?
Çok, bir defa belki moral olsun diye belki de müjde vermek için
'iyi' haberler yapıldı. İyimser mesaj vermekte fayda var ama her
bir müjdeli haberin yanı sıra onlarca kara haber de var Van'da.
Sorunları bu kadar es geçmemeliyiz diye düşünüyorum. Feryadı
yansıtmakta geç kaldık.
Müge Anlı'nın söylediklerini seyrettiniz mi?
İnternette seyrettim, söylendikten iki saat sonra bu cümleyi Van'da
herkes duymuş ve seferberlik havası dağılmıştı.
Kim teslim alabilir ki medyayı?
Başbakan'ın medya yöneticileri ve patronlarıyla toplantı yaptığı
bir ülke bana basın özgürlüğü yönünden bir istikrar vaat etmiyor.
Demokratik bir ülkede böyle toplantılar olmamalı. Medyanın suçu yok
mu? Var!.. Ama kendi kendini tamir edebilecek güçte olmalı. Talimat
alıyorlar görüntüsünün medyada yaratacağı tahribat, medyanın kendi
başına yaptığı yayıncılıktan çok daha ağır bence. O toplantının
mesleğimize çok ağır bir imza attığını düşünüyorum. Uzun yıllar
unutulmayacak bir imza. Bundan sonra her gazete okuyan ve
televizyon seyreden herkes acaba o toplantıda ne dendi de bu yayın
yapılıyor diye düşünecektir haklı olarak. Keşke o toplantı hiç
olmasaydı.
Diyelim ki ben yöneticiyim ve gitmedim. Benden başka herkes
katıldı!
O gitmeyen kimse, onu tarih yazardı, tarih için çok önemli
olurdu.