Büyük yokoluşun sırrı çözüldü
Abone ol250 milyon yıl önce dünyadaki canlıların yüzde 95'i aniden yok oldu. Bunun nedenini Türk bilim adamı çözdü. İşte yokoluş gizemi...
Amerikan Jeoloji Cemiyeti'nin “Bir Global Jeoloji
Çalışması” adıyla yayımladığı kitabın tezi şu: 250 milyon yıl
önceki yokoluş bir meteor düşmesi veya volkanik patlama sonucunda
değil, o zamanki büyük okyanusun Karadeniz gibi oksijensiz
kalmasından kaynaklandı
BİLİM insanları, yaklaşık 250 milyon yıl önce dünyadaki
canlıların yüzde 95’inin yok olduğunu çok önceden ortaya
koydu. Arkasından da bu büyük yokoluş üzerine teoriler
geliştirmeye başladı. En yaygın ilk teori, bu büyük yokoluşun
dünyaya çarpan bir meteordan kaynaklanmış olabileceğine
ilişkindi.
Daha sonra bu görüş revize edildi ve Sibirya’daki Tungusko volkanik
alanındaki büyük patlamanın asıl sebep olduğu tezi gündeme
geldi.
İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi jeolog Prof. Celâl
Şengör ve öğrencisi Saniye Atayman’ın Amerikan Jeoloji Cemiyeti
tarafından yayımlanan tezi ise bu iki görüşün de doğru olmadığını
gösteriyor.
OKSİYEN TÜKENİNCE...
“Bir Global Jeoloji Çalışması” adıyla yayımlanan kitaba göre,
yokoluşun temel sebebi, 250 milyon yıl önce, dünyadaki kıtaların
ayrışmadığı dönemde süper kıtanın ortasında yer alan okyanusun
bizim Karadeniz’e dönüşmesi yani içinde teneffüs edilecek
oksijen kalmaması. Bir süre sonra sıkışan gazlar da bir gazoz gibi
köpürerek çevreye yayılıyor ve okyanusun çevresini hayat alanı
olarak seçen ve bu zehirli havayı soluyan bütün canlıları
öldürüyor.
Fosil desteği
Prof. Şengör ve Atayman, bu teorilerini kitap haline getirmeden
önce muhtelif uluslararası toplantılarda tebliğ olarak takdim etti.
Bu tebliğ bilim çevrelerinde büyük bir tartışma başlattı. Bulunan
fosil örnekleri teoriyi doğrularken, Amerikan Jeoloji Cemiyeti de
tarihinde ilk kez iki Türk bilim insanı tarafından yazılan kitabı
büyük bir hızla bastı ve bilim dünyasına sundu.
Prof. Şengör, halen Güney Afrika’daki Bernard Price Paleontoloji
Enstitüsü’nde görev yapan ‘magister’ öğrencisi Saniye Atayman’ın
biyoloji kökenli olmasının teoriyi destekleyen mantar fosillerin
bulunmasında etkili olduğunu belirterek, Atayman’ın daha ilk
tebliği ile dünya bilim çevreleri tarafından kabul gördüğünü
söyledi. (Radikal)