Bütün köy, kayadan akan bu balın peşinde ama bakmakla yetiniyorlar
Abone olKastamonu'nun Taşköprü ilçesinde bulunan ve Türkiye'de tek olma özelliği taşıyan 2 bin 700 yıllık kaya mezarlarının bulunduğu bölgede yeni bir kaya mezarı daha keşfedildi. Henüz kayıtlarda bulunmayan kaya mezarının, üst kısmındaki kayalarda yabani arıların yaptığı ballara ulaşamayan köylüler ise bakmakla yetiniyor.
Kastamonu'da, Taşköprü Yerel Eylem Grubu Derneği öncülüğünde
Kastamonu Üniversitesi ile Taşköprü Belediyesinin ortaklığında
yürütülen çalışmalar ile “macera rotası” belirleniyor. Bu çerçevede
Taşköprü ilçesinde rota belirleme çalışmaları yapan ekip, Donalar
köyünde bulunan ve birçok medeniyete ait üzerinde hayvan figürleri
bulundurması sebebiyle Türkiye'de tek olma özelliği taşıyan kaya
mezarını inceledi. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim
Görevlisi Hikmet Haberal'ın liderliğinde, Erzurum'un İspir
Belediyesi kültür turizm elçisi Bülent Erkan, Artvin'in Yusufeli
Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Emin Bülbül ile Yusufeli
Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Sporcusu Erkan Akyürek, üzerinde
barındırdığı hayvan figürleri sebebiyle Türkiye'de tek olma
özelliği taşıyan 2 bin 700 yıllık geçmişe sahip kaya mezarlarının
bulunduğu bölgede incelemede bulundu. Bölgede yaşayan vatandaşlarla
Soğucak kayalıklarına yürüyüş gerçekleştiren ekip, yaklaşık 4
kilometrelik bir yürüyüşün ardından kayalıklara ulaştı. Soğucak
kayalıklarına ip yardımıyla iniş yapan ekip, kaya üzerinde mezar
olduğunu tespit etti.
İp yardımıyla kaya mezarının içerisine giren ekip, yaptıkları
incelemede mezarların beton kırıcı ile patlatıldığı ve mezara zarar
verildiğini tespit etti. Kaya mezarının hemen girişinde çeşitli
figürlerin ve yazıların olduğunu belirleyen ekip, bunların ne
anlama geldiğini arkeologların incelemesi sonrasında
bilinebileceğini kaydetti.
Henüz daha kültür envanteri olarak kayıtlarda bulunmayan kaya
mezarının Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünce kayıt altına
alınabilmesi için girişimde bulunan ekip, bölgedeki çalışmalarını
devam ettirdiği sırada bal kayasına ulaştı. Yabani arıların kaya
üzerine yaptığı balların olduğunu gören ekip, balların kayalıklarda
çok yüksek olması ve ulaşımın zor olmasından ötürü köylüler
tarafından ulaşılamadığı ve kaya üzerine aktığını öğrendi.
Ekibin çalışmasına eşlik eden köylüler, kayadan akan balın çok
yüksekte kalması sebebiyle sadece bakınmakla yetindiklerini
kaydetti.
Kaya mezarı, tamamen vadiye hakim bir bölgede yapılmış
Artvin'in Yusufeli Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Emin
Bülbül, “Kaya mezarı, 2 metre uzunluğunda ve 1,5 metre
genişliğinde, 90 santimetre eninde ve 1 metre de yükseklikte
bulunuyor. Kaya mezarının girişinde bizim bilemediğimiz işaretler
ve yazılar bulunuyor. Neyi ifade ettiklerini arkeologlar
inceleyerek anlamlandırabilir” dedi.
“Mağaraya ulaştığımızda
kayalık alanda kaya mezarının olduğunu
keşfettik”
Taşköprü Yerel Eylem Grubu Derneği öncülüğünde “macera rotası”
belirlenmesine yönelik çalışmalarını sürdürdüklerini belirten
Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet
Haberal ise, “Kastamonu Üniversitesi, Ormancılık ve Tabiat Turizmi
alanında ihtisaslaşmasıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Bizler
de saha çalışmalarına bu doğrultuda devam ediyoruz. Turizm
çeşitlendirmesi yaparak saha çalışmalarımızdan bir tanesi de kültür
turizmidir. Bunlardan yola çıkarak Taşköprü ilçemizde saha
çalışmalarımızı sürdürürken kültürel miras taşıyan bir eseri de
daha ortaya çıkarmanın gururunu yaşıyoruz. Taşköprü ilçemize
yaklaşık 14 kilometre uzaklıkta bulunan Bademci köyünde üst
tarafına doğru saha çalışmamızda bir kaya sütunu gördük. Bu kaya
sütununun üst tarafında yaklaşık 4 kilometrelik bir yürüyüş sonunda
bir alana ulaştık. Bu alanda bir kaya mezarı olduğunu gördük.
Soğucak kaya denilen bu kayaya doğru ilerlemeye çalıştık. Bir süre
yol aldıktan sonra köyden o bölgeyi bilen bir kişiyi daha yanımıza
almıştık. Kaya Mezarının hemen yanında da Bal Kayası denilen
kayalıkların olduğunu tespit ettik. Bizim asıl amacımız Bal
Kayasına keşfetmek ve incelemede bulunmaktı. Bal kayasına
gittiğimizde alt bölümünde bir mağara olduğunu fark ettik. Mağaraya
ulaştığımızda kayalıkta kaya mezarının olduğunu keşfettik. Kayanın
Soğucak kayası olduğunu söylediler bizlere. Ama incelediğimizde
kaya mezarının kayıtlarda olmadığını belirledik. Bizlerde kaya
mezarının görüntülerini alarak kayıt altına alınmasını sağladık. Bu
kayıtları da Kültür ve Turizm İl Müdürlüğüne bildirerek kayıt
altına alınmasını talep ettik. İnşallah bu girişimlerimizle kaya
mezarı tescillenir ve kayıt altına alınır” diye konuştu.
“Kaya mezarının içerisine
yaklaşık 2,5 kilometrelik bir tırmanış sonucunda
ulaştık”
Kaya mezarının içerisine yaklaşık 2,5 kilometrelik bir tırmanış
sonucunda ulaştıklarını ifade eden Haberal, “Kaya mezarı, bölgeye
hakim olan bir noktada bulunuyor. Büyük bir kaya kitlesinin tam
orta gövde kısmında bulunuyor. Kayanın hemen altından bir ırmak
akıyor. Kaya mezarının içerisine yaklaşık 2,5 kilometrelik bir
tırmanış sonucunda, zorlu bir tırmanış olmadan kaya mezarının
içerisine giriş yaptık. Kaya mezarının içerisine girdiğimizde bir
mezar silueti ile karşılaştık. Mezar silueti de deforme edilmiş,
oraya da insan eli bulaşmış, doğayı orada da kirletmişler. Güzel
bir görüntü, kayadan dışarıya bakıldığında tamamen doğaya hakim ve
birçok güzellikleri görebiliyorsunuz. Köye hakim olan bir noktada
bulunuyor mezar. Demek ki buraları seçmelerinin sebebi, vadiye,
bölgeye tamamen hakim olabilecek bir noktayı tercih ettiklerini
gösteriyor. Bundan da o dönemin insanlarının kaya mezarlarını bu
tür noktalara yaptıklarını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
“O bal yıllardır öyle
akar, bizler de bakarız”
Bademci köyü sakinlerinden Maksut Hergüner de, “Bademci köyü
Soğucak oluğunun başında bulunuyoruz. Bu oluğun üst tarafından
ballı ismini verdiğimiz ballı kayası var. Ballı kayası dediğimiz
yerde arılar bal yapar ve o bal, kayanın üzerine doğru sapsarı
akıyor. Orası çok yüksek, o yüzden bizler oraya çıkamıyoruz.
Oradaki balı da alamıyoruz. Bazen böyle ancak seyrediyoruz. Kayanın
üzerine arı kolonilerini koyarız, oraya oğul atarlar, oğulları alıp
köyümüze götürürüz. Fakat kayadan balı almak mümkün değil. O bal
yıllardır öyle akar, bizler de bakarız. Biz de buraya bu yüzden
ballı kaya diyoruz. Balların olduğu bölüme inmek biraz cesaret
istiyor. Teknolojinin olması gerekiyor. Ancak o şekilde inilebilir,
tabi onlarda bizler de yok” ifadelerini kullandı.
“Kayalıklarda bulunan
mağaraya Şerifin Evi deriz”
Soğucak kayasının bulunduğu alandaki mağaraya "Şerifin Evi"
dediklerini kaydeden Hergüner, “Bademci köyünde yaşayan yaşlı bir
kadın, köyden kocası ya da babası tarafından evden kovuluyor.
Kovulunca kadının gidecek bir yeri yok, o da çıkıp köyün üst
tarafından bulunan mağaraya geliyor. Kayalıklarda bulunan mağaraya
sığınarak, burada yaşamını sürdürüyor. Ama kadının sonunu bilen
yok. Bu çok eski bir hikaye, bu yüzden bu mağaraya 'Şerifin Evi'
derler. Burada iki göz mağara bulunur. Bazen ben, çobanlık yaparken
şiddetli yağışlarda hayvanları bu mağaraya koyarım” dedi.