Bu ülkede öyle bir güruh var ki!

Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş'a hakaret edildiği zaman kınayanlar Cumhurbaşkanı'na hakarete elma şekeri gibi bakıyor!.

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Türkiye’yi hala muz cumhuriyeti sanıyorlar...

Dünyanın hiçbir ülkesinde Cumhurbaşkanına edilemeyecek hakaretlerin adını “Fikir özgürlüğü” olarak koyanları ibretle izliyoruz…

Ve de Cumhurbaşkanına hakaretin suç olmaktan çıkarılması için teklif veren bir siyasi partiye de ilk kez utanç ile şahit oluyoruz…
 
Bırakın Cumhurbaşkanlığı makamını…

Başkasının hakkına, hukukuna, haysiyet ve şerefine saldıran kişi hakkında gerçeği söylememek suça ortak olmaktır.

Sorunun daha büyük olanı ise hakaret ve saygısızlığı normalleştirmeye çalışanların utanılması gereken tutumlarıdır.

Dahası ahlaksızlıktır.

                                                         *

Kadın diyor ki;

“Büyükbaş hayvan bir saraya girdiğinde o kral olmaz, o saray ahır olur.”

Sonra da “Atasözüymüş!” mazereti…

Kime söylemiş!

Alenen ülkesinin Cumhurbaşkanına…

2019 yılında yine Cumhurbaşkanı'na hakaretten 11 ay 20 gün ceza almış ve cezası ertelenmiş. Bu cezanın üzerinden 5 yıl geçmeden aynı suçu işlediği için yeniden ceza ertelemesi olmayacağından tutuklanmış!

Ve  “Özür dilemelisin” demek yerine, ona sahip çıkan bir muhalefet…

Şimdi soralım Kemal Bey ve Meral Hanım’a…

Sahip çıktığınız Sedef Kabaş diyor ya..

Büyükbaş hayvan  olarak  bir ahıra girebilmek için mi  Erdoğan’ı devirmeye çalışıyorsunuz?”

Öyle ikiyüzlülük var ki…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret eden Sedef Kabaş'a "Atasözü söylediği için hapse atıldı" diyerek destek çıkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, fotoğrafının altında hikâye paylaşan vatandaşa dava açıp tutuklanmasını talep ediyor...

Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş'a hakaret edildiği zaman kınayan Meral Hanım, Cumhurbaşkanı'na hakarete elma şekeri gibi bakıyor!

Bu nasıl devlet aklı!

Bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmışsınız!

                                                    *

Yok Erdoğan dava açmakta rekor kırmış!

Doğru…

Bu ülkede hiçbir Cumhurbaşkanına Tayyip Erdoğan’a yapılan kadar hakaret, şerefsizlik, alçaklık ve kahpelik yapılmadı!

20 yıldır sövüyorlar!..

Bütün hakaret ve sövgüleri sineye mi çeksin?

CHP’lilerin suç işleme özgürlüğü mü var bu ülkede?

CHP kendi Cumhurbaşkanına hakaret edilse tutuklatır ama başka cumhurbaşkanlarına küfür edilse sanat, basın diye kıvırır öyle mi?

Nasıl mı?

Buyurun; Yıl 1949…

Cumhurbaşkanı İnönü'ye hakaret suçuyla Kudret gazetesi sahipleri tutuklanmış…

İşte belgesi…

                                                     *

Tayyip Erdoğan düşmanlığı birilerinin bilinç altındaki  Türk-İslam düşmanlığını öyle bir ortaya çıkardı ki…

Öyle bir güruh var ki;

İslam hariç her dine saygı duyarlar.

Arapça hariç her dile saygı duyarlar.

Kur’an hariç her kitabı severler.

Camiler hariç her mekânı severler.

Başörtüsü hariç açık giysiye saygı duyarlar.

Osmanlı tarihi hariç her tarihe inanırlar.

Türkiye hariç her ülkeyi severler...

"Hepimiz Türküz" demekten rahatsız olurlar ama "Hepimiz Ermeniyiz"demekten  çok mutlu olurlar!..

Bu vatanın milli ve manevi değerlerine karşı Batı’nın her değerini üstün tutarlar...

Ukrayna’da savaş çıksın, turist gelmesin diye el ovuştururlar!

Türkiye aşı üretir, aşıyı dünyaya kötülerler!..

Yerli otomobil üretimi kabul  edemezler!..

İktidar olabilmek için söz konusu koltuksa gerisini teferruat sayarlar!

                                                    *

Ah benim güzel ülkem ah!..

Öyle zillet ki bu;

Bir kadın camiye sokup cemaat namazdayken, “Açız aç” diye bağırtıp provokasyon yaparlar!

Kaydını çekerler…

Servis yaparlar!

Ve bu kadına sahip çıkarak iktidara yüklenirler!

Peki o kadın kim çıkar!

Birahane çalışanı…

Babasından yetim maaşını alan...

Olay sonrası yapılan alkol testinde 2.32 promil ( 5 kat fazla)  alkollü çıkan bir kadın!

                                                     *

Ah benim güzel ülkem ah!..
 
Peki TMBB çatısı altında ne olur!

İYİ Parti'de Meral Akşener’in Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kamil Erozan TBMM’de soru önergesi verir!

Der ki;
“Libya'ya gönderilen silahların tam listesi nedir? Orada kaç asker var?”

Sen kimsin?

Kimin adına bu önergeyi veriyorsun?

Genel Başkanınızın bir ayda 4 kez gizli ve başbaşa görüştüğü ABD’nin Ankara Büyükelçisi adına mı?

                                                        *

Ah benim güzel ülkem!

İhanet dört koldan sarıyor…

Bu ülkede neler yaşanmadı ki?

Ne oyunlar oynanmadı ki bu ülkede!..

Örnek mi?…

Alın hala aydınlanamayan bir süreç…

Uğur Mumcu, Özal'ı arayıp önemli bilgi verir. Özal, Adnan Kahveci'ye anlatır. Mumcu, Eşref Bitlis Paşa'ya da anlatır. Mumcu patlama ile 12 gün sonra Adnan Kahveci trafik kazası ile 12 gün sonra Eşref Bitlis uçağı düşürülerek öldürülür. Özal şaşırır. 2 ay sonra da Özal aniden ölür!..

Sırrı çözüldü mü?

Hayır!..

İstiyorlar ki Türkiye yine böyle karanlık günlere dönsün!..

                                                     *

Ah benim güzel ülkem ah!..

Düne kadar  evlatları eve geç gelince “Acaba terör saldırısı mı oldu, bir yerde bombamı patladı!” terör korkusundan  gözleri yollarda kalanlar “Bu terör örgütü bitirilsin bir şey istemiyoruz “ şimdi ülkede en küçük terör sorunu yaşanmaması karşısında tek kelime etmiyor!..

Bir güzel sözleri yok!..

Nankörler!..
 
Dünya böylesine çarpık zihniyete sahip bir muhalefet partileri görmedi.

Öyle çapsızlar, öyle gayri milliler, öyle milletten kopuklar ki;

ÜLKELERİNİN CUMHURBAŞKANINA RAHAT KÜFÜR ETMEK İÇİN KANUN TEKLİFİ HAZIRLADILAR!

                                                      *

Siz hiç HDP’li Sırrı Sakık’ın "Mustafa Kemal'in itlerisiniz" sözüne dava açan muhalefetten  Atatürk’ün partisiyiz diyen CHP’den birini gördünüz mü?
Anlaşıldı ki ülkede bir iç çatışma ortamı arayışı içindeler! ..

Mesela  TV5’te biri, “2022 büyük sokak olaylarına sahne olacak” diyerek Türkiye’yi tehdit ediyor!

Nereye mesaj veriyor…

Bu, dünyanın hemen her ülkesinde ciddi bir suç teşkil eder.

Eder etmesine de bizim ülkemizde “ifade özgürlüğü” deniyor!..

CHP’li Büyükşehir Belediyelerinde gizlice kadrolaşan HDPKK, FETÖ, DHKP-C’lileri düşünün...

Hesap ne?

Adını ne koyarsınız koyun!

Büyük bir oyun var!

Devlete saldırarak iktidarı tahrik etmek için medyadan siyasete, sivil toplum örgütlerinden iş dünyasına kadar hepsi muhalefetle seferber olmuş!..

                                                         *

ABD diyor ki;

Türkiye zayıf düşmeli!

ABD  neden Suriye’nin kuzeyinde 300 bin kişilik sözde ordu kurup her türlü silahla donatmış!

Çünkü  sözde Kürdistan’ı resmen açıklamak ki asıl hedef Güneydoğu bölgemiz!

Önce Mehmetçiğimizi Suriye’deki tampon bölgeden çıkarmak, sonra o kurdukları sözde ordu ile içeri saldırmak!..
 
Türkiye’de oluşturmak istedikleri siyasi krizde devletin zayıf düşmesini bekliyorlar ki muhalefet değirmenlerine su taşıyor.

Eğer böyle gergin bir atmosferde seçime gidilirse sonucu ne olur!..

Onu ABD biliyor!..

Kim kazanırsa kazansın ülkeyi yangın yerine çevirmek için her türlü fitne ateşi yakmaya hazırlar.

Türkiye içeriden vurulmak isteniyor!..

Uyuyan hücreler devreye sokuluyor!

                                                       *

2023 seçimlerine artık 1,5 yıldan az bir zaman kalmışken, sandığı beklemek yerine ortalığı yalan dolanlarla yangın yerine çevirmek isteyenlerin kimin maşası olduğunu sorgulamak gerekmez mi?

Bakın bir gün…
Kurt, yavrusunu alıp, koyun sürüsünü göstererek, "Bak şu gördüklerin koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Şu gördüğün çoban, ondan uzak dur" der.

Bu sırada yavru kurt, köpeği göstererek;

"O kim?" demiş…

Kurt; "Bizi asıl perişan eden işte o, bize benzeyip de bizden olmayandır" demiş…

Bugün bizden görünüp bizden olmayan çok hücre faaliyeti var!..

                                                   *

Ama unutuyorlar ki eski Türkiye yok!..
Şimdi,
“Ya devlet başa ya da kuzgun leşe “ diye haykıran bir devlet iradesi bir millet gücü var!..

15 Temmuz gecesi bir milattı!