Bu şehirler görülmeye değer

BERLİN: Almanya’nın başkenti olan Berlin, sahip olduğu çekicilik ve sahip olduğu karmaşası ile başka hiçbir şehre benzemiyor. Berlin uzun yıllar soğuk savaş sırasında bölünmüş olup şimdi ise Doğu ile Batı’nın birleşme noktası haline gelmiş olup dünya’nın çeşitli yerlerinden turistleri müzeleri, galerileri ve gece hayatıyla kendine çekmeyi başarmış bir şehirdir. ANTWERP: Antwerp, Belçika’nın ikinci büyük şehri ayrıca Avrupa’nın en büyük limanlarından biridir. Zümrüt endüstrisi açısından da ünü artmış Antwerp aynı zamanda Avrupa’nın önde gelen moda merkezlerinden biridir. Antwerp’i tanımlamak için korunmuş, bozulmamış sanat eserleri’nin şehri, alışveriş cenneti, farklı kültürlerin birbiriyle kucaklaştığı, sıcak atmosfere sahip bir şehir diyebiliriz. BADEN: Baden, Avusturya’nın aşağısında, Viyana ormanlarının yanında yer alıyor. Şehirde yaşayan yirmi beş bin insan bulunuyor. Aynı zamanda Baden müzik şehri olarak da anılıyor. HAMBURG: Almanya’nın denizcilik, ticaret ve medya merkezi olan Hamburg aynı zamanda ülkenin en zengin şehridir. Ülke içinde, bir kıyı seksopolü şeklinde yayılan imajı, kötü şöhretli Reeperbahn’ın temizlenmesiyle tamamen ortadan kalktı BREMEN: Bremen dünyaca ünlü şehir müzisyenleri tarafından kendini haritada atımlı yere koyan Kuzeybatı Almanya’nın kalbi haline gelmiştir. Oldukça tarihi bir şehir olan Bremen’in 1.200 yıllık bir tarihi mirasa sahip olup kozmopolitan bir kültürü barındırmaktadır. KÖLN: Şehrin ortasından geçen Rhine Nehri Köln şehri için yoğun bir koridor oluşturuyor. Orijinal olarak eski bir Roma şehri uzun zamanlardan beri büyümüş ve ekonomi alanında kendi gücünü ispatlamıştır. Bugün Köln endüstri’nin yanı sıra, tarih bakımından da olağanüstü güzelliklere sahip bir şehirdir. MÜNİH: Bavyera’nın başkenti olan Münih, Alman Alpleri’nin çok yakınında yer almaktadır. Berlin’den sonra Almanya’nın ikinci destinasyonu olup herkese önereceği farklı şeyleri vardır; kültür, teknoloji, parklar, yeşillik, doğa, gece hayatı, mimari, bira bahçeleri, alışveriş, yelkencilik ve kayakçılığa sahiptir. VİYANA: Viyana tarihi eserleriyle, büyük meydanlarıyla, mükemmel parklarıyla, temiz caddeleriyle mutlaka görülmesi gereken bir başkent. Şehirde 2-3 gökdelenden başka yüksek binaya rastlayamazsınız. Evler en çok 6-7 kat yüksekliğinde. Viyana için gece hayatının merkezi demek hiç de yanlış olmaz. SOFYA: Sofya, Bulgaristan’ın güneyinde yer alıp Mount Vitosha’a konum olarak yakın olup, hızla gelişen yerler arasında popülerliği hafta sonu tatili için hızla artan bir yer konumuna gelmiştir. Sofya, heyecan verici gece hayatı ve tüm gününüzü doldurabileceğiniz aktiviteleri açısından oldukça zengin olup, paranızın tam karşılığını alabileceğiniz güneş doğana kadar uyumayan bir şehirdir. BRUGES:Bruges Avrupa’da mutlaka bir defa da olsa ziyaret edilmesi gereken bir şehirdir. Kuzeyin Venedik’i olarak bilinen kültür mirası UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Bu büyülü merkezin müzelerini, kiliselerini tarihi binalarını ve kanallarının tadına varmanın çeşitli yolları mevcuttur. BRÜKSEL: Ünlü çiçek bahçeleri, alışveriş merkezleri ve ortaçağdan kalma göz alıcı yapılarıyla mutlaka görülmesi gereken şehir Brüksel. Avrupa’daki tüm meşhur binaların küçük birer minyatürünü görmek için ‘Mini Europe’ bulunmaz bir fırsat. Belçika mutfağının en önemli yiyeceği olan patatesin iki yüzden fazla değişik yemeği yapılmaktadır. KOPENHAG: Kopenhag Danimarka’nın 1,9 milyon nüfusu ile kraliyet başkentidir. Kopenhag aynı zamanda Avrupa’nın da en eski ve en çarpıcı başkentleri arasındadır. Küçük sakin bir balıkçı köyü iken Danimarka İmparatorluğunun başkenti ve dünyanın en çok konuşulan şehri unvanını ele almasında renkli tarihi önemli rol oynamıştır. TALLİN: Kuleleri, kırmızlı kiremitli çatılardan oluşan şehir manzarasıyla Tallinn bir Ortaçağ tema parkını andırıyor. Ama bütün o eski dünya görüntüsüne karşın kent aslında enformasyon teknolojisinde Avrupa’da bir lider. PRAG: Prag Avrupa’nın sakin, sessiz eşsiz güzellikteki şehirlerinden sadece biridir. Bu tarihi şehrin sokaklarında avare bir şekilde dolaşırken, gücünüze güç katmak için mahalli biralarının tadına bakacak, lüks dükkan ve butiklerden alışveriş yapacak sayısız sayıdaki müzeleri arasında seçim yapmakta zorlanacak, bu şehre bir kez daha hayran kalacaksınız. SPLİT: Split sadece kentsel, kültürel ve Dalmaçya’nın başkenti değil aynı zamanda birçok tatil köyüne ev sahipliği yapan, turisti bol olan bir şehirdir. 1700 yüzyıllık tarihe sahip olan şehir arkeolojik kalıntılar, tarihi yapıları ve anıtları ile ayrı bir özelliğe sahiptir. DUBROVNİK: Dubrovnik, Abideler şehri, tarihi surlarla çevrili hazine şehri… Şehrin her bir köşesi kendine has özelliği ile sizi kendine hayran bırakacak. Günümüzde Dubrovnik kültür miras şehridir. Aynı zamanda sayısız kültür etkinliğine de ev sahipliği yapmaktadır. ALGHERO: Alghero İtalyanların kendilerine saklamak istediği yerlerden biri. Sardinya adasının kuzeybatısına gizlenmiş bu balıkçı limanı, hala bozulmamış ve paket tur kalabalıklarından uzak duruyor. Kudretli taş duvarı ve kenti çevreleyen yedi gözetleme kulesiyle Ortaçağ’dan kalma eski kent’e bir bakış atmak, tatilinizi nerede geçirdiğiniz konusunda başkalarına sır vermemek konusunda sizi ikna edecektir. BOLOGNA: İtalyan’ın en güzel ve karakteristik özelliklere sahip şehri Bologna... Eski bir üniversite şehri olan Bologna kaldırımları, meydanları, tarihi binaları ile bir Ortaçağ şehridir. CENOVA: Cenova deniz ile dağların birleştiği gezmesi oldukça kolay bir şehirdir. Bazı sabit noktaları Expo bölgesi, Romantik San Lorenzo Katedrali ve Laterna bölgesine geçtiğiniz ve limandaki tarihi fener’i bulduğunuz zaman şehri kolayca gezip tadına varabilirsiniz. FLORANSA: Toskana bölgesinin başkenti olan Floransa ülkenin en önemli ve tarihi şehirlerinden biridir. Rönesans tarzı binaları, ihtişamlı kiliseleri ve lüks sarayları ile halen 16. yüzyıldan kalan kültür ve atmosferi değişmeden yansıtmayı başarıyor. MİLANO: İtalya’nın en önemli ve stil sahibi şehirlerinden olan Milano’nun her yeri tarih doludur. Sayısız etkileyici binaya sahip Milano muazzam karakterli kendine has ve eski Neo klasik Milano tarzı ve ultra- modern bina, kuleler ve ofis blokları ile dikkat çekiyor. NAPOLİ: Güney İtalya’nın en büyük ve en güzel şehirlerinden olan Napoli’nin özellikle sahil şeridi görülmeye değer. Yunanlılar tarafından bulunan Napoli, Romalılar tarafından genişletilmiş olup tarihi ve kendine hayran bırakan mimarisi ile yaygın bir metropolis haline gelmiştir. PALERMO: Sicilya’nın başkenti olan Palermo adanın kuzeybatısında yer alıp ‘Monte Pellegrino’ körfezinin içinde yer almaktadır. Bu koy ‘Goethe’ tarafından “Dünyanın en güzel dağlık burnu” olarak nitelendirilmektedir. Şehir tarımsal bölge olarak adlandırılan ‘Monte Pellegrino’ ve ‘Capo Mongerbino’’ya doğru eğimle genişliyor. BRATİSLAVA: Bratislava Avrupa’nın merkezinde Slovakya’nın güneybatı köşesinde bulunmaktadır ve Avusturya ve Macaristan’a birkaç dakikalık araba mesafesindedir. Danube Nehrin’nin her iki kıyısında yer alan ve Karpaçya Dağlarına yakın olan Bratislava Slovakya’nın en büyük şehridir ve de nüfusu 450.000’dir. BELGRAD: Yüzyıllar boyunca Sırbistan’ın başkenti Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin kıyısında yer alan Kalamegdan Kalesi nedeniyle yeniden şekillenmiştir. Halen daha tam istenilen mükemmelliğe ulaşmamış olmasına rağmen, sadece atmosferi dahi insanı büyülemeye yeterlidir. LARNAKA: Larnaka Kıbrıs’taki bilinen en eski yerleşim bölgesidir. Şehir 20.yüzyılda şehir Kıbrıs’taki önemini Famagusta’ya kaptırmıştır. Adanın bölünmesine rağmen nasıl olduysa Larnaka şu an halen gelişimine devam eden bir merkez olmuştur. HELSİNKİ: Helsinki modern Avrupa kültürüne sahip olmasının yanı sıra kentsel yaşam tarzını doğayla son derece uyum içerisinde olan bir şehirdir. Etrafı denizlerle ve yarımadalarla çevrili olan Helsinki, ziyaretçilerine sınırsız olanaklar sunar. KRAKOW: Krakow efsanelerle sarmalanmış, zamanın farklı aktığı ve de neredeyse her anın tarihi bir ana dönüştüğü bir şehirdir. Yüzyıllar boyunca Krakow Polonya’nın başkenti, kralların ikametgahı ve de dünyanın her tarafından önemli sanatçıları ve bilim adamlarını kendine çeken bir şehir olmuştur. GDANSK: Bu keyifli deniz şehri şu andaki büyüklüğünü yüzyıllık Polonya-Almanya tarihine borçludur ki, Hanseatic Birliğin kilit üyesi olması nedeniyle Gdansk için oldukça önemli bir dönemdir. Bu dönemin yansımaları, içinde dünyanın en büyük tuğladan yapılmış gotik kilisesinin de bulunduğu, şehrin eski yerleşim bölümündeki mimarı yapılarda görülür. RODOS: Rodos, 12 Ada’nın en büyüğüdür aynı zamanda da Ege Denizi’nin en büyük adalarından biridir. Rodos, bütün Yunan adaları arasında en eski turistik geçmişe sahip adadır ve de dünya çapında bir üne sahiptir.

Internet Haber Mobil Uygulama

Bu şehirler görülmeye değer