Bu paket ilk değil son da olmayacak
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, açıklanan demokratikleşme paketinin ilk olmadığını, son da olmayacağını söyledi. <br/>Başbakan Recep Tayyip E...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açıklanan demokratikleşme
paketinin ilk olmadığını, son da olmayacağını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına, "Paketin hazırlanışında
katkısı bulunan çalışma arkadaşlarıma, ilgili kurum ve kuruluşlara
şükranlarımı ifade etmek istiyorum" diye başladı. Erdoğan,
"Demokratikleşme paketinin, ülkemiz milletimiz bölgemiz ekonomimiz
ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni
ediyorum" dedi.
Demokratikleşme paketinin 11 yıllık bir sürecin sadece bir safhası
olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu safhada bu paketin
hazırlanmasında emeği geçen başbakan yardımcılarımıza,
bakanlarımıza, bürokratlarımıza ve kurumlarımıza da şükranlarımı
ifade ediyorum. Türkiye’nin terörle mücadele kadar, demokratikleşme
hafızasını da kaydeden bu paketin oluşumunda koordinasyon görevi
yapan kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlığımıza teşekkür ediyorum.
Tarihi bir anı yaşarken özellikle teşekkürü hak eden, bir kesim
var. Tarih sahnesine çıktığımız andan bugüne kadar hürriyet ve
istiklalimiz için sayısız şehitler verdik. Bugün biz bu paketi
açıklarken aslında tüm o şehitlerimizin de arzularını bir kez daha
yerine getiriyoruz. İç barışımızı güçlendirecek toplumsal
birliğimizi geliştirecek her adım milletimizin en büyük
temennisidir. Bu demokratikleşme paketiyle Türkiye’nin istiklalini
güçlendiriyor, özgürlük alanını genişletiyor ve umudunu
çoğaltıyoruz. Bu paketle şehitlerimizin uğruna can verdikleri
milletimizin birliğini kardeşliğini daha da pekiştiriyoruz. Böylece
vasiyetlerini yerine getirdiğimiz tüm şehitlerimizi rahmetle
yadediyorum, Allah onlardan razı olsun" diye konuştu.
Açıklanan paket bir ilk olmadığını belirten Erdoğan, "Bir son da
olmayacaktır. Zira Gazi Mustafa Kemal’in devrim niteliğindeki
adımları Türkiye’yi ileri standartlara ulaştırmayı hedeflemiştir.
1950’de başlayan demokratikleşme tarihimiz boyunca nice adımlar
atılmıştır. 3 Kasım 2002 seçimleriyle oluşan parlamento, 11 yıllık
süreç içinde çok önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Bu paket bir
son da değildir. Zira insanoğlu var oldukça değişim devam edecek,
şartlar değiştikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Türkiye
bugünlerde ayağında prangalarla zincirlerle bugüne kadar
ulaşmıştır. Açıklayacağımız paket Türkiye’yi bütün ağırlıklarından
kurtaracak bir paket değildir. Fakat bu hedef konusunda önemli bir
aşamadır" diye konuştu.
Tüm taleplere bir paketle yanıt beklemenin doğru olmayacağını
kaydeden Erdoğan, "Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük ihtiyaçlarına
bir kerede cevap verecek bir paket talebi rasyonel bir beklenti
olamaz. Bunu ben geçtiğimiz haftalarda da ifade ettim. Gönül
isterdi ki 11 yıl önce bir tek paketle tüm yasakları kaldıralım,
bütün özgürlüklerin önünü açalım. Ancak Türkiye, Türkiye
siyasetinin buna müsait olmadığını aziz milletim çok iyi gördü,
görüyor.
Çözümsüzlüğün bir siyaset tarzına dönüştüğü, siyasetin çözüm değil
çözümsüzlük arayışının üretildiği bir ortamda reform yapmak son
derece zordur. Biz buna rağmen reformlar yaptık. Sadece siyaset
muhalefet değil, anayasadan yasalara, medyada iş dünyasına,
devletin koridorlarına sirayet etmiş çetelere kadar biz cesaretle
reform süreçlerine sahip çıktık. Darbe senaryolarına rağmen
vazgeçmedik. Partimizi kapatma tehditlerine rağmen yolumuzdan
dönmedik. Tahriklere rağmen değişim iradesinden geri adım atmadık.
Partimize yönelik tehditlere rağmen boynumuzu eğmedik. Demokrasiye
her türlü saldırıya rağmen sandıktan taviz vermedik" dedi.
Demokratikleşme paketlerinin darbecilerin uykusunu kaçırdığını,
milletin yüzünü güldürdüğünü ifade eden Erdoğan, "Reformlar
milletin iradesine musallat olan ceberut odakları rahatsız eder.
İleri demokrasiye doğru attığımız her adım mağdur mazlumları mutlu
eder, yasakçı zihniyetleri tedirgin eder. Biz milletimizi memnun
razı mutlu edecek ne varsa onu yapmaya devam edeceğiz. Bu bir son
değildir. Bir nihayet değildir. Bir son nokta asla değildir.
Türkiye artık geri döndürülemez biçimde demokrasi istikametinde
ilerlemektedir. Bu paket işte bu ilerleyişin tarihi bir aşamasıdır.
Bundan sonra da hak ve özgürlük talepleri olacaktır. Tartışmalar
yaşanacaktır. Esas olan hak ve özgürlük taleplerinin, altını
çiziyorum siyasi bir zeminde demokratik bir kültürle oluyor
olmasıdır. Esas olan hak ve özgürlük taleplerinin, şiddetin silahın
dışlandığı ortamda dillendirilmesidir. Hiçbir silah, şiddet
gösterisi meşru bir hak talebinin yerini tutamaz. Yumruklar
sıkılıysa, tokalaşma ellerin birleşmesi mümkün değildir. Kalpler
birbirine karşı kaskatı kesilmişse oradan gönül birlikteliği
çıkmaz" şeklinde konuştu.
Sorunları siyaset kurumunun halkla beraber çözeceğinin altını çizen
Erdoğan, "Toplumsal destek her türlü adımın enerji kaynağını
oluşturur. Biz ne yaptıysak milletimizle birlikte yaptık.
Oturdukları yerden ahkam kesenler, öncelikle halkın hissiyatını
sağlamak durumundadır. Nasıl halka rağmen düzen kurmaya çalışanlar
başarılı olamadıysa, halka rağmen adımlar atmak mümkün değildir.
İşte bu yüzden biz demokratikleşmeyi halkımızla birlikte
gerçekleştirmenin gayreti içerisindeyiz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına, "Paketin hazırlanışında
katkısı bulunan çalışma arkadaşlarıma, ilgili kurum ve kuruluşlara
şükranlarımı ifade etmek istiyorum" diye başladı. Erdoğan,
"Demokratikleşme paketinin, ülkemiz milletimiz bölgemiz ekonomimiz
ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni
ediyorum" dedi.
Demokratikleşme paketinin 11 yıllık bir sürecin sadece bir safhası
olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu safhada bu paketin
hazırlanmasında emeği geçen başbakan yardımcılarımıza,
bakanlarımıza, bürokratlarımıza ve kurumlarımıza da şükranlarımı
ifade ediyorum. Türkiye’nin terörle mücadele kadar, demokratikleşme
hafızasını da kaydeden bu paketin oluşumunda koordinasyon görevi
yapan kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlığımıza teşekkür ediyorum.
Tarihi bir anı yaşarken özellikle teşekkürü hak eden, bir kesim
var. Tarih sahnesine çıktığımız andan bugüne kadar hürriyet ve
istiklalimiz için sayısız şehitler verdik. Bugün biz bu paketi
açıklarken aslında tüm o şehitlerimizin de arzularını bir kez daha
yerine getiriyoruz. İç barışımızı güçlendirecek toplumsal
birliğimizi geliştirecek her adım milletimizin en büyük
temennisidir. Bu demokratikleşme paketiyle Türkiye’nin istiklalini
güçlendiriyor, özgürlük alanını genişletiyor ve umudunu
çoğaltıyoruz. Bu paketle şehitlerimizin uğruna can verdikleri
milletimizin birliğini kardeşliğini daha da pekiştiriyoruz. Böylece
vasiyetlerini yerine getirdiğimiz tüm şehitlerimizi rahmetle
yadediyorum, Allah onlardan razı olsun" diye konuştu.
Açıklanan paket bir ilk olmadığını belirten Erdoğan, "Bir son da
olmayacaktır. Zira Gazi Mustafa Kemal’in devrim niteliğindeki
adımları Türkiye’yi ileri standartlara ulaştırmayı hedeflemiştir.
1950’de başlayan demokratikleşme tarihimiz boyunca nice adımlar
atılmıştır. 3 Kasım 2002 seçimleriyle oluşan parlamento, 11 yıllık
süreç içinde çok önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Bu paket bir
son da değildir. Zira insanoğlu var oldukça değişim devam edecek,
şartlar değiştikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Türkiye
bugünlerde ayağında prangalarla zincirlerle bugüne kadar
ulaşmıştır. Açıklayacağımız paket Türkiye’yi bütün ağırlıklarından
kurtaracak bir paket değildir. Fakat bu hedef konusunda önemli bir
aşamadır" diye konuştu.
Tüm taleplere bir paketle yanıt beklemenin doğru olmayacağını
kaydeden Erdoğan, "Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük ihtiyaçlarına
bir kerede cevap verecek bir paket talebi rasyonel bir beklenti
olamaz. Bunu ben geçtiğimiz haftalarda da ifade ettim. Gönül
isterdi ki 11 yıl önce bir tek paketle tüm yasakları kaldıralım,
bütün özgürlüklerin önünü açalım. Ancak Türkiye, Türkiye
siyasetinin buna müsait olmadığını aziz milletim çok iyi gördü,
görüyor.
Çözümsüzlüğün bir siyaset tarzına dönüştüğü, siyasetin çözüm değil
çözümsüzlük arayışının üretildiği bir ortamda reform yapmak son
derece zordur. Biz buna rağmen reformlar yaptık. Sadece siyaset
muhalefet değil, anayasadan yasalara, medyada iş dünyasına,
devletin koridorlarına sirayet etmiş çetelere kadar biz cesaretle
reform süreçlerine sahip çıktık. Darbe senaryolarına rağmen
vazgeçmedik. Partimizi kapatma tehditlerine rağmen yolumuzdan
dönmedik. Tahriklere rağmen değişim iradesinden geri adım atmadık.
Partimize yönelik tehditlere rağmen boynumuzu eğmedik. Demokrasiye
her türlü saldırıya rağmen sandıktan taviz vermedik" dedi.
Demokratikleşme paketlerinin darbecilerin uykusunu kaçırdığını,
milletin yüzünü güldürdüğünü ifade eden Erdoğan, "Reformlar
milletin iradesine musallat olan ceberut odakları rahatsız eder.
İleri demokrasiye doğru attığımız her adım mağdur mazlumları mutlu
eder, yasakçı zihniyetleri tedirgin eder. Biz milletimizi memnun
razı mutlu edecek ne varsa onu yapmaya devam edeceğiz. Bu bir son
değildir. Bir nihayet değildir. Bir son nokta asla değildir.
Türkiye artık geri döndürülemez biçimde demokrasi istikametinde
ilerlemektedir. Bu paket işte bu ilerleyişin tarihi bir aşamasıdır.
Bundan sonra da hak ve özgürlük talepleri olacaktır. Tartışmalar
yaşanacaktır. Esas olan hak ve özgürlük taleplerinin, altını
çiziyorum siyasi bir zeminde demokratik bir kültürle oluyor
olmasıdır. Esas olan hak ve özgürlük taleplerinin, şiddetin silahın
dışlandığı ortamda dillendirilmesidir. Hiçbir silah, şiddet
gösterisi meşru bir hak talebinin yerini tutamaz. Yumruklar
sıkılıysa, tokalaşma ellerin birleşmesi mümkün değildir. Kalpler
birbirine karşı kaskatı kesilmişse oradan gönül birlikteliği
çıkmaz" şeklinde konuştu.
Sorunları siyaset kurumunun halkla beraber çözeceğinin altını çizen
Erdoğan, "Toplumsal destek her türlü adımın enerji kaynağını
oluşturur. Biz ne yaptıysak milletimizle birlikte yaptık.
Oturdukları yerden ahkam kesenler, öncelikle halkın hissiyatını
sağlamak durumundadır. Nasıl halka rağmen düzen kurmaya çalışanlar
başarılı olamadıysa, halka rağmen adımlar atmak mümkün değildir.
İşte bu yüzden biz demokratikleşmeyi halkımızla birlikte
gerçekleştirmenin gayreti içerisindeyiz" dedi.
Türkiye’de değişimin önündeki en büyük engelin 27 Mayıs’ın karanlık
gölgesi olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çeşitli kesimlerce yaşatıldığı zihniyettir. Elime o dönemlerin
gazeteleri gördüğümde atılan başlıkların bile aynı olduğunu
görüyorum. Başta anayasa ve siyasette olmak üzere bu zihniyet
değişmediği sürece, Türkiye’de değişim zor olmaya devam edecektir.
Ancak saati durdurulsa da zembereği parçalansa da Türkiye’de millet
siyasetin önünde ilerlemiştir. Milletimiz her yeniliğe ayak
uydurmuş, devleti ve siyaseti dönüştüren de milletin kendisi
olmuştur.
Bu paketin açıklandığı andan itibaren, aynı zihniyetin malum
korkuları canlandırmaya çalışacaktır. 11 yıl boyunca her reformla
birlikte Türkiye bölünüyor, parçalanıyor iddiasını dile getirdiler.
Göreceksiniz bunları bugün de aynı şekilde söyleyeceklerdir. Her
reformdan sonra milleti korkuttular. Yine aynısını yapacaklar.
Değişimden her zaman ürktüler. Bugünden itibaren de yine değişimin
karşısında duvar olmayı sürdürecekler".
Konuşmasında, Türkiye’nin muhalefet sorunu olduğunu kaydeden
Erdoğan, "Muhalefet artık dilini, üslubunu değiştirmek, millete
ayak uydurmak zorundadır. Ben bunu defalarca ifade ettim. Unutmayın
İstiklal Marşı’nın ilk kelimesi ‘korkma’ diyor. Korkaklar zafer
anıtı dikemezler. İleri standartlardan korkanlar bir milim ilerleme
kaydedemezler. Siyasetlerini korku korkutmak üzere kuranlar değişim
karşısında ayakta duramazlar. Sadece yapılmak istenene karşı çıkan
bir anlayışıyla yoluna devam etmesi fevkalade zordur. Kendi
eksiğini görmeyen muhalefetin milleti suçlar hale geldiğini
görüyoruz. Muhalefetin bu korku söylemini bir kenara bırakması,
değişimin önünde engel olmaktan çıkması gerekiyor. Yeni Türkiye’ye
yakışan bir muhalefet inanın Türkiye’nin hakkıdır. Paketten insan
oğluna ölümsüzlük iksiri bekleyenler, ölümsüzlük iksiri bekleyenler
irrasyonel bir beklentinin içindedirler. Kuşkusuz hayal kırıklığına
uğrayacaklardır. 11 yıldır yaptığımız hiçbir reforma destek
göstermeyenlerin bugünkü reformları da alkışlamasını da
beklemiyoruz" diye konuştu.
(İHA