Bu köyde yaşayan köşeyi dönüyor!

Abone ol

Konya'da bir köy... Vatandaşı pek şanslı... Neden derseniz? Kişi başına düşen gelir yüksek... E tabi açlık, sefalet de yok... Bu köyde yaşayan cebini rahatça doldurabilir...

Çoğunluğu tekstil fabrikasında çalışan, tek bir işsizin bile olmadığı, Konya'nın Derebucak ilçesine bağlı Durak köyünde, her eve ayda en az 2 bin lira giriyor. Köydeki hemen herkes, ünlü markaların tekstil ürünlerini giyiyor.

Toroslar'ın 1600 rakımlı eteklerine kurulu bulunan, eski adı Kirli olan, Derebucak ilçesine bağlı Durak köyü, Arnavut kaldırımlı sokakları, içinde dolaşan lüks araçları ve emsallerine ancak büyük şehirlerde rastlanan villalarıyla dikkat çekiyor.

Durak köyünü diğer dağ köylerinden ayıran en önemli özelliği kişi başına düşen gelirin çok yüksek olması...

Konuklarını, belediye binasını andıran muhtarlık binasında ağırlayan Durak köyü muhtarı Ramazan Ballı, köy nüfusunun 540 olduğunu, köyün yaklaşık 10 yıldan beri göç vermek bir yana, göç almaya başladığını, tersine göçün köyü daha da canlandırdığını belirtti.

Köydeki bu tercihe göç hareketliliğinin sırrının hemşehrileri iş adamı Ali Akkanat'ın Beyşehir'e kurduğu tekstil fabrikası olduğunu ifade eden Ballı, “Daha önce sadece İstanbul'da üretim yapan hemşehrimiz Ali Akkanat, Beyşehir ilçe merkezi yakınlarına bir fabrika kurdu. Bu fabrikanın işçilerini ise öncelikle kendi köyü olan Durak'tan seçti ve köyümüzün adeta kaderi değişti” dedi.

BİR TEK İŞSİZ YOK

İşçi haline gelen köylülerin, köye yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki fabrikaya günlük servislerle taşındığını anlatan Ballı, şunları kaydetti:
“Köyümüzde bu fabrika ve iş adamı hemşehrimiz Ali Akkanat'ın sayesinde tek bir işsiz bile yok. Sayın Akkanat ayrıca pek çok kişiyi yetiştirdi ve onlarında tekstilci olmasını sağladı. Köyümüzden çıkan ve çeşitli kentlerde üretim 30'a yakın da iş adamı var. Köyümüzde her evlerden en az bir kişi bu fabrikada çalışıyor. Yani şunu söyleyebilirim, köyde, ayda en az 2 bin lira girmeyen ev yok. Durak'ta tersine göç, çok kuvvetli şekilde yaşanıyor. Örneğin ben bu köyün muhtarıyım, ben bile Manavgat'ta yaşarken, değişen durum üzerine köyüme geri döndüm. İstanbul'da ve yurt dışında yaşan özellikle emeklilerimiz, büyük oranda köyüne dönüyor.”

KÖYLÜ MARKA GİYİYOR

Tekstil fabrikasında dünyaca tanınan markalar için üretim yapıldığını ifade eden Ballı, “dünya markası bu ürünlerin hatalı üretilmesi halinde satılması yasak olduğu için, fabrika yetkilileri bu ürünleri çalışanlara dağıtıyor. Köyün çoğu da çalışan olduğu için köyde genç yaşlı hemen herkesin üzerinde dünya markası tekstil ürünlerini görebilirsiniz” dedi.

Köyde toplantı salonu, düğün salonu, sağlık ocağı hatta bir arazöz ve çöp arabası bile var. Kısa süre içinde yine iş adamlarının katkısıyla köye spor salonu inşaatına başlanacak, hazırlıkları devam ediyor. Köyün bir eksiği olması durumunda, sadece köye değil Beyşehir ve Konya'ya da büyük eğitim yatırımları yapan iş adamı Ali Akkanat, sorunu hemen halledip eksikliği gideriyor.



İşsizlik olmadığı için köyün kahvehanesini ise daha çok emekliler dolduruyor. Kahvehanenin müdavimlerinden köyün eski muhtarı Hami Okur, köyde işsizliğin olmamasının herkesi sevindirdiğini, krizin bile Durak köyünü teğet geçtiğini söyledi.

BİR KEZ GİYİP ATANLAR BİLE VAR

Köye ayda 80-100 bin lira taze paranın giriş yaptığını, herkesin cebinde 500-1000 lira bulunduğunu ifade eden Okur, “Köye gelenlerin en çok dikkatini çeken şeylerden biri ise köylünün hep markalı ürünler giymesi... Bu defolu ürünler ihracata gitmiyor, satılması da yasak, köylüye dağıtılıyor. Herkesin evinde bu ürünlerden onlarca, yüzlerce vardır. Pek çok kişi bu tişörtleri atlet olarak içine giyiyor. Bu dünyaca ünlü markaları bir kez giyip yıkamaya gerek görmeden atan köylülerimiz bile var” diye konuştu.

Kahvehanede arkadaşlarıyla sohbet edip vakit geçiren emekliler ise köyde işsiz olmadığı için iş yaptırmak istedikleri zaman amele bulamadıklarından yakınıyor.

"RİZE'DE FİLMLERE KONU OLACAK SOYGUN"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Rize'de bugüne kadar benzeri ancak filmlerde görülebilecek bir kuyumcu soygunu gerçekleşti. Mazgal kapağını açarak dere yatağına giren hırsız ya da hırsızlar, bir marketin elektrik hattına ulaştı, uzatma kablosu çektikten sonra elektrikli beton kırıcıyla tabanı delerek kuyumcu dükkânına girdi. Hırsız ya da hırsızlar, değeri 1 milyon TL'yi bulan, 15 kilo altını çalıp kaçtı.

Olay Çarşı Mahallesi Pazar Sokak üzerindeki Yakup Fil'e ait Karanfil Kuyumcu'da dün gece meydana geldi. Duyanları şaşkına çeviren film gibi soygun olayı iddialara göre şöyle gerçekleşti:


Pazar Sokak üzerindeki bir mazgal kapağını açarak üzeri daha önce kapatılmış olan Hamam Deresi'nin yatağına inen hırsızlar, önce kuyumcunun yanındaki marketin duvarını deldi.

MARKETTEN ELEKTRİK ÇEKTİLER

Marketten uzatma kablosu ile elektrik çeken hırsızlar, dere yatağından biraz daha ilerleyerek kuyumcu dükkanına geldi. Elektrikli beton kırıcı ile tabanı delerek işyerine giren hırsızlar, ardından da altınların saklandığı özel kasanın beton duvarını kırdılar ve açtıkları 20 santimetre genişliğindeki delikten matkap olduğu sanılan bir alet yardımıyla yaklaşık 1 milyon lira tutarında olduğu belirtilen 15 kilo altın alarak aynı yoldan çıktı. Hırsız ya da hırsızlar, dönerken markette bulunan yaklaşık bin lirayı da alarak ortadan kayboldu.

ALARM ÇALMADI


Sabah saatlerinde işyerlerine gelen kuyumcu ve marketin sahipleri fark ettikleri hırsızlık olayını polise bildirdi. Polis çevrede inceleme başlattı. Özel kıyafetli polisler açılan mazgaldan dere yatağına girerek delil aradı. Olay Yeri İnceleme ekipleri de kuyumcu ve markette parmak izi incelemesi yaptı. Olay sırasında hırsızların kasa olarak kullanılan beton bölüme arkadan ulaşması nedeniyle kuyumcu dükkanındaki alarmın da çalmadığı belirtildi.


Bu arada polisin, kuyumcu dükkanına zeminin delinerek girilmesi, dükkan içinden çelik kapıyla ulaşılabilen altınların saklandığı bölüme betonun kırılarak ulaşılması gibi nedenlerle, hırsız ya da hırsızların iş yerini çok iyi bildiği üzerinde durduğu öğrenildi. Soygunla ilgili araştırma sürüyor.


"ATM'Yİ ARABAYA KOYUP GÖTÜRDÜLER"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA..
TIKLAYIN...


[PAGE]

Başakşehir’deki alışverişmerkezinin içinde bulunansüpermarketin otomatikkapısı levyeyle açılarakseyyar ATM çalındı. 5 kişioldukları belirlenen soyguncular kaçtı.


Kimliği belirsiz 5 kişi dün sabah saat 06.00 sıralarında biri cip iki otomobille Başakşehir’deki alışveriş merkezinin giriş katında bulunan süpermarketin önüne geldi. Levye yardımıyla otomotik kapıyı açan hırsızlar, marketin içinde bulunan seyyar ATM’yi alarak otomobillerine yükledi. Kasanın yanındaki sigaraları da raflarla birlikte otomobile yüklemeye çalışan hırsızları, alışveriş merkezinin güvenlik görevlisi fark etti.

Kamera var, görüntü yok

Kendilerine doğru koşan güvenlik görevlisini gören hırsızlar, sigaraları market önüne atarak kaçtı.  Marketin güvenlik kameralarının gece görüşü olmadığı belirtildi. Marketten ne kadar mal çalındığı ise yapılacak sayımdan sonra ortaya çıkacak. Polis, hırsızları yakalamak için soruşturma başlattı.

"BU ADAMIN KALBİ 'SAĞDA' ATIYOR"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN...

[PAGE]


Kayseri'de, dünyada 40 kişide görülen bir rahatsızlık nedeniyle kalbi sağda bulunan bir hastanın, tıkalı olan 5 damarı değiştirildi. Acıbadem Kayseri Hastanesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, yaklaşık 10 yıl önce geçirdiği beyin ameliyatı için yapılan testlerde karaciğerinin solda, mide ve kalbinin sağda olduğu belirlenen emekli İsmail Kıyak (62), vücudun sağ tarafında bulunan kalbi nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadı.

Tıp dilinde “Situs İnversus Totalis” olarak adlandırılan ve dünya tıp literatüründe bildirilmiş 40 vakada bulunan bir rahatsızlıkla dünyaya gelen İsmail Kıyak, nefes darlığı ve kalp sıkışması şikayetiyle geldiği Acıbadem Kayseri Hastanesinde yapılan muayene sonucunda “Akut Koroner Sendrom” tanısı konularak koroner anjiyografi yapıldı.
Koroner anjiyografisinde kalbini besleyen üç ana damar ve dallarında daralma ve tıkanıklıklar bulunduğu tespit edilen Kıyak, hastanenin Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İlhan Mavioğlu tarafından ameliyat edilerek 5 damarı değiştirildi.

Açıklamada, Doç. Dr. İlhan Mavioğlu'nun ameliyata ilişkin verdiği bilgiye de yer verildi.

Doç. Dr. Mavioğlu, hastanın karaciğerinin solda, midesinin ise sağda olduğunu ancak sağlıklı bir şekilde çalıştığını belirtti.
Hastanın asıl sorunun kalbinde olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mavioğlu, şunları kaydetti:

Kalbin sağda olması by-pass ameliyatını da zorlaştırdı. Göğsün sağ tarafındaki atar damarı kullanmak zorunda kalarak ameliyatın büyük bir kısmını hastanın sol tarafından yaptık. Ameliyat toplam 3 saat sürdü. Hastamız şimdi gayet sağlıklı, kalbindeki sıkıntılar giderildi, rahatlıkla nefes alıp verebiliyor.”

Doç. Dr. Mavioğlu, dünyada aynı özellikte 40 civarında vakanın bildirildiğini belirterek, “Türkiye'den daha önce dünya tıp literatürüne giren bizimki gibi bir hasta daha var ancak, bu benim 20 yıllık hekimlik hayatımda ilk defa gördüğüm bir vaka” ifadesini kullandı.
Aynı açıklamada, tıkalı olan 5 damarı değiştirilen İsmail Kıyak'ın ameliyat öncesi ve sonrası durumu hakkındaki düşüncelerine de yer verildi.
Son 2-3 aydır nefes almakta zorlandığını ve günlük yaşamında sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Kıyak, açıklamasında, şunları ifade etti:

Artık nefes almak bile azaba dönüşmüştü, nefes almaktan korkar hale gelmiştim. Yıllar önce beyin ameliyatı geçirdim, aynı zamanda şeker hastasıyım. 10 yıldır insülin kullanıyorum. Kalbimde sıkıntılar başlayınca ameliyat olmayı kabul ettim. Şimdi rahatça nefes alabiliyorum”

Günün Önemli Haberleri