Bazı şeylerin altyapısını hazırlamaya ve şartları
olgunlaştırmaya yönelik faaliyetler konusunda oldukça
hünerli bir siyasi tarihimiz var. Geçmişte bol
miktarda örneklerini gördüğümüz bu durumu bugünlerde de
yaşıyoruz.
Çok geriye gitmeye gerek yok. Adnan Menderes ve
Demokrat Parti iktidarını seçimle yenemeyen siyasi
rakipleri medyayı kullanarak aleyhte estirdikleri
rüzgâr sonucu zeminini hazırladıkları darbe ile Menderes ve
DP iktidarını alaşağı ettiler.
12 Eylül’ün başındaki Kenan
Evren’in “Şartların olgunlaşması için bir yıl
bekledik” sözü tazeliğini dimağlarımızda koruyor hala…
28 Şubat post modern darbesine zemin hazırlamak için
yapılan haberler ve senaryolar arşivlerde duruyor.
27 Nisan e-muhtırasına yol açan zemin de gazete
haberleriyle uygun hale getirilmişti. Denizli’de
çocukların yaptığı kutlu doğum haftası etkinliği haberi
e-muhtıranın içeriğinde yer almıştı.
Tüm bu haberlerin ortak özelliği hem yalan haber
olması hem de içeriğinin abartılarak verilmiş olmasıydı.
Düşünsenize, 7-8 yaşındaki çocukların kutlu doğum haftası etkinliği
haberi okuyanlar üzerinde “irtica hortluyor” etkisi
bırakıyor.
Bugünlerde benzer, hatta aynı senaryoyla karşı
karşıyayız.
Son birkaç aydır bir takım medya ısrarla imam hatipler
üzerinde algı oluşturmaya çalışıyor.
Haberleri okuyunca sanırsınız ki memleket elden gitmiş, imam
hatiplerin verdiği kalitesiz eğitim sonucu her şey günden güne daha
kötüye gidiyor.
Haberlerin içeriğine bakınca aslında incir çekirdeğini
doldurmayacak ve aslı astarı olmayan şeyler olduğunu çok rahat
anlıyorsunuz. Ama öyle bir sunumla veriliyor ki bir takım kesimler
rahatsız edilmeye ve mesaj verilmeye çalışılıyor.
Bunun son örneğini geçtiğimiz günlerde yaşadık. İsmi
lazım olmayan bir gazete yine imam hatipler üzerinden bir haber
yayınladı.
Güya imam hatiplerde sarıklı cüppeli insanlar ders veriyormuş.
Haberi okuyunca sanki Millî Eğitim Bakanlığı devletin
elinden çıkmış tarikatların eline geçmiş sanıyorsunuz.
Zannediyorsunuz ki imam hatiplerde şeriat eğitimi veriliyor.
Oysa aslında olay çok basit. Okulun yapımına katkıda
bulunan kişi okulu ziyaret etmiş. Birkaç saat süren
ziyarette çekilen bir fotoğraf üzerine yukarıda bir kısmını
yazdığım senaryo üretilerek haber yapılmış.
Üstelik ne senaryo. Bu haberi yazanlar senaryo üretme
yarışmasına katılsalar kesinlikle ödül kazanırlar.
Ama tabi amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olunca ortaya
yalanlar üzerine kurgulanmış bir metin çıkıyor. Amaç, bir
yanlışı düzeltmek değil, bir şeylere zemin hazırlamak.
Bu haber metni ileride yapılacak darbe veya muhtıra
benzeri bir faaliyetin sebepleri arasında gösterilirse hiç
şaşmam.
Belki de amaç sadece budur. “Darbe” için sebep
bulup zemin hazırlamak…
Dolayısıyla hem hükümetin hem de halkın uyanık olması
gerekiyor. Peki öyleler mi?
Maalesef değiller. Bu basit olay ballandıra ballandıra yalan
habere döndürülürken Millî Eğitim Bakanlığı’ndan cılız bir
açıklama geldi ve bu açıklama haberin verildiği kadar bir etkiyle
verilmedi medya tarafından.
Sivil toplum kuruluşları ise sessiz kalmayı tercih
ettiler. Oysa imam hatiplerin adını kullanan sivil toplum
kuruluşlarından etkili ve ses getiren bir faaliyet beklerdim…
Uyanık olmamız gerekiyor.
Bugünlerde yapılan hiçbir haber masum değil.
Hele ki bu haberler dindar kesim üzerinden yapılıyorsa…
Yine birileri şartları olgunlaştırmaya ve darbeye zemin
hazırlamaya çalışıyor gibime geliyor…
SOSYAL MEDYA
TAKİP
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser