Bu fotoğraf Hürriyet yazarlarını böldü
Abone olKameraların karışısında eşine sarılarak "Seni seviyoruz Sayın Bakan" diyen Ahsen Unakıtan Hürriyet yazarlarını ikiye böldü. İşte bir fotoğraf taban tabana zıt iki görüş.
Kameraların karşısında eşine sarılarak "Seni seviyoruz Sayın
Bakan" diyen Ahsen Unakıtan'ın gazetecilerin önünde verdiği bu
fotoğraf uzun zaman tartışılacağa benziyor. Ahsen Hanım'ın bu
hareketini eleştiren Ahmet Hakan'la, Bakan eşini takdir eden
Mehmet Yakup Yılmaz taban tabana zıt düştü. Ahmet Hakan'ın
Ahsen Hanım'ın eşine değil bakana sarıldığı
iddiasına karşılık Mehmet Yakup Yılmaz ise bakan eşini
takdirle karşıladı. İşte iki yazardan iki zıt
yorum:
Ahsen Hanım kime áşık: Kemal’e mi bakana
mı
BAĞIRSAK enfeksiyonu tanısıyla hastaneye kaldırılan Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan, hastaneden taburcu edildi.
Kendilerine can-ı gönülden ‘geçmiş olsun’ diyoruz.
Ve tabii hemen ekliyoruz:
Aman sayın bakan... Lütfen kendinize dikkat ediniz.
Daha toplanacak o kadar çok vergi, babalar gibi satılacak o kadar
çok zararda devlet malı ve posta konacak o kadar çok muhalif var
ki...
Hem unutmayınız:
Madem doktorlarınız, ‘Oruç tutmanız sakıncalı’ diyorlar, o halde
tutmayabilirsiniz.
Endişelenmeyiniz: Bu fetvanın patenti Zekeriya Beyaz’a ait
değildir. Ciddi ilahiyatçılar da benzer görüşler ileri
sürmektedir.
***
Madem bakana ‘Geçmiş olsun’ diyerek insanlık görevimizi hakkıyla
yerine getirdik, o halde asıl önemli konuya dalabiliriz:
Efendim, konumuz, Ahsen Hanım’ın, eşi Kemal Bey’e karşı
hissettiklerinin sorgulanmasıdır.
Sakın, ‘Ne ayıp! Kardeşim sana ne?’ filan diyerek ahlakçı bir
pozisyon almayın.
Zira canlı yayında, kameralar karşısında haykırılan hisler, artık
bir parça ‘kamu malı’ haline gelmiştir ve üzerinde yorum yapma
hakkı doğmuştur.
Biz de bu hakkımızı kullanıyoruz.
Ana haber bültenlerinde ‘Love story’ eşliğinde defalarca gösterilen
o görüntüleri mutlaka görmüşsünüzdür.
Hani Bakan Unakıtan, ‘Tedavim süresince beni hiç yalnız bırakmayan
eşime teşekkür ediyorum’ demiş, o ana kadar gözyaşları içinde Kemal
Bey’i dinlemekle yetinen Ahsen Hanım, birden en aşkın taşkın
haliyle bakana arkadan sarılmış ve kameralara dönüp aşkını tüm
dünyaya ilan etmişti ya...
İşte o görüntülerden söz ediyorum.
Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
Ahsen Unakıtan’ın gözyaşları bize ne anlatıyor?
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan’ın 2006 bütçesini
açıklarken, basın toplantısında yaşananları televizyonların haber
bültenlerinde izlemiş olmalısınız.
Birçok kişi için, bir basın toplantısında bakanın eşinin de
bulunması, bununla da kalmayıp boynuna sarılarak ağlaması ve sonra
da gazetecilerin önünde ‘Sayın Bakan seni çok seviyorum’ demesi
yadırganacak bir durum.
Dünyanın başka bir ülkesinde böyle bir olay yaşanmış mıdır,
bilmiyorum; ama ben 30 yıllık bir gazeteci olarak Türkiye’de
böylesine tanık olmamıştım.
Ahsen Unakıtan, AKP hükümetinin bakan eşleri arasında toplum içinde
en çok görülen hanımlardan biri.
Başbakan’ın ve diğer bakanların eşlerini de zaman zaman resmi
törenlerde, davetlerde eşleriyle birlikte görebiliyoruz; ama
onların durumu ile Ahsen Hanım’ın durumunun oldukça farklı olduğunu
düşünüyorum.
Dikkat etmiş olanlar fark etmişlerdir: Başbakan ve diğer bakanların
eşleri, o sırada orada fotoğrafı tamamlayan bir tür aksesuvar
olarak bulunuyorlar. Eşlerinin elini tuttuklarını, kol kola
girdiklerini, hatta Ahsen Hanım gibi ‘ilan-ı aşk’ ettiklerini hiç
görmedik.
Ahsen Hanım bu konuda diğerlerinden ciddi olarak ayrılıyor. Sadece
başındaki örtüyü bağlama biçimi ve giysileri ile değil,
hareketleriyle de ciddi olarak ayrılıyor.
Bakan eşi de olsa bir kadının, eşinin beklenmeyen hastalığı
nedeniyle yaşayabileceği bir duygu patlamasını, kimseden korkmadan,
çekinmeden ortaya koyabilmesini takdir ettiğimi de belirteyim.
Kadının yerini evi olarak tarif eden, toplum içinde kadınsı
davranışlar sergilemeyi hoş görmeyen bir zihniyetin tam göbeğinde
bulunmak ve buna rağmen samimi duygularını ortaya koyabilmek o
kadar kolay olmasa gerek.
Nitekim televizyon görüntülerinde, Ahsen Hanım boynuna sarıldığında
Kemal Bey’in yüzünde bir an için belirip kaybolan ‘Lá havle velá’
ifadesi de bunun bir sonucudur diye düşünüyorum...
Bizim ülkemizde belirli makamlarda bulunanlara atfedilen, içi
boşaltılmış bir ‘ciddiyet’ anlayışı var.
Duygularını saklamayı, sahte bir gülücükle kalabalık içinde öylece
dikilmeyi marifet sayan bir anlayış.
Bunun kırıldığını gördüğüm için de mutlu olduğumu söylemeliyim.
Yazı: Mehmet Yakup Yılmaz
Kaynak: www.hurriyet.com.tr