Bu balığı sakın yemeyin!
Abone olKıyılarımızda giderek artan bir balık var. Şimdi de tezgahlarda. Ama sakın almayın. Zira kas felci yapıyor.
Kıyılarımızda her geçen yıl daha fazla
görülen ve yırtıcı özelliği nedeniyle balık türlerine zarar verdiği
belirtilen balon balıkları, tezgahlarda satışa sunulurken, uzmanlar
yoğun toksin içeren bu türün kesinlikle yenilmemesi gerektiğini
bildiriyor.
Akdeniz'de su sıcaklığındaki artışla beraber Kızıldeniz'den
Süveyş Kanalı yoluyla göç eden ve ekonomik değeri yüksek balıkları
yiyerek beslenen İndo-Pasifik kökenli bir tür olan balon balığının
(Lagocephalus sceleratus), Türkiye kıyılarında da giderek çoğalması
balıkçıları endişelendirirken, bilinçsiz bazı satıcıların bu türü
tezgahlarına taşıması tehlikeyi de beraberinde getiriyor.
KAS FELCİ YAPIYOR
Tatrodotoksin (TTX) ihtiva ettiğinden kas felci yaparak nefes darlığına sebep olduğu, dolaşım yetmezliğine bağlı ölümle sonuçlanabilen zehirlenme yaratabildiği bilinen balon balığı, bu tehlikesine karşın Mersin'de balık tezgahlarında yerini buluyor.
Kilosu 8.5 YTL'den satılan ve kurbağa balığı olarak da bilinen bu türün, Kızıldeniz ve Japonya'daki benzerlerine oranla daha az toksit taşımasına karşın uzmanlar, tüketilmesinin tehlikeli olacağı konusunda uyarılarda bulunuyor.
NASIL TANIYACAKSINIZ?
Akdeniz sahillerinde iki çeşidi sıklıkla görülen ve iki ayrı yan çizgiye sahip, kuyruk sapı dar, kuyruk yüzgeci hilal şeklinde, burnun her iki tarafında az gelişmiş bir papilla ile birlikte iki adet burun deliği bulunan ve vücudun gerisinde pul bulunmayan balon balıkları, taşlık ve yosunlu bölgelerde yaşıyor.
Vücutları grimsi kahverengi, düzensiz açık renkli benekleri bulunan ve sırt yüzgeci siyah olan balon balıkları, kafalarının da diğer balıklara göre daha büyük oluşuyla dikkati çekiyor.
Şişkin olmadığı hallerde uzun ince bir vücut yapısına sahip olan balon balığında, başın arkasında ve vücudun gerisinde kuyruğa kadar dikenler bulunuyor. Dipte yatarak başının üstündeki gözleri ile küçük canlıları veya balıkları görüp avlayan bu balıklar, nisan ve mayıs aylarında kışladıkları derin sulardan sahillere, bazen de acı su bölgelerine sokulup, temmuz ve eylül ayları arasında ürüyorlar.