Türkiye, kendini dünyanın efendisi ilan eden
ABD ile giriştiği mücadelede hem içeride hem de
dışarıda büyük bir destek görüyor. Ancak eğer dikkat edilmezse şu
anda lehimizde esen rüzgâr bir anda aleyhimize dönüp bizi
alabora edebilir!
Bunun olmaması için devletimizin ve devleti idare edenlerin çok
ama çok dikkatli olmaları gerekiyor.
Millet olarak da her türlü adımlarımızı, sosyal medya
paylaşımlarımızı dahi hassasiyet süzgecinden
geçirerek devletimize yardımcı olmalıyız.
Amerika Birleşik Devletleri ile
sözde Rahip Andrew Craig Brunson’un serbest
bırakılması noktasında başlayan kriz ABD’nin
attığı adımlar sonucunda ülkemizi ekonomik olarak oldukça zor bir
pozisyona sürükledi.
Dolar, Euro ve altındaki hızlı yükseliş
ABD’yi emellerini gerçekleştirecek bir noktaya
taşıyor gibi gözükse de nihai sonuç emellerine
ulaştırmayacaktır.
Ancak burada ilginçtir ABD’nin umduğunun
tersine bir tablo ortaya çıktı. Bu tablo gururlandırıcı bir tarih
sahnesi olarak kayıtlara geçecektir.
ABD tarafından ekonomik kriz sonrası hükümete
baskı yapması beklenen halk adeta kenetlenerek ülkesine
sahip çıkıyor.
Her türlü zorluğa göğüs germeye hazır olduğunu ilan eden
millet, Brunson krizinde hükümetin
yanında yer alarak destekliyor. Bu da ABD’nin
emellerine ulaşmasını zorlaştırıyor.
Bu kenetlenme ilerleyen zaman diliminde ABD'yi daha da
zora sokacak güzel günlerin habercisi.
İçeriden gelen bu destek uluslararası arenada da makes
buluyor.
Türkiye, ABD’ye boğun eğmeme konusunda dünyanın
değişik coğrafyalarındaki devletler tarafından
destekleniyor.
ABD "sarı inek" stratejisi ile yapmaya
çalıştığı hamlelerin Türkiye'ye karşı
sökmediğini ve tutmadığını görmeye başladı
bile.
Amerika kıtasından Asya’ya, Afrika’dan
Arap coğrafyasına kadar birçok devlet açıktan veya dolaylı bir
şekilde Türkiye’yi destekliyor.
Hatta bu destekler bir noktada birleşerek ABD’nin dolar
hegemonyasını kıracak bir güce dönüşme potansiyelini de
taşıyor.
İşte tam da bu noktada devletimizin azami dikkat göstermesi
gereken bir durum ortaya çıkıyor.
Eğer sözde Rahip Andrew Craig Brunson’ın başına
bir şeyler gelirse –bir saldırı veya suikast-
lehimize olan bu rüzgâr bir anda
aleyhimize dönüp ABD’nin elini
güçlendirebilir.
Sözde bir din adamı olan
Brunsan’a yapılacak bir saldırı veya
suikast Hristiyan dünyasının karşımızda konumlanmasına sebebiyet
verebilir.
Brunson’a yapılacak bir saldırı kendini bilmez
birisi tarafından yapılabileceği gibi ülkemizi zorda bırakmak
isteyen başta CİA ve MOSSAD olmak üzere
istihbarat örgütleri veya Türkiye ile
sorunu olan terör örgütleri tarafından
gerçekleştirilebilir.
“Yok canım, olmaz öyle şey” diyenlere
FETÖ'cüler tarafından gerçekleştirilen Rusya
Büyükelçisi Andrey Karlov’un bir suikast sonucu
öldürülmesini hatırlatırım.
Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin bozulmasını
isteyen terör örgütleri gözlerini kırpmadan Rus büyükelçiyi
öldürmüşlerdi.
Her ne kadar burada amaca ulaşılamamış olsa da Brunson’a
yönelik bir saldırı veya suikastın kimin ekmeğine yağ süreceği çok
aşikâr.
Adeta yedi düvele karşı bağımsızlık mücadelesi
verdiğimiz ve hem içeride hem de dışarıda olumlu bir
destek yakaladığımız haklı davamızda yalnız kalmamak
için devlet yetkililerimizin son derece dikkatli ve uyanık
olmaları gerekiyor.
“Su uyur düşman uyumaz” misali devletimizi ve
milletimizi alaşağı etmek isteyenlerin her türlü alçak
girişimde bulunabilecekleri ihtimalini gözden kaçırmamamız
gerekiyor.
Sözde Rahip Brunson krizinde mutlu sona
ulaşabilmek ve ABD’nin sırtını yere getirebilmek için millet ve
devlet olarak çok dikkatli ve teyakkuzda olmamız
gerekiyor.
Yoksa en ufak bir ihmalimiz telafisi imkânsız sonuçlara yol
açabilir.
Allah, bu en zor günlerimizde millet ve devlet olarak
basiretimizi açık eylesin, birliğimizi ve dirliğimizi kaim
eylesin…
SOSYAL MEDYA
TAKİP
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser