Boynunuzda şişlik mi fark ettiniz? O hastalığın habercisi olabilir!
Abone olTiroid bezi, vücudun enerji dengesini sağlıyor, metabolizma hızını düzenliyor ve hormon üretiminde kritik rol oynuyor. Çeşitli nedenlere bağlı olarak tiroid bezinde büyümeler, nodüller ve kanser gelişebiliyor. Medipol Sağlık Grubu’ndan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Tuğrul, tiroid bezi hastalıkları, guatr ve tiroid kanseri hakkında önemli bilgiler verdi.
Halk arasında yaygın olarak bilinen guatr, tiroid bezinin
normalden fazla büyümesiyle ortaya çıkıyor ve zaman zaman nefes
darlığı, yutma güçlüğü gibi şikayetlere yol açabiliyor. Tiroid
nodülleri ise genellikle iyi huylu olmakla birlikte, bazen kanser
riskini de beraberinde getirebiliyor. Medipol Acıbadem Bölge
Hastanesi’nden Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr.
Selahattin Tuğrul, tiroid hastalıklarının erken teşhis edilmesinin
önemli olduğunu belirterek, guatr, tiroid nodülleri ve tiroid
kanseri hakkında kapsamlı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Tuğrul,
özellikle radyasyon maruziyetinin tiroid kanseri riskini
artırdığını vurguladı.
GUATR NEDİR VE NEDEN OLUŞUR?
Guatrın tiroid bezinin şişmesiyle ortaya çıkan bir hastalık
olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tuğrul, “Basit bir şişlik olabileceği
gibi, daha büyük boyutlara da ulaşabilir. Burada önemli olan,
guatrın neden oluştuğunu belirlemektir. Hormonal dengesizlikler,
beslenme problemleri ya da kanser gibi daha ciddi durumlar guatra
yol açabilir. Bu nedenle hastalığın sebebini doğru değerlendirmek
ve buna uygun tedavi yöntemini belirlemek gerekir” dedi.
TİROİD NODÜLLERİ VE BELİRTİLERİ
Tiroid bezinde oluşan yumrular veya büyümelerin bazen dışarıdan
fark edilebileceğini dile getiren Prof. Dr. Tuğrul, “Halk arasında
dış guatr olarak bilinen bu durum, tiroidin gözle görülür şekilde
şişmesiyle kendini gösterir. Ancak bazı nodüller içeriye doğru
büyüyerek göğüs boşluğuna ilerleyebilir. Bu durumda dışarıdan
herhangi bir belirti vermeyebilir ve fark edilmesi zorlaşır.
İçeriye doğru büyüyen nodüller nefes darlığı ve yutma güçlüğü gibi
şikayetlere yol açabilir. Tiroid nodüllerinin büyük çoğunluğu iyi
huyludur ve kansere dönüşmez. Ancak tiroid kanserinin spesifik bir
belirtisi olmadığı için, erken teşhis büyük önem taşır. Eğer tiroid
de herhangi bir büyüme fark edilirse veya ailede guatr ya da tiroid
kanseri öyküsü varsa, düzenli taramalar yapılmalıdır. Tiroid
ultrasonu ile bezde büyüme olup olmadığı tespit edilebilir. Şüpheli
bir durum söz konusuysa, ultrason eşliğinde ince iğne aspirasyon
biyopsisi uygulanarak kesin teşhis konulur. Eğer genetik yatkınlık
veya kanseri düşündüren ultrason bulguları mevcutsa, biyopsi ile
hastalığın doğrulanması gerekir” diye konuştu.
BİYOPSİ VE TANI SÜRECİ
Tiroidin tanı ve biyopsi süreçleri hakkında detaylı bilgi veren
Prof. Dr. Tuğrul, “Biyopsi, basit ancak önemli bir tanı yöntemidir.
Ultrason eşliğinde ince bir iğne yardımıyla tiroid bezinden küçük
bir doku örneği alınarak yapılır. Eğer biyopsi sonucunda kanseri
düşündüren bulgular saptanırsa, hasta hızla tedavi sürecine
yönlendirilir. Ancak nodüller iyi huylu ise ve herhangi bir
belirtiye yol açmıyorsa, düzenli takip yeterli olabilir. Bununla
birlikte, bazı nodüller ağrı, tiroid iltihabı, yutma güçlüğü veya
nefes darlığı gibi şikayetlere neden olabilir. Bu tür durumlarda
kanser olmasa bile tedavi gerekebilir. Tiroid kanseri genellikle
spesifik belirtiler vermez. En sık karşılaşılan durum, hastaların
boyunlarında fark ettikleri yumrular nedeniyle doktora
başvurmasıdır. Eğer ailede tiroid kanseri öyküsü yoksa, bu yumrular
genellikle rutin taramalar sırasında tespit edilir. Tiroid kanseri,
boyundaki lenf bezlerine yayılabilir ve bu durumda lenflerle
birlikte tedavi edilmesi gerekir. Özellikle ailesinde tiroid
kanseri öyküsü bulunanlar, boynunda yumru oluşanlar ve çocukluk
veya ileri yaşlarda bu tür belirtiler yaşayanlar yüksek risk
grubundadır. Bu kişiler düzenli olarak tarama yaptırmalıdır”
şeklinde konuştu.
TİROİD KANSERİNDE CERRAHİ TEDAVİ
Prof. Dr. Tuğrul konuşmasına şöyle devam etti: “Tiroid kanserinin
en etkili tedavisi cerrahidir. Ameliyat sırasında boynun ön
bölgesinden küçük bir kesi açılarak tiroid bezi tamamen çıkarılır.
Eğer kanserin lenf bezlerine yayılma riski varsa, bu bölgeler de
operasyon sırasında temizlenir. Bazı tiroid kanseri türleri hızlı
yayılım gösterdiği için, ameliyat sonrası radyoaktif iyot tedavisi
gibi ek tedaviler gerekebilir. Ancak tiroid kanserlerinin büyük
çoğunluğu yavaş ilerleyen ve tedavi edilebilir türlerdendir.”
RADYASYON VE TİROİD KANSERİ İLİŞKİSİ
“Tiroid kanserinin en önemli risk faktörlerinden biri radyasyona
maruz kalmaktır. Çernobil faciası sonrası Karadeniz bölgesinde
tiroid kanseri vakalarının arttığı bilimsel çalışmalarla
kanıtlanmıştır. Günümüzde de radyasyonun yoğun olduğu bölgelerde
tiroid kanseri daha sık görülmektedir. Bu nedenle, özellikle yüksek
risk grubundaki kişilerin düzenli taramalarını aksatmaması büyük
önem taşır. Tiroid kanseri tanısı alan hastalar, tedavi sürecinden
korkmamalıdır. Alanında deneyimli hekimler tarafından
gerçekleştirilen ameliyatlar, modern teknolojiler sayesinde güvenli
ve başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.”