Boston ve Reyhanlı arasındaki derin uçurum

Selçuk Baymaz selcukbaymaz@internethaber.com

ABD’de yaşanan bir terör saldırısı,

Mağdur ile suçlunun ayrışmasıdır.

“Biz” bilincinin artması,

Vatanseverliğin, ülküdaşlığın, milli duyguların yükselmesidir.

 “Ötekiler” denen bir dünyanın yaratılması,

Yeryüzünün “İyiler ve Kötüler” diye ikiye ayrılmasıdır.

ABD’de de yaşanan bir patlama,

Suçluyken güçlü durumuna geçmektir. 

Açıkça safını belli etmektir.

"İlkellik ile uygarlığın" ayrışması,

Demokrasiye ve özgürlüklere olan bağlılığın artmasıdır.

İktidarın elini güçlendirmesidir.

***

Bundan dolayı,

İktidarı korkmadığı gibi

Medyası da korkmaz “şeffaflıktan”.

Açıkça an ve an verir her görüntüyü yada haberi.

Aldırmaz.

Her bir detayı ince ince tartışır, işler.

İktidar kendinden emin,

Medyası da bağımsız, özgürce çalışacak kadar ilkelerine sadıktır.

***

Biz ise korkarız.

Acizliktir bizimkisi.

Saklanmaktır.

Aman “uyanmasınlarcılıktır”,

aman “galyana gelmesinciliktir”.

Kendine güvenmemek,

Ve “Bir açık verecek” olmaktan endişelenmektir.

Bizdeki bir patlama,

İktidarın elinin güçlenmesinin aksine,

stratejilerinin çökmesidir.

İllaki birilerinin pususudur, oyunudur.

Patlamayla ortaya çıkan yüce demokrasimiz ve değerlerimiz değil,

Eksikliklerimiz, yanlışlarımız, sakladıklarımızdır.

Siyasetçilerimizin, yöneticilerimizin kendine güvenmemesidir.

Onların gizlenmek ve gizlemek istemeleridir.

İşte bu nedenle

Boston’daki patlamayı canlı canlı izlerken,

Reyhanlı, Uludere ve daha niceleri karartılır, örtülür bizde.

Klasik demeçlerle, analizlerle bir gardıroba saklanırlar.

Sonuç olarak açığa çıkan ise yine eksik demokrasimiz, bağımlı medyamız, sesi duyulmayan mağdurlarımız

Ve “ders çıkaramamışlığımız” olur.