Bosque Beşiktaş'ı yerden yere vurdu

Başkan Yıldırım Demirören'le ilişkilerimiz çok iyiydi. Beni futbolu bilmeyen yöneticilerin baskısıyla gönderdi Sergen Türkiye'de ünlü bir yıldız ama Avrupa'da kimse tanımıyor. Yetenekli ama tanınmıyorsa değeri yoktur Ronaldo'yu gönderme kararı yönetime aittir. Cordoba'yı ise ben kestim çünkü Ramazan'da ışık gördüm. Sezon başında büyük umutlarla Beşiktaş'ın başına getirilen ancak ilk yarının sonunda 'kovulan' Del Bosque, SABAH aracılığı ile zehir zemberek açıklamalar yaptı. Yönetimin görevine son vermesinin ardından uzun süre İstanbul'da kalan ve tazminat hazırlığı yapan İspanyol teknik adam, ülkesine eli boş dönmüştü. İşte Del Bosque'nin çarpıcı açıklamaları.. "Beşiktaş ile alacağım tazminat konusunda anlaşma sağlayamadık. İstanbul'da 8-10 gün fazla kalmamın nedeni buydu. Çok konuştuk ama bir türlü çözüme kavuşturamadık. Ne yazık ki, paramı almadan geri dönmek zorunda kaldım. Beşiktaş, bu konuda olumlu bir yaklaşım göstermedi. Aslında İspanya'ya dönmeden önce başkan Yıldırım Demirören ile birlikte bir veda toplantısı düzenleyecektik. Yani düzgün bir ayrılıkyaşanacaktı. Ancak anlaşma ortamı bulamadığımız için bunu iptal ettik. Demirören, bana Beşiktaş'ın hakkını koruyacağını söyledi. Ben de doğal olarak kendi hakkımı koruyacağım. Şimdi Artur-Andersen adlı hukuk firmasıyla anlaştım. Çok ünlü avukatlarla çalışıyorum. Bundan sonra Beşiktaş kulübü avukatlarımla görüşür. Muhtar'a para mesajı! Yardımcılarım bu kulübe büyük hizmet verdiler. Bu onların da hukuk savaşı olacak. Uzun ve zorlu bir mücadele olacak ama ben hakkımı son euroya kadar alacağıma inanıyorum. Çünkü ortada resmi bir sözleşme var. O (isim vermiyor ama Reha Muhtar'ı hedef alıyor), yazılarında benim parayı çok seven bir insan olduğumu söylüyor. Ama sanırım şunu unutuyor. Beşiktaş'a bu sözleşmeyi, kafalarına silahdayayarak imzalatmadım. Başkan Demirören ve yöneticiler, Beşiktaş'a gelmeyi kabul etmem için çok istekli ve ısrarcılardı. Reha Muhtar bilsin ki istediğim para benim hakkımdır. Beşiktaş, Türkiye'nin dördüncü büyük takımıdır. Bu konuda kimse kendini kandırmasın. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, Beşiktaş'tan daha güçlüdür. Bunu şu açıdan söylüyorum. Beşiktaş'ta kaliteli oyuncular var. Ama diğer üç takım çok daha kuvvetli. Bunu Beşiktaşlılar ve kamuoyu kabullenmeli. Çok iyi takım bıraktım Ben geride çok iyi bir takım bıraktım. Yerime gelen teknik direktörün kesinlikle şikayet etmeye hakkı yok. Ronaldo'nın gönderilmesini yönetim istedi. Ben kesinlikle böyle bir talepte bulunmadım. Dolayısıyla kimse bana bu konuda yüklenmesin. Ocakta orta alanabir yabancı transfer edilecekti. Bu yüzden Ronaldo gönderilecekti. Onu Fulya'ya gönderdiler. 'Yapmayın. Böyle kariyerli bir oyuncuyu genç oyuncularla idman yapmaya göndermemelisiniz' dedim. Dinlemediler. Bu şık bir davranış değildi ama bunun sonucunda suç benim üstüme kaldı. Cordoba'yı oynatmamak ise tamamen benim kararımdır. Ramazan'da ışık gördüm. O da performansıyla beni hiç utandırmadı. Başkan aslında istemedi Başkan Yıldırım Demirören ile aslında ilişkilerimiz çok iyiydi ve görevime son vermek istemiyordu. Ancak yöneticiler ve dışarıdan insanların yaptığı baskı sonucu görevden alındım. Bu yöneticilerin futbolu ne kadar bildikleri tartışılır. Zaten beni eleştiren insanlar futbolu bilmeyen insanlar... Ahmet Dursun olayı da ilginç. Ben gittikten sonra alındıizlenimi uyandırılıyor. Oysa bu oyuncunun takıma dahil edilmesi benim dönemimde kararlaştırılmıştı. Kadroda yer almasına ben onay vermiştim. Sergen, Türkiye'de çok ünlü. Ancak Avrupa'da onu kimse tanımıyor. Yetenekli bir futbolcu. Ama Avrupa'da kimse tanımıyorsa bunun değeri yoktur. Genç yaşlarında Zidane gibi bir çalışma prensibine sahip olsaydı şimdi çok daha farklı bir yerde olabilirdi. Deportivo'yla görüşmedim Deportivo'dan kimseyle görüşmedim. Şu anda tüm dikkatimi Beşiktaş'tan alacağım tazminata verdim. Bu sorunu çözdükten sonra önüme bakacağım. Bu hayatımdaki ikinci kovuluşum (SABAH'ın notu: Del Bosque zaten iki kulüpte çalıştı). İkisini karşılaştırırsam R.Madrid'den ayrılmak bana daha çok acı verdi. Beşiktaş'tan ayrılmak beni o kadar çökertmedi." Röportaj: SELÇUK MANAV