Başbakan Tayyip Erdoğan Ilısu Barajının yapımıyla evleri sular
altında kalacak olan Dargeçit’te inşa edilen TOKİ konutlarının
açılışı sırasında bir konuşma yaptı. Sözlerine Taksim’de polislere
yönelik bombalı saldırıyı kınayarak başladı. Sonra da şöyle devam
etti:
- Bu oyunların temelinde Ilısu gibi barajların engellenmesi
yatıyor!
Bu cümleye koskocaman bir “hoppala” çekmek lazım…
Tarihi Hasankeyf kentini sulara gömecek baraja karşı çıkmak ile
Taksim’de polisleri bombalamak aynı kaba konulacak bir bakış açısı
olabilir mi?
Ayrıca burada “minik” bir unutkanlık da yatıyor:
Hasankeyfi sulara gömecek Ilısu Barajına karşı çıkanlar arasında
bir zamanlar “muhalefet politikacısı” sıfatıyla Tayyip Erdoğan da
yer alıyordu. AKP’nin kuruluş döneminde Erdoğan, “sıkı bir çevreci”
olarak, tarihi değerlerimizin ömrü 50 yıl olan barajlara feda
edilmemesi gerektiğini söylüyordu.
Bu söylemin ahlaki olarak epeyce tartışılabileceği açıktır.
Ama şimdilik bu söylemin hukuki bir sorunu bulunmuyor.
Çünkü Türkiye’de henüz “Nefret Suçları” kavramı oluşmadı.
Başbakan bu sözleri ABD’de söylemiş olsaldı, hakkında dava
açılabilirdi. Bu yüzden de ceza bile alabilirdi.
Önceki akşam Sosyal Değişim Derneği’nin çağrısıyla bir araya
gelen akademisyenler, öğretmenler, gazeteciler, sanatçılar,
sinemacılara konu hakkında bir brifing verildi. Nefret suçu kavramı
ilk olarak 1986’da Amerika’da bir grup beyaz öğrenci siyah bir
kişiye saldırması haberlerinde ortaya çıktı. 1990’larda Avrupa’da
yaygınlaştı. Bu suça karşı da önlemler alınmaya başlandı.
Nefret suçları bir kişinin veya grubun dinine, inancına, ırkına,
etnik kökenine, cinsiyetine yönelik her türlü saldırıyı kapsıyor.
Bu açıdan bakınca gördük ki, Türkiye tam anlamıyla “nefret suçları
cehennemi” halinde bulunuyor.
Başta medya kökenli saldırılar olmak üzere aşağılanmayan kimse
kalmamış.
Bu yeni suçların mağdurları arasında Tayyip Erdoğan de
bulunuyor. Yaygın medya zamanında aş başlık atmadı:
“Şeriatçı Tayyip hapiste!”
Erdoğan bu mağduriyetini kitlelere gayet iyi anlatarak ülkenin
başına geçti.
Ve kendisine yapılan her şeyi başkalarına yapma hakkına
kavuştu!
Bu konularda sayısız örnek var. En taze nefret suçunu ise pazar
günü Mardin Dargeçit’te işledi:
-Bombacılar ve çevreciler aynı otun soyudur!