Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangını davasının 3. duruşması başladı

Abone ol

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta, 78 kişinin hayatını kaybettiği, 137 kişinin yaralandığı yangına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 20'si tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın 3. duruşması başladı.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda yapılan duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.

Tutuklu sanıkların salona getirildiği sırada bazı müştekiler tepki gösterdi.

Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar araç trafiğine kapatıldı.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşmada, tarafların mütalaaya karşı esas hakkındaki beyanlarını yapması bekleniyor.


Süreç

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 137 kişi yaralanmıştı.

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 98 sayfalık iddianamede, otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Otelin teknik görevlileri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in de "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor.

Mütalaa

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca ilk celsenin ardından mahkemeye gönderilen mütalaada, otel sahibi Ergül, şirketin genel müdürü Aras, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir ve otelin muhasebe müdürü Özdemir hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" suçundan 1950'şer yıla, "olası kastla kasten yaralama" ve "olası kastla nitelikli mala zarar verme" suçlarından 178 yıl 582'şer aya kadar hapis cezası istendi.

Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener ve İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun için aynı suçlardan 1950'şer yıl ile 176 yıl 570'şer aya kadar, itfaiye eri İrfan Acar için ise 1950 yıl ile 172 yıl 546 aya kadar hapis cezası talep edildi.

Mütalaada, şirket yönetim kurulu üyeleri Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras, otel müdürü Zeki Yılmaz, muhasebe görevlileri Cemal Özer ve Mehmet Salun, teknik personeller Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer, Bayram Ütkü, mutfak personelleri Faysal Yaver ve Reşat Bölük, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ve Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ve İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen'in "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis talebinde bulunuldu.

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen mütalaada, tutuksuz sanık mutfak görevlisi Enver Öztürk'ün beraati istendi.

Davaya ilişkin detaylar

Davanın ilk duruşmasının ardından 18 Temmuz'da Kültür ve Turizm Bakanlığınca, yangının olduğu tarihte Kontrolörler Kurulu Başkanvekili Levent Kırcan ile otelin son denetimini yapan kontrolörler Barış Başayvaz ve Abdülkadir Eren hakkında konunun yargı tarafından da incelenmesinin sağlanması amacıyla, 4 Ağustos'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca da eski Ankara Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanı İş Başmüfettişi Cemal Can Ayanoğlu hakkında soruşturma izni verilmişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı ve bazı müştekiler, soruşturma izniyle ilgili konuyu Danıştaya taşımıştı.

Danıştay 1. Dairesi, 26 Eylül'de isnat edilen eylemlerin haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğuna karar verdiği Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Neşe Çıldık, önceki Genel Müdür Şennur Aldemir Doğan ile bakanlık bürokratları ve genel müdürlük personelinden Levent Kırcan, Elçin Şimşek Öncü, Bülent Çınar Çavuş, Ramazan Alkan, Melda Araz, Şule Aktürk Alkan, Barış Başayvaz için soruşturma izni vermişti.

Daire, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ile bakanlık personeli Ezgi Dener ve Abdülkadir Eren hakkında ise soruşturma izni vermemişti.

Kartalkaya'daki otel yangını davasında taraflar esas hakkındaki beyanlarını sunuyor

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda yapılan duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşmada, cumhuriyet savcısı, ilk celseden sonra sundukları mütalaayı tekrar ettiklerini belirtti.

Söz alan yangında oğlu Yiğit Gençbay'ı yitiren Danıştay 9. Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, adil yargılama ilkeleriyle bugüne kadar geldiklerini, toplum vicdanında karşılığını bulacak adil bir karar çıkacağını umduklarını dile getirdi.

Gençbay, davanın eksik başladığını, "ihmali bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının pek çok suçlu, zanlı ya da en hafif tabiriyle şüphelisinin" yargılanmadığını savundu.

Haklarında soruşturma izni verilen kişilerin hala görevlerinin başında olduğunu, başsavcılığın bilgi ve belgeleri bu kişilerden isteyeceğini söyleyen Gençbay, bu kişilerin derhal tutuklanarak görevlerinden uzaklaştırılmalarını talep etti.

Gençbay, mütalaaya kısmen katıldıklarını aktararak, "Otel yöneticileri misafirlerden kimlerin öleceğine, kimlerin yaşayacağına karar vermiştir. Misafirler uyandırılmamış, yangın ikaz sistemi çalıştırılmamıştır. Otelde yangın ikaz sistemi faal değildir. Sorumlu ve yetkili idarelerden birinin dahi görevini yerine getirmesi halinde bu durum ortaya çıkmayacaktı." dedi.

Oğlunun vefatıyla ilgili konuşurken duygulanan Gençbay, "Sanık (Emine Murtezaoğlu Ergül) diğer otele gidip muz yiyip, istirahat ederken, oğlum arkadaşı Alp ile tekrar otelin içine girip ateş ve zehirli gazların altında otel misafirlerine yardım etmeye çalışmışlardır. Bu gayretlerinden de 10. katta şehit oldukları tespit edilene kadar geri durmamışlardır." diye konuştu.

Gençbay, bu davada verilecek kararın yitirdikleri canları geri vermeyeceğine değinerek, şöyle devam etti:

"Bu karar yüreğimizdeki ateşi söndürmeyecektir. Bu dünyada sürgünün evladından sonraya kalmak olduğunu yaşayarak öğrendim. Bu dünyadaki sürgün hayatımızı bitirip canlarımıza kavuşuncaya kadar bu ateş yüreğimizi hep kavuracaktır. İntikam için bulunmuyoruz. Adalet, adil bir yargılama ve bu yargılama sonucunda toplum vicdanında kabul edilecek bir kararla artık bu güzel millete, bu tür organize kötülüklerin bir daha yaşatılmaması ve mücadelesi için bulunuyoruz."

Anne Serpil Gençbay da en rahat, en sakin, en huzurlu kişilerin sanıklar olduğunu söyledi.

Bu dosyanın ağırlaştırılması gerektiğini ifade eden anne Gençbay, "Olay günü başka bir otelde beklerken Emine Hanım'ın torunu için birisine, 'Tableti ve giysileri yanmış çok üzülüyor.' dediğini duyduk. Bunu söyleyenin cezası düşürülemez. Sanıkların 'olası kast'tan çıkarılması yüreğimizi yakacaktır. Masum değiller. Hepsi iştirak etmiştir çünkü susuyorlar, adaletin yerine gelmesini engelliyorlar." dedi.

"Liyakati getirmeden hiçbir şeyi düzeltemeyiz"

Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, davanın, Türkiye'de bugüne kadar var olan liyakatsiz personelin, adam kayırmacılığın, siyasetle herhangi bir yere torpille girmenin tamamen gün yüzüne çıktığı bir dava olduğunu söyledi.

Gültekin, "Benim 8 canım gitti, 78 can gitti. Bu kararla artık bundan sonra basit şekilde bu canların gitmemesi davasıdır." dedi.

Artık silkinmeye ihtiyaçlarının olduğunu belirten Gültekin, "Bunun en önemli meseli liyakattir. Liyakati getirmeden hiçbir şeyi düzeltemeyiz. Belediye Başkan Yardımcısı (tutuklu sanık Sedat Gülener) tahsiline bakın, otobüs kahyası. Teyzesinin oğlu olduğu için başkan yardımcısı yapan Tanju Özcan'a bakın. Sırrı Köstereli'ye (tutuklu sanık İl Özel İdaresi Genel Sekreteri) bakın. Denetim görevini yapmadığı, önüne gelen evrakın ne manaya geldiğini bilme kapasitesi olmadığı için 78 canın ölmesine sebep olan ormancı Sırrı'ya bakın." ifadelerini kullandı.

Gültekin, Necip Fazıl Kısakürek'in "Sakarya" şirinden, "Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek. Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?" bölümünü okuyarak, "Yaşadığınız hayat boyunca 78 canın kanı yakanızda olacak. Ölüm var. Buradan ne karar alırsanız alın hayatınız boyunca hayat süren leş olarak kalacaksınız." diye konuştu.

TBMM Kartalkaya Otel Yangını Araştırma Komisyonu'ndan kimsenin duruşmada bulunmadığına değinen Gültekin, "8 canını kaybeden avukatım. Beni çağırmayacaksınız da kimi çağıracaksınız." dedi.

Yaşadıkları sürece davanın takipçisi olacaklarını dile getiren Gültekin, soruşturma izni verilen kişilerin yargılanmadığını, mahkemeden taleplerinin adaletin yerini bulması olduğunu kaydetti.

Gültekin, mütalaayı kabul etmediklerini belirterek, tüm sanıkların "olası kast"tan cezalandırılmasını talep etti.

Müşteki avukatları da sanıkların takdir indirimi uygulanmadan üst hadden cezalandırılmasını istedi, sanıklara "olası kast"tan ek savunma hakkı verilmesi talebinde bulundu.

Zaman zaman müştekilerin sanıklara tepki gösterdiği duruşma, verilen aranın ardından esasa ilişkin savunmalarla devam ediyor.

Günün Önemli Haberleri