Bölgesel asgari ücret mi geliyor?
Abone olÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, bölgesel asgari ücret konusuna yeşil ışık yakan açıklama yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, "Eğer
ekonomiye faydası olacaksa, istihdamı artıracaksa, bir uzlaşmayla,
asgari ücretin bölgesel olması konusunda bizim yaklaşımımız müspet
olur" dedi. Başesgioğlu, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) mayıs ayı
olağan meclis toplantısına katıldı. Başesgioğlu, burada yaptığı
konuşmada, kendisinden önce söz alan ASO Başkanı Zafer Çağlayan’ın
sözlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başesgioğlu, OECD’ye
göre Türkiye’nin istihdam vergilerinin ağırlığı sırasında 30 ülke
içinde 14’ncü olduğunu, işgücü maliyetleri açısından ise ilk 6 ülke
içinde yer aldığını bildirdi. Sabit sermaye yatırımı yapabilmek
için AB ülkelerinde 100 birim kaynak gerekiyorsa, Türkiye’de 67
birim kaynak gerektiğini belirten Başesgioğlu, bu rakamların,
Türkiye’de yatırım yapmanın daha avantajlı olduğunu gösterdiğine
dikkati çekti. Başesgioğlu, bu rakamlara karşın, işletmelerin
üzerindeki yüklerin az olduğunu da ifade etmek istemediğini
söyledi. Türkiye’nin bazı uluslararası kuruluşlara üye olduğunu
anımsatan Başesgioğlu, bu çerçevede birtakım sözleşmelere imza
atıldığını anlattı. Başesgioğlu, şöyle devam etti: "Bu sebeple,
ucuz işgücünün olduğu ülkelerle kendimizi kıyaslamamamız lazım.
Bugün Çin’de yaklaşık 2 milyon tutuklu ve hükümlü çalışıyor.
Türkiye’de böyle cebri bir çalıştırmanın olması mümkün değil. Bu ne
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün standartlarına ne de başka
standartlara uygun. Hindistan’da bugün 397 milyon işgücü var, bunun
yüzde 93’ü kayıtdışı. Böyle kayıtsız, kuralsız, işgücünün ucuz
olduğu ülkelerle kendimizi kıyaslamamız doğru değil. Bizim o
şartlarda işçi çalıştırmamız mümkün değil. Meseleye bu açıdan
bakılmalı." SSK’ya, Ocak 2005 itibarıyla yaklaşık 5 milyon işçinin
bildiriminin yapıldığını bildiren Başesgioğlu, bu işçilerin 586
bininin tekstil sektöründe çalıştığını açıkladı. Başesgioğlu, "Oysa
dün, Sayın Başbakan ile birlikte tekstil sektörü toplantısına
katıldım. Orada ifade edilen rakam 3 milyondu. Burada, kayıtlı ve
kayıtdışı istihdam arasındaki farkı büyük ölçüde görüyoruz. Ayrıca
bize bildirimlerin yüzde 55’i de asgari ücret üzerindendir. Bu da
kayıtdışının başka bir şeklidir" diye konuştu. Başesgioğlu,
hükümete geldiklerinden bu yana, işletmelerin rekabet koşullarının
iyileştirilmesi için yaptıkları çalışmaları anlatırken, 2003 ve
2004 yıllarında İşsizlik Sigortası işveren kesintisini 1’er puan
düşürerek uyguladıklarını ve bunu da kalıcı hale getirdiklerini
anımsattı. Asgari ücretin geçen yıl yüzde 34.1 oranında
artırıldığını belirten Başesgioğlu, ancak bu artışın yüzde 20’sinin
işverenlere yansıtıldığını, kalanının Hazine tarafından
karşılandığını ifade etti. Geçen yıl ayrıca, asgari ücretin
brütünü, SSK primine esas kazancın alt sınırına çektiklerine
dikkati çeken Başesgioğlu, bunun, yüzde 8’lik prim indirimine
karşılık geldiğini belirtti. Başesgioğlu, bu şekilde işverenlerin,
işçi başına 38.5 YTL avantaj sağladıklarını dile getirdi. SSK VE
BAĞ-KUR PRİM ARTIŞLARI SSK prim artış oranlarındaki artışı da
asgari ücrete endekslediklerini kaydeden Başesgioğlu, "Bu yıl
hedeflenen enflasyon yüzde 8’dir. İnşallah, bu düzenle bu hedefi
gerçekleştireceğimiz görülüyor. Yani yüzde 8 nispetinde SSK ve
Bağ-Kur prim oranlarında bir artış söz konusu olacaktır" dedi.
Başesgioğlu, sigorta primlerinde 1 puanlık indirimin, sigortalı
başına işletmelere 3.25 YTL bin lira olarak yansıyacağını, bunun
SSK’ya faturasının ise yaklaşık 500 milyon YTL olacağına dikkati
çekerek, işverenleri rahatlatması için, prim indiriminin daha
yüksek olması gerektiğini söyledi. Başesgioğlu, ancak prim indirimi
neticesinde oluşan açığı Hazine’nin karşılayacağını, bunun da
borçlanmanın, faizlerin ve işsizliğin artmasına yol açacağını
anlattı. KIDEM TAZMİNATI Kıdem tazminatı konusuna değinen
Başesgioğlu, ASO Başkanı Çağlayan’ın yaklaşımına katıldığını, bunun
işletmeler üzerinde yük olduğunu bildiğini kaydederek, orta
büyüklükteki bir işletmede, 5 işçinin birden kıdem tazminatına hak
kazanmasının, o işletme için kaldırılmaz bir yük olduğunu ifade
etti. Ancak pek çok işçinin, kıdem tazminatına hak kazanamayacak
sürelerle çalıştırıldığını söyleyen Başesgioğlu, bazen, şirketin
durumu dolayısıyla, işçi hak kazansa dahi, kıdem tazminatının
ödenmediğini anlattı. Bu konuda, "Kıdem Tazminatı Fonu" yasa
taslağı hazırlandığını anımsatan Başesgioğlu, böyle bir fonun hem
ülke ekonomisine katkı sağlayacağını hem de işletmeler üzerindeki
yükü kaldıracağını belirtti. Başesgioğlu, ancak bu konuda problem
bulunduğunu belirterek, "Taslağı hazırlayan hocalarımız, alınacak
prim oranını yüzde 3 olarak belirlemişlerdi. Açıkçası, bu yüzde 3
oranının, fonu çevirebileceğinden endişe ediyorum. Bu oranla fon
karşılanmazsa, şimdiden devlete açık verecek bir sistemi hediye
etmiş oluruz. Bu da hiçbirimizin sorumluluk anlayışıyla bağdaşmaz"
dedi. BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET Başesgioğlu, 1974’ten beri Türkiye’de
tek bir asgari ücret belirlendiğini anımsatarak, bakanlık olarak bu
konuya çok katı bir şekilde yaklaşmadıklarını bildirdi.
Başesgioğlu, "Eğer ekonomiye faydası olacaksa, istihdamı
artıracaksa, bir uzlaşmayla, asgari ücretin bölgesel olması
konusunda bizim yaklaşımımız müspet olur. Bu konu gelecek
günlerdeki sıcak gündem maddelerinden biridir. Tartışılmaya değer
bir konudur" ifadesini kullandı. Mesleki eğitimin önemli olduğunu
kaydeden Başesgioğlu, bu konuda işverenlerle her türlü ortak
çalışmaya hazır olduklarını söyledi. Başesgioğlu, son zamanlarda,
Osmanlı ile hesaplaşmasını tamamlayamayanların, genç cumhuriyet ile
hesaplaşmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Tarihimizde utanılacak
hiçbir şey yoktur. Sözde Ermeni soykırımını tanıyan çok ülke var.
İddia ediyorum ki, 10 sene sonra, bu ülkelerin hepsi Türkiye’den
özür dileyecektir" dedi.