Böcekler cinayetin görgü tanıkları
Abone olBilinen hayvan türlerini yüzde beşini oluşturan böcekler, bilimin ve polisin hizmetinde. Cinayetleri artık onlar çözecek...
Bilinen hayvan türlerinin yaklaşık beşte dördünü oluşturan
böceklerin, hızlı çoğalabilme ve kısa ömürlü olma gibi
özelliklerinden dolayı adli araştırmalarda kullanıldığı belirtildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı tarafından
yayınlanan Adli Entomoloji (Adli Böcek Bilimi) isimli yayında böcek
bilimcilerin (Entomologlar) adli tıp araştırma grubu üyeleri
olduğuna dikkat çekilerek, adli böcek bilimciler tarafından
toplanan, saklanan ve teşhis edilen böceklerin ölüm zamanı ve yeri
için delil olarak kullanıldığı ifade ediliyor. Geçmiş yıllarda,
ceset üzerinde bulunan kurtçuklar, ölünün tiksindirici öğesi olarak
düşünülürken, bugün bu böceklerden otopsi masasında yararlanılması
mümkün. Adli bilimde balistik, ateşli silah muayenesi, ısırık
izleri, barut tozu kalıntısı, sıçramış kan analizi ve suç biliminin
diğer elemanları üzerinde çalışılırken, ölüm yeri ile birlikte
böceklerin ihmal edildiği vurgulanan yayında, günümüzde bu bakış
açısının değiştiği ifade ediliyor. Adli entomolojinin çocuk
istismarı, yaşlılara kötü muamele ve ihmal gibi pek çok alanda
kullanılabildiği belirtilerek, bazı ailelerin eşek arısı, bal arısı
gibi böceklerle çocuklarını sokturduklarının tespit edildiği, eşek
arısı ve bal arılarının sürücüyü ya da yolcuyu sokması, taciz
etmesinin otomobil kazalarına, ayrıca diğer bazı böcek gruplarının,
benzin hattı gibi temel yapıları tıkaması nedeniyle uçak kazalarına
sebep olabildiğine işaret ediliyor. Adli böcek bilimcilerin
genellikle cinayet davalarından sonrası dönemde çalıştıkları
belirtilen incelemede, larva boyutlarının gözönüne alınması gibi,
türleri ayırmak için pek çok teknikler kullandığı vurgulanarak, bir
böcek bilimcinin, kişi öldükten sonra cesedin başka yere nakledilip
edilmediğini de anlayabildiği kaydediliyor. Böceklerin coğrafi
dağılımlarının büyük önem taşıdığına işaret edilerek, bazı
sineklerin farklı yerlerde bulundukları ve yumurta bıraktıkları,
ortamın kapalı veya açık olması, havanın güneşli veya kapalı olması
evrelerini etkilediği açıklanıyor. Soğuk ve sıcak ortamlarda farklı
türlerin geliştiği belirtilen incelemede, tüm bunları gözönüne alan
bir böcek bilimcinin cinayet mahalli, cinayetin açık veya kapalı
alanda işlenip işlenmediği ve cesedin başka bölgeye nakledilip
edilmediği hakkında fikir sahibi olabileceği vurgulanıyor. Ceset
üzerinde hiç böcek olmamasının ise kişinin çok soğuk bir yerde
öldüğünün, aşırı bir şekilde yandığını veya kapalı bir konteynırda
kaldığının düşünebileceğine işaret ediliyor. Sineklerin birçok
türünün orman, kıyı, tepe, şehir gibi spesifik şartlara özgü olduğu
belirtilerek, bunların cesetle başka yerlere taşınabilecekleri
ifade edilen incelemede, değişik derinliklere gömülü cesetler
kullanılarak, yapılan araştırmalarda böcek aktivitesinin sadece 0.3
m derinliğe kadar gömülü olanlarda görüldüğü, daha derinlere
gömülenlerde aktivite görülmediğinin ortaya çıktığı belirtiliyor.
Aşırı yağmurlu günlerde ise mezar üstündeki toprak nemli olduğunda
dişi sineklerin toprak yüzeyine yumurtladıkları ve yumurtadan çıkan
larvaların cesede doğru aşağıya göç ettiğinin belirlendiği
açıklandığı incelemede, böcek bilimi kanıtlarının tecavüz ve kötüye
kullanma olaylarında da adli tıbba yardımcı olduğu
kaydediliyor.