Biz ilkel diyoruz onlar sahipleniyor
Abone olTürkiye’de yeteri kadar anlaşılmadıklarına dikkat çeken Güvenç, Türk musikisiyle Avrupalı hastalara şifa dağıttıklarını ancak Türkiye’de anlaşılmadıklarını ifade
Türk musikisiyle Avrupalı hastalara şifa dağıtıyoruz, Türkiye’de
anlaşılmıyoruz’ Türk müziğinin 6 bin yıllık serüvenini araştıran ve
müzikle tedavinin sırlarını ortaya çıkaran Türk Müziğini Araştırma
ve Tanıtma Grubu (TÜMATA), dünyayı kucaklamak için Türkiye’de bir
merkez istiyor. TÜMATA’nın kurucusu Yard. Doç. Dr. Oruç Güvenç,
“Türkiye’de; Osmanlı, Selçuklu ve Orta Asya’daki gibi müzikle
terapi sağlayacak bir merkezimiz olsa dünyaya kültürümüzü anlatacak
kapı açılır.” dedi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları
Hastanesi’nde 2 sene çalıştıklarını dile getiren Güvenç, “Yetişmiş
kadrolu eleman olmadığı için laboratuvara giremedik. Türkiye’de
Sağlık ve Kültür bakanlıkları tarafından desteklenecek uygun bir
mekan açılmasını istiyoruz.” dedi. Avrupa’da müzikle tedavi eden
toplam 6 hastane ve merkezin olduğunu da hatırlatan Güvenç,
“Avrupa’nın musikide geleneği yok. Ancak bizim en az 6 bin yıllık
geçmişimiz var. Bu değerlerin kaybolmasını önleyerek gelecek
nesillerin haklarını korumaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
İnsanların Türk müziğini dinlemesi ve benimsemesini istediklerini
kaydeden Güvenç, musikinin tarihi, kimliği ve kalitesi için
laboratuvar ve atölyenin gerekli olduğuna inanıyor. Her aletin
tınısının farklı olduğunun tespitini yaptıklarını belirten Güvenç
şöyle konuştu: “Yeni bulunan bir alet farklı bir hastalığa ışık
tutabilir. Ud, ney, rebab, kopuz gibi Türk musiki enstrümanlarıyla
21. yüzyıl insanını komadan çıkaracağız.” Negatif ve olumsuz
müziklerin insanı uyuşturucuya ve alkole yöneltebileceğini
sözlerine ekleyen Güvenç, hızlı ritimli müziklerin şiddet ve öfkeye
neden olarak, insanı farklı boyutlara çekebileceğinin altını çizdi.
“İnsanın, kendisine ve dış çevresine karşı duyarsız hale geldiğini,
Türk musikisinin de daha çok arayış içinde olanlar tarafından
bulunduğunu ve faydasını da onların gördüğünü” tespit ettiklerini
aktaran Güvenç, sözlerini şöyle tamamladı: “Otistik, nevrotik,
pasif, korkak, çekingen, sıkıntılı kişiler ile spastik özürlü
kişilerde hem duyguların değişmesi hem de egzersiz vasıtasıyla
hareket kabiliyetinin gelişmesi yönünde olumlu terapiler
yapılıyor.” Fârâbî’ye göre musikinin psikolojik etkileri Dünyaca
ünlü Türk bilgini Fârâbî’nin “Musikü’l-Kebir adlı eserinde
musikinin psikolojik etkileri şöyle açıklanmaktadır: Rast: Neşe
verir, felce iyi gelir, Neva: Ferahlık verir, ayrıca kadın
hastalıklarında tedavi edicidir, Rehavi: Sonsuzluk hissi, baş
ağrısı, moral bozukluğu, Küçek: Hüzün ve elem hastalığında,
İsfahan: Kabiliyet, güven, zihni açar, rutubetten dolayı
yakalanılacak hastalıklara karşı, Uşşak: Gülme, gut hastalığı,
Zirgüle: Uykusuzluk, Hüseyni: Rahatlık, kardeşlik, arkadaşlık
duyguları, karaciğer, mide, sıtma, Büzürk: Ateşli hastalıklar,
Zirfekend: Mafsal, sırt ve bel ağrıları, Hicaz: Tevazu, hoşgörü,
güven. Kaynak: Zaman