Birileri askere 'Darbe yap' diyebilir!
Abone olTürkiye'de yeniden darbe olur mu? Hakan Albayrak o tehlikeyi gördü ve uyardı.
Cemaat ve hükümet arasındaki gerilimin
savaş hali alması, dünya kamuoyunda Türkiye'ye yöneik karalama
kampanyaları, Balyoz ve Ergenekon'a yeniden yargılamanın gündeme
gelmesi... Akıllara yeniden askeri darbe tehlikesinin olup olmadığı
sorusunu getirdi.
TSK'nın da yeniden sık açıklama yaptığı
günlerine döndüğü izlenimi Star si yazarı Hakan Albayrak'ı rahatsız
etti. Albayrak "Askeri darbeye dikkat" yazısında hükümeti acil
önlem almaya çağırdı ve cemaati de buna ortam hazırlamakla
eleştirdi.
Albayrak "Öyle bir gün gelir, öyle şartlar oluşur ki, birileri
onların kulaklarına üç-beş sihirli kelime fısıldar ve bütün
atmosfer değişir" diyerek Eski Türkiye’nin bazı güçlerinin darbe
yapabileceğini söyledi.
Bununla beraber, yenir yutulur olmayan bir şey
daha var: Sanki bu memlekette hiç askeri darbe olmamış, sanki yakın
geçmişte bir sürü cunta yeni darbelere tevessül etmemiş, sanki Türk
Silahlı Kuvvetleri düne kadar cuntaların cirit attığı bir kurum
değilmiş, sanki cuntalarla paslaşan ‘silahsız kuvvetler’ hiç var
olmamış, milli iradeye tuzaklar kuran derin devlet etrafındaki
tartışmalar ve davalar baştan aşağıya mesnetsizmiş gibi bir havanın
oluşturulması da yenir yutulur şey değil.
ASKERİ VE SİVİL CUNTA
VAR
Polis ve yargıdaki bazı cemaat kadrolarının adaletinden ne kadar şüphe edersek edelim, milli iradenin canına okumayı meslek edinen askerî ve sivil cuntaların varlığından şüphe edemeyiz.
Davaların yeniden görülmesi süreci,
darbeciliğin aklanması sürecine dönüştürülmemeli; bu yöndeki
çabalar muhakkak boşa çıkarılmalı.
CEMAAT KADROLARININ DA
KATKILARIYLA...
En önemlisi, askerî darbe tehdidinin kesinlikle
ortadan kalkmadığı, hatta -maalesef Cemaat kadrolarının da önemli
katkılarıyla- Batı’da iyice menfileşen Türkiye algısının da hizmet
ettiği yeni uluslararası konjonktürün darbe heveslilerine gün
doğurduğu gerçeği göz önünde tutularak, muhtemel darbe
teşebbüslerine karşı tedbirlerin ivedilikle alınması
lazım.
Her şeyden evvel polisiye tedbirlerden bahsediyorum.
Emniyet teşkilatındaki fetret dönemi bir an
evvel sona erdirilmeli ve polis -gerekli teçhizat takviyesi de
yapılarak- tam bir özgüven içinde demokratik hukuk devletini her
kayıt ver şart altında koruyabilecek duruma getirilmeli.
TSK ESKİ ALIŞKANLIKLARINA GERİ
DÖNDÜ
Öte yandan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, kendisiyle doğrudan ilgili konularda bile olsa, açıklama
Murat Belge'ye göre, askerler arasında 27 Mayıs benzeri yapılanmalar var. |
yapmaması, bildiri yayınlamaması da sağlanmalı.
Genelkurmay, uzun zaman sonra yine açıklamalar yapmaya başladı; zararsız açıklamalar, ama yine de rahatsız edici; rahatsız edici, çünkü ordunun açıklama yapmayı yeniden alışkanlık haline getirmesi Yeni Türkiye’nin üzerine Eski Türkiye’nin gölgesini düşürür; konjonktür değiştikçe açıklamaların mahiyeti de değişebilir; kendimizi yeniden ‘muhtıra’ları konuşurken bulabiliriz.
Askerin kamuoyuna hitap etmesi kategorik olarak reddedilmeli.
Orduyla ilgili açıklama yapılacaksa, Başbakan veya savunma bakanı yapmalı.
Bu, katı bir kural haline getirilmeli.
Kuralı çiğneyen -isterse iyilik ve güzellik temennisinde bulunmuş olsun- derhal hesaba çekilmeli.
Bir şey daha: Zırhlı birlikler başkentten
çıkarılmalı.
TEHDİT VAR
Türkiye istediği kadar Yeni Türkiye olsun, Eski
Türkiye’nin bazı güçleri milli iradeye karşı potansiyel tehdit
oluşturmaya devam ediyorlar.
BİRİLERİ GELİR KULAKLARINA
FISILDAR
Belki kendileri bunu henüz bilmiyorlar; belki milli iradeye savaş açmayı akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar; ama öyle bir gün gelir, öyle şartlar oluşur ki, birileri onların kulaklarına üç-beş sihirli kelime fısıldar ve bütün atmosfer değişir...
Müteyakkız olmalıyız.