Son birkaç haftadır spor camiasında Anadolu Efes
basketbol takımında oynayan oyun kurucu Shane Larkin
konuşuluyor. Larkin özelinde yaşanan tartışmaları ve
gelişmeleri maalesef esefle takip ediyorum.
Konuyu anlayabilmek için önce bir özet geçeyim: Basketbol
Milli Takımımız son 15 yıldır oyun kurucu pozisyonunda yerli
oyuncu bulmada sıkıntılar yaşıyor. Bu sıkıntıyı aşabilme adına daha
önce Emir Preldziç devşirme yöntemiyle Türk
vatandaşı statüsüne geçirilip oyun kurucu olarak milli takımda
oynadı. Preldziç’ten sonra Fenerbahçe’nin yabancı
kontenjanından oynattığı Boby Dixon’u devşirme yapıp adına
Muhammed Ali deyip Türk vatandaşı yaptık.
Yaklaşık 5 yıl bu pozisyonda oynayan Boby Dixon’un
gerek sakatlıklar gerekse yaşının ilerlemesinden dolayı aynı
pozisyonda yerli oyuncu yine bulamadık. Bu sefer de
Amerikan asıllı Scotie Wilbekin’i devşirme
yöntemiyle Türk vatandaşı statüsüne geçirerek bu sıkıntıyı
aşmaya çalıştık. Hali hazırda milli takımın oyun kurucu
pozisyonunda Wilbekin oynuyor.
Anadolu Efes’in oyun kurucu pozisyonunda oynayan
Shane Larkin özellikle son iki yıldır oynadığı oyunla
bütün dikkatleri üzerine çekti. Geçtiğimiz yıl Anadolu
Efes’in Avrupa Ligi’nde final oynamasında büyük katkıları olan
Larkin bu yıl da aynı başarısını sürdürüyor.
Larkin’in bu büyük performansı sonrasında son günlerde
Larkin’in devşirme yapılarak milli
takımda oynatılması sesleri yükselmeye başladı.
Larkin’in devşirme yapılması noktasında hemen hemen
bütün spor camiası ve Türk kamuoyu hemfikir.
Herkes bu yöndeki arzusunu dile getiriyor.
Basketbol Federasyonu yetkililerinden tutun da Türk
Milli Takımı teknik kadrosuna varıncaya kadar herkes bu konuda
pek bir hevesli.
Devlet yetkililerimiz de bu konuda sessiz kalmadı ve Shane
Larkin’in devşirme yapılabilmesi için ne yapılması gerekiyorsa
yapılacağını söylediler.
Anladığım kadarıyla Shane Larkin kısa bir süre
içinde devşirme metoduyla Türk vatandaşlığına geçirilip milli
takımın oyun kurucu pozisyonunda oynayacak.
Şimdiden hayırlı olsun...
Da, işte ben bu noktada maalesef gelişmeleri esefle, iç
geçirerek seyrediyorum.
Düşünebiliyor musunuz, seksen milyon nüfusa sahip bir ülke
olarak neredeyse 15 yıldır 1 tane bile oyun kurucu pozisyonunda bir
basketbolcu yetiştiremiyoruz.
On milyon nüfusa sahip Yunanistan'da bile üç tane oyun
kurucu basketbolcu var.
Demek ki biz bir yerlerde hata yapıyoruz.
Hata yapıyoruz ki seksen milyon insan 1 tane basketbolcu
yetiştiremiyoruz.
Emin olun Larkin’i konuştuğumuz kadar bunun nedenlerini
konuşmuş olsak sorunu çözeriz.
Ama maalesef işin kolaycılığına kaçıyoruz.
Basketbol Federasyonu bu sorunu önümüzdeki yıllarda
çözmek için nasıl çalışmalar yapıyor acaba?
Bu konuda bir plan, proje var mı?
“Altyapılarda nasıl bir çalışma yapılırsa bu sorun ortadan
kalkar” diye kafa patlatılıyor mu acaba?
Devlet yetkililerimizin bu konuda bir düşüncesi var mı
acaba?
Spor Bakanlığı bu konuyla ilgili nasıl politikalar
geliştiriyor acaba?
Yabancı oyuncu devşirmek için yaptığımız çalışmaları
Türk gençleri için de yapıyor muyuz?
Yabancı oyuncuları devşirmek için harcadığımız mesai ve enerjiyi
Türk gençleri için de harcıyor muyuz?
Ben size basketbol oyunu için oyun kurucunun devşirilmesinden ve
dahi kendi gençlerimiz üzerinden serzenişimi dile getirdim.
Varın siz bu örneklemi gençliğe yönelik bütün alanlara
bağlayın.
İster eğitime, kültüre ister spora, sanata ister ahlaka,
değerlere ister yozlaşmaya, savrulmaya ister fikre, düşünceye
ister…
İstediğiniz alana gönül rahatlığı ile dokundurabilir ve dahi
bağlayabilirsiniz.
Her ne kadar basketbol ya da futbol ile direk alakam olmasa da
mesele yetişme ve yetiştirmeye, milliliğe gelince gündem olan
vakıalar üzerine çağın olanakları üzerinden küçük bir araştırma
neticeyi yansıtıyor.
Niye seksen milyon içinden bir kişi
yetiştiremiyoruz...
Bence asıl konuşulması gerekenler bunlar...
Gerisi lafı güzaf...
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser