Bir polis eşinin çığlıkları
Abone olKelle koltukta sabah işten çıkarlar. Bir de geride bıraktıkları vardır. Zor geçer günleri hayatları.
Polislerin hayatı hain saldırıyla yeniden gündemde. İşte bu
ortamda bir mektup gözümüze çarpıyor. Haftalar önce posi eşi Selda
D.'den mektup yollamış Hıncal Uluç'a. Yazar da soruyor
okurlara:
Mektupta anlatılanlar kanlı saldırıda ölenlerin ailelerinin
hayatlarından kesitler sunuyor. "Polis eşi olmak ne demek"
adlı mektup onbinlerce polisin hislerine tercüman olmuş. Özelilkle
de polis eşlerinin ruh halini anlatıyor.. Evlerde yaşanan
gel-gitleri, zorlu yaşamları özetliyor.
-(...)Polis eşi olmanın hem güzel, hem de zorlayıcı yönleri var.
Hangi yönü daha ağır basıyor inanın onu değerlendirmek çok ama çok
zor. Bir yanda güvenle aldığımız her nefeste onların payı olduğunu
bilmek, bir yanda eşinizin sizin daha yakınınızda nefesini duymak
istemek.
Bazen hangisini istemeye hakkım var diye sorarsınız kendi
kendinize. Oysa o, hep dengelemeye çalışır. Onun için aile kavramı
çünkü çok daha geniştir. Bir yanda eşi ve çocuğu, diğer yanda canı
pahasına korumaya çalıştığı insanlar.
Biliyor musunuz hep sormaya korkmuşumdur, hangimiz daha önemliyiz
diye.. Mesleği mi, ailesi mi?. Çünkü 12 yaşından itibaren beraber
büyümüştür mesleğiyle. Her şeyini paylaştığı mesleği, yaşamının
bütünü olmuştur. Bizlerse sonradan var olduk onun için.
Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, balayınızda bile açıktır
telefonu, izinli olmasına rağmen, bir şeyler aksamasın diye.
Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, hamileyken sabahlara kadar
oturursunuz tek başınıza korka korka. Bunu bilen eşiniz yanınıza
bile gelemez.
Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, yeni doğum yaptığınızda bile
eşiniz sizinle kalamaz hastanede. Kollarınızın arasında bebeğinizle
kara kara düşünürsünüz "Bütün hayatım böyle mi geçecek" diye
gözyaşları içinde.
Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, eşinizi her sabah yolcu ederken
dua ve akşama tekrar kavuşabilmeyi ümit edersiniz. Kapıdan
çıktığında dışarıdan yüksek bir ses gelse korkuyla cama koşarsınız,
pusu mu kuruldu diye.
Kimse anlayamaz, ne polis, ne de polis eşi olmanın manasını. Bilmez
kimse, sorunlu anlarınızda karşılaştığınız polislerin aslında
fazlasıyla çabaladığını.
Çözümlenmesi mümkün olmayan şeylere çözüm bulamadığı için
karalandığını. Sabahlara kadar çalıştığını ama "Çalışsa bunlar
olmaz" diye itilip kakıldığını. Unutulmamalıdır ki; sabah çıkarken
polis kıyafeti giyen bu kişi, sokaktaki herhangi bir babadan
farksızdır. Onların da sorunları vardır. Yapabileceklerini
yaparlar. Onlar sadece kanunların uygulayıcısıdırlar.
Aslında her biri bir masal kahramanıdır, kendileri bilmese
bile.
..Ve bunu fark ettiğinizde siz de girersiniz bu kocaman aileye
gururlu yüreğinizle, polis eşi olarak..