Bir orduda 400 casus olur mu?
Abone olHP Cezaevi Komisyonu Üyesi Veli Ağababa, “CHP Cezaevi Komisyonu olarak soruyoruz, bir orduda 400 tane casus olur mu? 400 tane casus varsa o ...
HP Cezaevi Komisyonu Üyesi Veli Ağababa, “CHP Cezaevi Komisyonu
olarak soruyoruz, bir orduda 400 tane casus olur mu? 400 tane casus
varsa o ordunun komutanı o koltukta oturur mu?” dedi.
CHP Cezaevi Komisyonu Üyesi milletvekilleri, “Askeri Casusluk”
davasında yargılananların yakınları ile birlikte TBMM’de basın
toplantısı düzenledi. Basın toplantısı sırasında para sayma
makinesi, üzerinde “pandora”, “para kasası” ve “ayakkabı kutusu”
yazılı kutular dikkat çekti. “Askeri Casusluk” davasının kumpas
olduğunu belirten ve 13 Ocak’ta İzmir’de yapılacak duruşmaya CHP
olarak katılacaklarını belirten CHP’li Veli Ağababa, “Bu çelik
kasalar, ayakkabı kutuları bu arkadaşların evlerinden çıkmadı, bu
arkadaşların evlerinde bir pandora kutusu çıktı. Bu kutunun içinde
Türk filmlerinde olduğu gibi aşk var, ıstırap, var, acı var,
mezhepçilik var, bir binbaşının eşine olan sevgisi var, asker
çocuğunun cezaevindeki babasını beklerken döktüğü gözyaşı var, hard
diskler var, sahte dijital veriler var, kendi personeline sahip
çıkmayan bir Genelkurmay var. Askeri Casusluk davasında pandora
kutusu açıldı, içinde askere kumpas çıktı. Bu askerler mahkeme hala
devam ederken, suçlu oldukları ispat edilmemişken ordudan resmen
emekli edildiler, 14 yaşında girdikleri ordudan atıldılar. CHP
Cezaevi Komisyonu olarak soruyoruz, bir orduda 400 tane casus olur
mu? 400 tane casus varsa o ordunun komutanı o koltukta oturur mu?”
diye konuştu.
Yanlış adreste arama yapılarak doğru delil bulunduğunu söyleyen CHP
Erzincan Milletvekili Muharrem Işık, “Diyorlar ki ortada bir çete
var. Evet biz de katılıyoruz ortada bir çete var. Tüm bu hard
diskleri bir elden alan ve o yerlere koyan bir çete var. Asıl bu
çetenin bulunması lazım” şeklinde konuştu.
Komisyon üyesi Milletvekili Nurettin Demir, “Bu davada tek bir
kanıt vardır, tek bir kanıt ile insanlar arasında ayrımcılık
yapılmıştır. Subaylarımız ekstra olarak içeride tutulmaktadır,
işkence edilmektedir” ifadelerini kullanırken, Artvin ve Hatay
Valilileri ile İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın bu davanın neresinde
olduklarını sordu. “Bu davada tutuklu olan 316 subayın büyük bir
kısmı maalesef etnik kökenlidir, Alevi’dir. Rus eşli olanlar
özellikle seçilmiştir” diyen Demir, Türk ordusuna el birliği ile
bir operasyon yapıldığını, davanın yüzyılın dijital kumpası
olduğunu ifade etti.
TUTUKLU SUBAYLARIN YAKINLARI
Binbaşı Merdin Kışkan’ın annesi Altın Kışkan, “Benim çocuğumu
orduya 13 yaşında teslim ettim. Benim oğlumu Merdin isminden dolayı
Süryani olup olmadığını sorguladılar. Benim çocuğum başarılı bir
subay. Biz 19 aydır yaşamıyoruz, 2 tane torunum var, gözyaşıyla
onları büyütmeye çalışıyorum. Biz adalet istiyoruz. Adalet
bekliyoruz” dedi.
Pilot Kurmay Yarbay Oğuz Okuyucu’nun eşi Ufuk Okuyucu ise “Eşime
her gün işe giderken ardından bakardım acaba akşam gelecek mi diye.
Dualarla uğurlardım işe. Her telefon geldiğinde eşimin uçağı düştü
mü diye düşünürdüm. Eşim bu davadaki diğer subaylar gibi ülkesini,
vatanını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını her şeyin üzerinde tutan
bir subaydır. Eşim ve diğer subaylara casusluk gibi ağır ithamların
yapılması kabul edilebilir değildir. Eşlerimiz 19 aydır tek bir
gerekçe gösterilmeden tutuklu bulunmaktadır” diye konuştu.
Yüzbaşı Andaç Keskin’in annesi Zerrin Keskin, “Oğlum öğretmen
yüzbaşıdır. Öğretmen bir yüzbaşının hiçbir gizli belgeye ulaşması
mümkün değildir. Kumpas olduğunu başından beri biliyorlardı ama
yine de bize eziyet etmekten geri durmadılar. Vicdanlara seslenmek
istiyoruz, bu kumpası kuranları, bizim çocuklarımızı ekmeksiz
bırakanları kamu vicdanına, Allah’a havale ediyoruz. Bizim
davamızda mezhep ayrılığı var. Biz bu vatana hizmet edemez miyiz,
bu vatanı sevemez miyiz? Hakkımızı helal etmiyoruz. Biz
çocuklarımızı beden, ruh sağlığı ile geri istiyoruz. Bu kadar
eziyet çektikten sonra çocuklarımızın ruh ve beden sağlığını nasıl
koruyacağız” şeklinde konuştu.
Kurmay Albay İdris Acartürk’ün eşi Sevda Acartürk, “Suçsuzluğumuzu
19 aydır ispatlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanırken, Jandarma
Albay Engin Çırakoğlu’nun eşi Kezban Çırakoğlu, “Benim eşime bu
süre içinde bir şey olursa ben cenazesini almayacağım” dedi.
(İHA)