Bir isyan da Hüseyin Çelik'ten
Abone olTelevizyonları kuşatan 'gelinli-kaynanalı, dövüşlü-sövüşlü' programlara bir isyan da Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'ten geldi. Bakan Çelik tarafları uzlaşmaya çağırdı.
TARİHE SIĞMAYAN DESTAN “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, televizyonlarda yayınlanan para ödüllü evlilik
programlarının herkese yanlış örnek olduğunu belirterek, ''Türk
halkını, bu tür seviyesiz programlarla meşgul etmek ve bunu rayting
uğruna yapmak medyamıza da televizyonlarımıza da yakışmayan bir
durum'' dedi. Hüseyin Çelik, 1950 yılında Mimar Kemal İlköğretim
Okulu'ndan mezun olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ile bu
okulu ziyaret ederek, öğrencilerle sohbet etti. Çelik ve Coşkun'u,
okul bahçesinde öğrenciler ve halkoyunları ekibi karşıladı. Öğrenci
ve öğretmenlerle sohbet eden bakanlar, daha sonra Coşkun'un okuduğu
4/C sınıfına geçtiler. Öğrencilere Coşkun'un mezun olduğu yılı
soran Bakan Çelik, öğrencilerden çeşitli yanıtlar gelmesi üzerine
''Milattan Önce'' diyerek espri yaptı ve ''Sayın bakanımız 1950
yılında mezun olmuş ben 1959'da dünyaya gelmişim. Ali ağabey
milattan önce mezun olmuş'' dedi. Okulda internet bağlantısı olup
olmadığını, çocukların kullanıp kullanmadığını soran Çelik ''Evet''
yanıtını alırken, internetin hızını sordu bunun üzerine çocuklar
kullanmadıklarını söylediler. Okul müdürü Altok Altuntaş'a nedenini
soran Hüseyin Çelik, ''bilgisayar öğretmeni olmadığı'' cevabını
aldı. 4/C sınıfı öğrencilerini İngilizce dersinde ziyaret eden
Bakan Çelik, ayrıca çocuklara İngilizce sorular sordu ve yanıt
alamayınca da ''daha bu konuya gelmediniz değil mi?'' dedi. ''EN
BÜYÜK BAKAN BİZİM BAKAN'' Çocuklara Türkçe'yi sevip sevmediklerini
de soran Çelik, tatilde okudukları kitapları öğrendi. Bir
öğrencinin Ömer Seyfettin'in ''Pembe İncili Kaftan'' cevabına
karşılık Çelik de, ''Aslında Türk çocuklarının okuması gereken bir
kitap'' dedi. Ali Coşkun da Hüseyin Çelik'in bütün okullarda ev
sahibi ayrıca başöğretmen olduğunu belirterek, çocuklara başarılar
diledi. Sohbetin ardından Hüseyin Çelik, ''Ali bey işadamları ile
büyüklerle görüşüyor ben de çocuklarla gençlerle. hepinizi tek tek
öpmek isterdim ama çok kalabalık ve yeterli zamanımız yok'' dedi ve
çocuklara öpücük gönderdi. Çelik ve Coşkun sınıftan ayrılırken,
öğrenciler ''En büyük bakan bizim bakan'' diyerek slogan attılar.
Daha sonra Çok Amaçlı Salona geçen bakanlar, burada okulun tanıtımı
için hazırlanan sinevizyon gösterisini izlediler. ''BİR DEFA TORPİL
YAPILDI O DA KAYIT SIRASINDA'' Coşkun, burada yaptığı konuşmada,
toplumun temel taşının aile olduğunu belirterek, ''Toplumları
millet yapan öz kültürleridir. Geleceğini güvencesi olan
yavrularımız aile aldığı ışığı, eğitim yuvalarında pekiştirip,
çevre ile bütünleştirerek topluma mal olur. Eğitim, bir toplumun
gelişmesinde önemlidir'' diye konuştu. Hüseyin Çelik'in, eğitim
alanında reform niteliğindeki hizmetlerinin bütün Türkiye'ye
yayıldığını ifade eden Coşkun, Mimar Kemal İlköğretim Okulu'na da
sahip çıkmasının bir şans olduğunu söyledi. Doğu Anadolu'da Munzur
Dağı eteklerindeki bir köyde doğduğunu anlatan Ali Coşkun,
babasının çocuklarını okutmak için Ankara'ya taşındığını
kaydederek, ''Babam Etibank'ta çalışmaya başlamıştı. Köyden gelip
benim bu okula yazılabilmem bir şans. Çünkü, Etibank Genel Müdürü
beni çok sevdi ve 'çok zeki çocuk Kurtuluş İlköğretim Okulu'nda
alalım' dedi ve böylece hayatımda bir defa torpil yapıldı o da bu
okula kayıtım sırasında. Onun için bir şans olarak
değerlendiriyorum'' diye konuştu. Coşkun'un sözleri üzerine araya
giren Çelik, gülerek ''kayıt ücreti aldılar mı?'' dedi. PARA ÖDÜLLÜ
EVLİLİK YARIŞMALARI Çelik, gazetecilerin televizyonlara yayınlanan
para ödüllü evlilik yarışmaları ile ilgili RTÜK'ün açıklamalarının
hatırlatmaları üzerine, geçtiğimiz günlerde özellikle
televizyonlarda yayınlanan bu tür programların yönetmenlerine birer
mektup yazdığını bildirdi. Bakan Çelik, mektubunda, televizyonlarda
sergilenen kötü örneklerin çocukları olumsuz etkilediğini
bildirdiğini ve bu dizilerin Türk toplumunu gereksiz, lüzumsuz
gevezeliklerle meşgul ettiğini dile getirdiğini kaydetti. Yayın
yönetmenleri ile biraraya gelerek, bu konuları konuşmak istediğini
de bildiren Çelik, şunları söyledi: ''RTÜK'ün bu karara varmış
olması da memnuniyet verici. Sadece yasaklarla ve sansürle bir çok
şeyi düzeltemezsiniz. Okul çocuklarına sigara içmeyin diyoruz ve
okulda sigara içilmesini yasaklıyoruz. Eğer kantinde sigara
içilirse, sigara içenlerin oranı artar. Televizyon ekranında bu tip
şeyler olursa onun seyredicisi olur. 'Milletin iradesini elinden
almıyoruz' diyoruz ama bunlar olduğu sürece, servis olduğu sürece,
o servisin taliplisi de olur. Türk halkını bu tür seviyesiz
programlarla meşgul etmek ve rayting uğruna yapmak medyamıza da
televizyonlarımıza da yakışmayan bir durum.'' ÇOCUKLARA KÖTÜ ÖRNEK
TEŞKİL ETMEMELİ Türk halkına yakışan bir eğlence tarzı olduğunu,
eğitici programlar bulunduğunu ifade eden Hüseyin Çelik, bu tür
programların da pedagojik olması, çocuklara ve gelecek nesillere
kötü örnek teşkil etmemesi gerektiğini söyledi. Çelik, bu tür
programların Avrupa'da geç saatlerde Türkiye'de ise gün boyu
yayınlandığını belirterek, ''24 saat devam eden bu programlar
evdeki hanımlara da çocuklara, herkese yanlış örnek oluyor. Bu
açıdan, RTÜK'de televizyon sahipleri ve genel yayın yönetmeleri ile
biraraya gelerek sadece yasakla değil, konuşarak bu sorunu
çözebileceğine inanıyorum'' diye konuştu.