Bildirilerdeki “yabancı kelimelerin”, Türk Müziği’ne yararı var mı?

Göktan AY goktanay57@gmail.com

Bir önceki yazımızda vurguladığımız gibi, terminolojiye çok önem veriyoruz.

Yeni haber; “MEB ve İTÜ arasında Türk müziği alanında eğitim iş birliği protokolü imzalandı. İTÜ'de gerçekleştirilen törende protokole, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Özer ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca imza koydu. Protokol kapsamında, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Türk müziği eğitimi alanında güzel sanatlar liselerinde program ve müfredat geliştirme süreçlerine destek olacak, öğrenci ve öğretmenlere yönelik eğitimler düzenleyecek ve öğrencilerin ulusal ve uluslararası yarışmalara hazırlanmalarına katkı sağlayacak.”

Yıllardır, istisnasız her yönetimin kurcaladığı (hatta İng. Eğitime geçmeye çalıştığı!) ve değiştirdiği TMDK eğitim/müfredat sistemi ne kadar sabit kalacak? Ve yenilere neyi, net olarak verecek? Çok önemli…Mesela, Ege Ün.  ve Gaziantep Ün. TMDK, yıllardır çok değişmeyen sistemiyle devam ediyor.

Protokol, elbette güzel bir çalışma. Müdür Yard. olduğum dönemde; THO Usta Öğreticilerinin bilgilendirilmesi için yapılan protokolle çok yararlı işler yapılmıştı.

Uzun zamandır yazıyorum, İlahiyat Fak. ile de benzeri protokol yapılmalıdır. Makamla (Teganni ile,Ses Musikisi ile) Tilavet, Kur’an-ı Kerim Okuma ve Tecvid, Kıraat İlmi, Güzel Kur’an Okuma, Türk Din Musıkisi (Dini Müzik) v.b.derslerde; Konservatuar, Müzik Eğitimi Bölümü akademisyenlerinden destek alınmalıdır.

Ancak, protokoller iyi de; Türk müziği terminolojisinde anlaşma sağlayamazsak, “yeni kurumlara” neyi, bir ağızdan anlatacağız? Yoksa kafaları mı karıştıracağız?

Bu çok önemli!..

Toplum bilimci ve iktisatçı Gerhard Kessler’in şu sözlerini de aklımızda tutalım: “Dili gereksiz yabancı sözcüklerden arındırmak; tıpkı vücudunu, vicdanını, evini, köyünü ve kentini temiz tutmak gibi ahlaksal bir ödevdir.” (Prof. Dr. Sami Selçuk, Önce Dil)

Bildirilerde, unvanlı müzik insanlarımızın kullandıkları yeni/çevirilerden oluşan “kelimeler”, kafaları karıştırıyor

1 Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, 1 Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, 47 Konservatuar,25 Müzik Eğitimi ABD,15 GSF Müzik Bölümü kurulmuş durumda, ama hala Türk Müziği Terminolojisi’nde bir adım yol gidilemedi. Çünkü; kimse ana konulara girmiyor, tali konularda dolaşıyor. Alana hizmet etmeyen bildirinin bir yararı yoktur.

“Türkçe yazım kuralları ve noktalama işaretleri kullanımı” na ise hiç dikkat edilmiyor. 

Kısaca; sorun ortada bütün haşmeti ile duruyor.

Müzik terminolojisine/alanına sokulmaya çalışılan, İngilizce/yabancı menşeli “kelimelere” örnekler verelim;

Sempozyum için; “Diaspora, Ulusaşırılık ve Küreselleşme” başlığı, ana sayfada şöyle açıklanmış:

“Kültürel pratiklerin ve insanların bir mekandan başka bir mekana seyahati ise politik, ekonomik, kültürel ve sosyal olarak araştırmacıların üzerinde durduğu konulardan birisi haline gelmiştir. Küreselleşme sürecindeki akışkanlık (fluidity) ve yersiz-yurtsuzlaşma (deterritorialization) terimleri, ulusaşırılık ve diaspora meselesinin de kalbinde yer alan tartışmalardaki önemli unsurlardandır. Bu bağlamda, ulusaşırı kimlikler çoklu ulusal sınırlar etrafında müziksel olarak nasıl temsil edilirler? Ulusaşırılık ve küreselleşme süreci ilişkisi nedir ve kültür pratiklerine nasıl etki etmektedir? Ulusaşırılık ve etnisite kavramları arasındaki ilişki müzik-dans bağlamında nasıl okunabilir? Ve kültürel pratiklerin ulusaşırılık meselesinde sosyal, kültürel, ekonomik, politik ilişkiler içerisindeki rolü nedir?Sempozyumun ‘Diaspora, Ulusaşırılık ve Küreselleşme’ başlığı, bu ve benzeri soruları araştırmayı amaçlamaktadır.”

Şimdi görüşlerimizi yazalım:

Ulusaşırılık: “Ulusal sınırlarda değişikliklerin olması”

Diaspora (Kopma,kopuş): “Çok uzun bir zamandan beri bir kavim, ulus veya inanç mensuplarının ana yurtlarından koparak başka yerlerde azınlık olarak yaşamaları. Sözcük hem kopma eylemini hem de kopup azınlık olarak yaşayan kimseleri ifade eder.”

Küreselleşme: “Ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alış verişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir.”

Etnisite (Etnik Grup): “Her türlü kültür farklılıkları ile diğerlerinden ayrılan sosyal gruplardır.”

Kültür pratikleri: “Kültür uygulamaları”

Sorular:

Bu kelimeler kullanılarak;  Türk Müziği’ne hizmet ediliyor mu?

Bu kelimeler; Türk Müziği’nin hangi sorununu netleştiriyor?

Bu kelimelerin Türk Müziği Müzikolojisi’ne katkısı var mıdır?

Yoksa, bu kelimeler kullanılarak; benim “yabancı dilim var” mı denilmek isteniyor?

Not: Kocaeli Ün.Devlet Konservatuarı THM Anasanat Dalı Başkanı Kenan Serhat İnce, Kocaeli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın düzenlediği etkinlikte dinleti ve söyleşi yapmış. Başlık şu: “THM ve Bağlama” Peki doğru mu? Terminolojik olarak yanlış..Bu iki “terim” arasında “ve” olmaz. “THM ve  Bağlama” ayrılmaz bir bütündür. Afişi görenin aklında bir fikir oluşturmak lazım.  Aman, dikkat..