Biden’ın özründen daha önemli konu
Abone olYeni Akit yazarı Ersoy Dede, bugünkü yazısında Biden'ın Erdoğan'dan özür dilemesinden daha önemli bir nokta olduğuna dikkat çekerek, Biden'ın Ortadoğu politikasının değişmeyeceğini vurguladı.
Yeni Akit yazarı Ersoy Dede
bugünkü yazısında, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Cumhurbaşkanı
Erdoğan'dan, kendisiyle ilgili sarf ettiği 'IŞİD'e para desteği
yapma' sözleri için özür dilemesinin ardından, özürden çok daha
önemli bir konunun olduğunu, özür yüzünden bu konunun gölgede
kalmaması gerektiğini vurguladı.
Dede, Biden'ın özür dilemesinin, sürdürdüğü Ortadoğu politikalarını
değiştireceği anlamına gelmediğine dikkat çekerek, en azından hem
ABD'nin hem de Türkiye'nin birbirlerine güven konusunda kendilerini
ne beklediğini anlamış olduklarını belirtti ve "Her ikimiz
de bir ayıyla yatağa girdiğimizin farkındayız." dedi.
İşte o yazıdan çarpıcı noktalar:
Bu devam gelişmeler, yani özürler ve düzeltmeler, devletler
arası ilişkiler bakımından bir önem arz edebilir. Ama size şu
kadarını söyleyeyim, Amerikan yerleşik siyaseti ve savunma
düzeninin bakış açısını öğrenmemiz bakımından Biden’ın ilk ve
sansürsüz o sözleriyle ben daha fazla ilgileniyorum..
Benim gazetem de, hükümete ve Cumhurbaşkanı’na yakın diğer pek çok
yayın organı da bu özür kısmını büyük görüyor olabilirler. Ama
benim için önemli olan özürden çok bu gerçek fikirler.
BİDEN ÖZÜR DİLEDİYSE NE OLDU
YANİ...
Ne oldu yani Biden özür diledi de 4 yıldır pişirdiği Ortadoğu
politikasından bir gün içinde vaz mı geçti? Evet sözlerinin teknik
bilgi içeren kısımlarında yalanlar var. Bu açıkça görülüyor.
Türkiye’nin silah ve para yardımı yaptığı, Esed’i devirmek için
Şii-Sünni savaşını körüklediği buz gibi yalan. Hatta Erdoğan’ın
‘siz haklıydınız’ dediği iddiası tam bir deli saçması. Tüm bunlar
Türkiye’nin tezlerine ters bir kere. ABD bölgedeki
gelişmeler konusunda bizim haklı olduğumuz noktaya ancak gelmeye
başlamışken, bizim ABD’ye ‘siz haklıydınız’ demiş olma olasılığımız
Lady Gaga’nın Işid’e katılma olasılığından az.
Ama mesele o değil.. Mesele şu.. ABD’nin, Türkiye’yi gördüğü bir
nokta var. Ve bu analizini pekiştirmek için yalan söylemekten de
çekinmiyor. Bunu bilmek önemli.
BİZ ABD'YE NE KADAR
GÜVENİYORSAK...
Müttefik iki ülke olarak birbirimiz hakkında bazı fikirlere
sahibiz. Biz de ABD hakkında, ABD de bizim hakkımızda. Biz ABD
hakkında ne düşündüğümüzü biliyoruz. Tezkere için TBMM’de el
kaldıran her milletvekili, ABD’nin ne kadar sadık bir müttefik
olduğuna inandığı için mi el kaldırdı?.. Bölge için hep iyi
düşünen, kendi menfaatine değil bölge demokrasisine inanan bir ülke
olduğunu düşündüğü için mi evet dedi bu milletvekilleri
tezkereye?.. Evetçi her vekil otomatik olarak ABD’ci
mi?.. Elbette değil.
Tam da onu söylüyordum. Biz ABD’ye ne kadar güveniyorsak, ABD’nin
de bize ne kadar güvendiği konusunda bilgi sahibi olduk. İşin bu
tarafını önemsiyorum. Her ikimiz de bir ayıyla yatağa
girdiğimizin farkındayız. Ve bence Biden’ın özür dilemesi,
bu bahiste ana konu değil.