Beş soruda İBB-TÜGVA gerilimi Hilal Kaplan yazdı
Abone olTÜGVA'nın Büyükada'daki Adalar İlçe Temsilciliği binasının sözleşmesinin İBB tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi ve tahliye kararı alınmasıyla birlikte başlayan krizin perde arkasını, Sabah yazarı Hilal Kaplan, "Beş soruda İBB-TÜGVA gerilimi" başlıklı yazıda anlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesince (İBB) tahliye edilmek istenen
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Adalar İlçe Temsilciliği binası
önünde toplanan bir grup ile polis arasında kısa süreli arbede
yaşanmıştı. Kamuoyunun gündemini meşgul eden olaya ilişkin Sabah
gazetesi yazarı Hilal Kaplan, "Beş soruda İBB-TÜGVA gerilimi"
başlıklı yazı kaleme aldı ve süreci okurlarıyla paylaştı:
1. TÜGVA ile İBB arasında ne oluyor?
İki gün önce İBB'ye bağlı zabıta ekipleri, Adalar'da
bulunan Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) binasına
girdi. TÜGVA yetkilileri binada olmamasına rağmen
zabıtalar yerleşkenin içindeki eşyalara el koydu
ve kamyonlara yükledi. Kilitleri değiştirdi. Binaya gelen
TÜGVA yetkilileri polis çağırdı. Zabıtalar, bir polisi
karnından yaraladı. Ayrıca zabıtaların orda bulunan
gençleri de darp ettiği rapor ile tespit edildi. Şu
anda TÜGVA'lı gençler bina içinde nöbet
tutuyor. CHP ise gün içinde teşkilatları bina önüne
yığarak protesto gösterisi gerçekleştirdi, gençleri
yuhalattı.
2. Peki anlaşmazlık nedir?
TÜGVA, 2018 yılında Adalar'daki söz konusu binayı İBB'ye bağlı
Şehir Hatları A.Ş.'den 10 yıllığına kiralamış. Kirasını tek
gün aksatmadan ödemiş. İmamoğlu başa gelince TÜGVA'ya
burayı terk etmesi söylenmiş. Onlar da sözleşmeyi
feshetmek için dava açılması ve tahliye kararı
alınması gerektiğini söylemiş. İBB, hukuk
gereği böyle bir talebi yapsa hiçbir yasal
gerekçesi olmadığı için davayı kaybedeceğini
bildiğinden tahliye davası açmamış, herhangi bir yasal
yola başvurmamış. Kaymakamlık ve valiliğe başvurulmuş.
Ancak onlar da doğal olarak hukuk yoluyla karar alınmadan
harekete geçme yetkileri olmadıklarını bildirmişler.
Zaten mahkeme tahliye kararı vermiş olsaydı, kolluk kuvvetleri
eşliğinde binanın tahliyesi gerekirdi. Böyle bir karar olmadığı
için İBB, zabıtaları üzerinden şiddete başvurarak "sorunu çözmeyi"
ummuş olsa gerek.
3. Peki neden şimdi?
İBB, 5 Ekim'de, % 70 oy aldığı Adalar halkını kızdıran bir karara
imza attı ve akülü araba kullanımını yasakladı. Adada faytonlar
yasaklandıktan sonra akülü araba ulaşım için sıklıkla
kullanılıyordu. Parasını verip akülü araba alan,
ehliyeti ve ruhsatı olan vatandaşlar tepkilerini
göstermek için protesto gösterisi de düzenlemişti. Ne
hikmetse tam da ertesi gün, uzun zamandır TÜGVA ile
anlaşmazlık yaşayan İBB, sorunu zabıta zoruyla
"çözmeye" karar verdi. Bahsettikleri mahkeme ara
kararının temmuzda verilmesi ama İBB'nin üç ay sonra müdahale
yoluna başvurması da zamanlama açısından manidar.
Ayrıca İBB Sözcüsü Murat Ongun'un, TÜGVA'nın binayı
kiralamasından 2 yıl önce orada gerçekleşen bir kına
gecesinin fotoğraflarını "TÜGVA, binayı ticari
firmalara peşkeş çekiyor" diyerek alenen yalan söylemesi
de bu çaresizliğin bir izdüşümü olsa gerek.
4. İmamoğlu ve yurt meselesi TÜGVA'dan mı ibaret?
Aslında öğrencilere ulaşımı ücretsiz yapma vaadiyle seçilip zam
üstüne zam yapan İmamoğlu'nun gençlere yönelik tutmadığı sözlerden
birisi de yurt meselesi. İmamoğlu dün bir İBB yurduna
gidip güzel pozlar verdi ama gittiği yurtların her biri AK
Parti döneminde yapıldı. İmamoğlu ise AK Parti'nin % 70
inşaatını bitirdiği Bağcılar'daki yurdu 2.5 yıldır bitiremediği
gibi Küçükçekmece'deki 1875 öğrenci kapasiteli yurt
inşaatını da durdurdu. Yani ortada TÜGVA ve kendi ifadeleriyle
"dindar nesil" düşmanlıklarının örtemeyeceği bir beceriksizlik
var.
5. Şimdi ne olacak?
Hukuki süreç devam ediyor. Nevşin Mengü'ye sosyal medyada "Buyrun
mahkeme kararı" diye paylaştırılan metinde görünen "HÜKÜM" kısmına
bile bakılsa söz konusu kararın bir "ARA KARAR" olduğunun
yazıldığını ve bunun esasa ilişkin bir karar olmadığını zaten
mahkemenin kayda geçirdiğini görmüş olacaklardı. Zaten dediğim gibi
açılmış bir TAHLİYE davası YOK! Çünkü İBB kaybedeceğini bildiği bir
hukuki süreçle kaybetmek değil; algı ile siyasi bir konsolidasyon
yapmayı umuyor.
Sonsöz: Biliyorum, TÜGVA'nın programlarında sportif ve
sanatsal eğitimlerin yanında dini ve milli değerlerin yer alması,
gençlerin teveccühü ve Bilal Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kurulu'nda
oluşu gibi İBB'yi rahatsız eden pek çok şey var.
Ancak yine biliyorum ki 81 il ve 570 ilçede gençlik merkezleri ve çalışmaları olan, yüz binlerce öğrenciye "ücretsiz" hizmet sunan bir vakıf bu tip algı çalışmalarıyla zarar görmez; bilakis büyür.