Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Devlet yönetimlerinde en zor görev ekonomiden sorumlu bakan
olmaktır…
Ateşten gömlek giyinmek gibidir…
Hele hele her ülke bir ekonomi olarak savaş veriyorsa…
Dolar çıkar, hesabı sen verirsin…
Zam yapılır, hesabı sen verirsin…
Vergi olur, hesabı sen verirsin…
Hayat pahalılığı olur, hesabını sen verirsin…
İşler yolunda ise herkes sefasını sürerken, işler az yolunda gitmezse cefasını sen çekersin…
Ekonomi düzelirse kimse hakkını teslim etmez, kötü ise karşına
dikilirler..
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak gerçeğinde
işte bunu yaşıyoruz..
Bıraktık muhalefeti, AK Parti’de bazı kesimler tarafından en
büyük haksızlığın ona yapıldığına şahit olduk ve oluyoruz…
Küresel güçlerin ülkemize attığı“CANLI EKONOMİ BOMBA
SINI” kucağında bularak bakanlık görevine başladığını
ve o canlı bombaların her birini imha etmeyi başardığını
ve başarmaya devam ettiğini kim inkar edebilir ki!..
Ülkesi adına verdiği bu büyük mücadelede hep yalnız kaldı…
Tayyip Erdoğan'ı eleştirmeyenler onun üzerinden kasıtlı olarak eleştiri yağmuruna tuttu…
O hep sustu..
Pes etmedi…
İyi bir kadro inşa etti…
Dersini iyi çalışıp ortak aklı işletti…
Hiç kimseye hiçbir arkadaşına hatta partisine dahi bir gün “Neden sesiniz çıkmıyor”demedi…
Sadece görevine odaklandı..
O şunu dedi bu şunu dedi demeden ve bakmadan sadece üstlendiği sorumluluğuna odaklandı. Mazeret üretmedi, ortaya koyduğu acil önlem paketleri ile doğru bildiği yoldan yürüdü…
Hem ilmi hem ihlası olan bir devlet adamı olmak işte böyle bir
şey..
Üstat Necip Fazıl derki;
“Nefsini hesaba
çek, elinde kalem
kağıt,
Allah kullara verince, sende kullara
dağıt”
Berat Albayrak herkese "Nefsini hesaba çekip halkı
ile iletişim kuran bir devlet adamı" olduğunu
gösterdi..
Çünkü bugünlere böyle geldi...
Bu davada ağır bedeller ödeyen, sırf dava adamlığından,
yazılarından, kitaplarından dolayı hapisler yatan, çileler çeken,
maddi manevi mağduriyetler yaşayan bir bakanın (Sadık
Albayrak) bu ülkeye kazandırdığı bir evlat olmak kolay
değil!
‘50. Yazarlık Yılı’ adıyla düzenlenen bir
etkinlikte Tayyip Erdoğan Sadık Albayrak’ı bakın nasıl
anlatıyordu;
"Tıpkı Arif Nihat Asya'nın duasındaki gibi Rabbim bizi,
ezansız, susuz, havasız, vatansız bırakmasın ama en çok da bizi
Sadık abi gibi pehlivansız bırakmasın, bizi cengâversiz bırakmasın,
yani bizi, ilmiyle, irfanıyla, medeniyet tasavvuruyla, bizatihi
kimliğiyle ve kişiliğiyle yönlendiren gönül insanlarından, gönül
erlerinden, gönül fatihlerinden mahrum bırakmasın."
Berat Albayrak böyle bir babanın medresesinde büyümüş, bugün de
Recep Tayyip Erdoğan gibi bir büyük dava adamının yanında
yürüyüşüne sabırla sükunetle devam eden bir ihlası yüksek bir
devlet adamı…
Öyle damdan düşmedi bu koltuklara!..
Son derece iyi yetişmiş, ülkesinin, milletinin milli ve manevi
değerlerini sımsıkı koruyarak tarih penceresinden süzdüğü, milli
duruşunu sapasağlam temellere oturtmuş ihlası yüksek bir
devlet adamı hüviyetini taşıyor..
İnsanlarla politik değil hasbi ilişkiler kurmayı seven, herkesin
nabzına göre şerbet vermeyi değil sahici davranmayı yaşam biçimi
olarak önemseyen, çıkarları için insan kullanma anlayışı asla
olmayan bir devlet adamı…
Bütün kabiliyeti, bilgi ve yönetme yeteneğini birilerinin ısrarla
“Cumhurbaşkanının damadı” diyerek gölgelemek
istemesine
devlet adamı kumaşının her geçen gün daha çok yakıştığı
entelektüel, vizyoner bir dava adamı olarak en güzel cevabı veriyor
.
Damat olmasının çok ötesinde bir lider olarak Tayyip Erdoğan’a
düşkünlüğü ve teslimiyeti olduğunu uzun yıllardır bilen, yaşayan
biriyiz…
15 Temmuz darbe gecesi Marmaris’ten İstanbul’a adeta
ölümüne uçan o tarihi uçağın içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özel
Kalem Müdürü Hasan Doğan ile birlikte o vardı..
Tayyip Erdoğan’a damat olmak elbette bir onurdur ama onun dava
arkadaşı ve yol arkadaşı olmak üstlendiği sorumluluğun
hakkını vermek çok daha önemlidir…
Böyle bir liderle tarihe not düşen bir yol, bir dava arkadaşı
olmanın üzerinde taşıdığı sorumluluğun onu çok daha etkilediği
aşikardır..
Yüksek idealleri ile hedefleri olan, yerli ve milli kimliğinden en
küçük şüphe duyulmayan Bakan Albayrak’ı Ziya Paşa’nın o
ünlü “Ayinesi iştir kişinin lafa
bakılmaz” sözü ile değerlendirmek gerekir.
Sadece işine odaklanmayı, kendi gibi olmayı, son derece doğal
davranmayı, politik bir yüzle insanlara yaklaşmamayı kendini
beğenmişlik olarak değerlendirenler adına üzülüyorum..
Vatan, millet, bayrak ve devlet konusundaki duruşu tartışılmaz net bir adam.. Bugün çok önemli işlev gören Enerji Bakanlığı’nda bir büyük başarı öyküsü yazılmasında nasıl onun izi varsa;
Bugün Türk ekonomisinin düzlüğe çıkmaya başlamasında da onun payının büyük olduğunu kimse inkar edemez…
Hatası yok mu?
Olmaz olur mu!..…
Küresel ekonomi baronlarından talimat almıyor!..
Çok özel ve farklı bir siyaset adamından bahsediyoruz...
Reklam yapmayı ve yaptırmayı hiç sevmeyen, Siyasi polemiklerden uzak durup fitne ve fesat işlerine kafa yormayan hadiste dendiği gibi "Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter" sözüyle hareket ederek mücadelesini sürdüren bir devlet adamı..
Bakın üzerinde fazla durulmayan bir ziyaret...
ABD Başkanı Trump’ı Beyaz Saray’da ziyaret ederek Türk
ekonomisini konuşan, Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan
Atilla’nın serbest bırakılmasında rol oynayan, Türkiye’ye ekonomik
yaptırım uygulanmaması için Trump’ı ikna eden bir Hazine ve Maliye
Bakanından bahsediyoruz…
ABD Başkanı ile Beyaz Saray’da baş başa oturup konuşan ve
sonuç alan bir başka Hazine ve Maliye Bakanı var mı?
Bunun lafını bile etmedi…
Bugün ekonomiyi rayına oturtmak için inanılmaz mücadele verirken
küresel baronlara teslim olmama kararlığı öyle her baba
yiğidin harcı değildir…
Farkındamısınız gemisini sağsalim limana demirlemeye
çalışarak sessizce bir başarı hikayesi yazılıyor…
Ekonominin üzerindeki ölü toprağı kalktı...
Ekonomi çarkı dönmeye başladı…
Merkez Bankası faizleri düşürdü…
Bankalar faizleri indirdi…
Konut ve otomobil sektörü yeniden ivme kazanmaya
başladı…
Açıkçası piyasalar canlanmaya başladı...
Şöyle bir bakın…
7-8 ay önce yapılan kamuoyu araştırmalarında ülkenin birinci sorunu
“Ekonomi” denilirken, bugün yapılan araştırmalarda
terörle mücadelenin birinci sıraya gelmesi ve ekonominin ikinci
sıraya düşmesi nedendir acaba?
Geçtiğimiz günlerde açıklandı..
2018’in son üç ayında konkordato ilan eden firma sayısı bin
262 iken, 2019’un ilk çeyreğinde bu sayı 419’a ikinci çeyreğinde
ise 253’e kadar geriledi. Konkordato ilan eden firmaların 905’i ise
konkordatodan çıktı!
Peki bunlar nasıl oluyor?diye soran var mı?
O nedenle;
Cumhuriyet tarihinin en kritik sürecinde Hazine ve Maliye Bakanlığı
gibi ateşten gömleği giyen Berat Albayrak’ ı tanıdıkça, ortaya
koyduğu duruşa ve çalışmalarına baktıkça, ona yapılan haksızlıkları
daha iyi kavrayacak bu millet…
Sıkıntı yok mu ?
Var..
Hangi ülkede yok ki!..
Bazıları bu yazıdan rahatsız olacak hatta "Sen nerede yaşıyorsun?"diyecek...
Varsın rahatsız olsunlar...
Türkiye'de evelallah yaşıyoruz...
Neyin ne olduğunu ,kimlerin ne yaptığını ne yapmaya çalıştığını Türkiye'nin önemli bir ekonomik savaş sürecinden çıkmaya çalıştığını biliyoruz...
Ve hakkın teslimini yapıyoruz...
Bütün bunları neden yazdım?
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik ekonomik sürecinde Türk
ekonomisi Berat Albayrak'ın bakanlığının öncülüğünde alnı
açık başı dik şekilde çıkmak için büyük uğraş verirken hak teslimi
yapmayıp suskun kalanlara söyleyecek sözümüz olduğu için...
Evet…
Berat Albayrak;
İngiliz Kraliyetinin,
ABD ekonomi baronlarının,
Brüksel’in,
Berlin’in,
Dünya Bankasının,
İMF’nin,
İstedikleri adam değil!.
BU MİLLETİN ADAMI..
Evet;
Yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli...
Bugün o küresel güçlerin “Türk ekonomisi nasıl oluyor da
yıkılmıyor” diye şaşkınlıklarını gizleyemedikleri bir
Bakan gerçeği...
Bugün hakkın teslimini yapmayanlar, yapamayanlar yarın Berat bu büyük ekonomik mücadeleyi altın harflerle yazacak...
Durmak yok yola devam Sayın Bakan...
Allah yar ve yardımcın olsun yolunu açık etsin...