Benim bedenim, benim soy ismim!

Ülkemizde ise , ’Benim bedenim benim kararım’ diyen hemcinslerim, yarın öbür gün ’Benim bedenim,benim soy ismim’ diyebilir.

Ayla ÖZYURT aylaozyurt@internethaber.com

Birazdan bu konuya geleceğim sayın okuyucu…Ama ilk önce içimi dökmek istiyorum.
Aman İsviçreliler duymasın! Bugün yaşadığım ülkenin (İsviçre) ne kadar ruhsuz olduğunu bir kez daha tecrübe ettim.
Ruh ne kadar önemliymiş meğerse. Öyle ya! İnsanda ruh ararız, mekanda ruh ararız, objelerde dahi ruh ararız. Eski mekanları, eski eşyaları sevmemiz, antika merakımız vs. hep ruh arayışımızdandır.
İnanır mısınız burada insan ruh eşini bile bulamaz. Ruh yok ki eşi olsun!
Ve düzen!
Düzen ne kadar sinir bozucu bir şey, ancak ve ancak bu ülkeyi görürseniz anlarsınız. Sokaklar, evlerin önleri, bahçeleri, orası burası, annemin her daim düzenli ve temiz tuttuğu misafir odası gibi.
İsviçreli kadınların kısa ve küt kesilmiş saçları, bahçelerindeki ağaçların kısa ve küt kesimiyle kıyasıya yarışır. Şu an masamın üzerindeki dağınıklığı görseler kesin müdahale ederler, işte bu beni öldürüyor, bu düzen kasıyor beni.
Dışarda sokak hayvanı bile yok! Kedi/köpek yok yok…Görürseniz evden kaçmıştır. Orda/burda ilanlar görürsünüz ’’kedim kayboldu, özledim, gören varsa bildirsin’’ falan fıstık.
Yollar!
Yolların her daim tadilatta olması, en kaygan ve ses çıkarmayan zemini tutturma çabası, otobanların sürekli tek şerit olma ihtimali, nerdeyse adım başı sizi fotoğraflayan radarlar...Sürekli kurallara uyma zorunluluğu, offff ki ne offf…Buyrun cezaevine…
İstanbul’a geldiğimde düzensizlik ve kaos bir süre oyalıyor beni. İnanmazsınız ama ilaç gibi geliyor.
Bu ülkeye dair enteresanlıklar hayli fazla ama bugün konumuz İsviçre’de yapılan soyadı kanunundaki değişiklik.
Yılbaşından itibaren yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre, evlenen çiftlerden her biri evlendikten sonra da kendi soyadını ömür boyu taşıyabilecek. Çiftler ayrı soyadlarda olabilecekleri gibi, tek bir soyadı da kullanabilecekler.
Şöyle;
Yapılan değişikliğe göre, nikah töreninde çiftler hangi tarafın soyadı altında yaşamak istediklerini beyan edecekler. Bu durumda geleneksel uygulamaya aykırı olarak erkekte karısının soyadını alarak hayatına devam edebilecek.
Böylece, kadınların bekarlık soyadları ile birlikte eşlerinin soyadını da beraber taşıması zorunluluğu, yeni yasa ile son bulmuş oluyor.
Kendi bekarlık soyadında karar kılan çiftlerin çocukları, çiftin belirlediği bir soyadı taşıyabilecekken, nikahsız beraberlikten doğan çocuklar doğrudan annenin soyadını alacak.
Yeni düzenlemeden, evlilik tarihine bakılmaksızın eski çiftler de faydalanabilecek. Buna göre, evli kadınlar isteğe göre, bekarlık soyadlarına dönebilecekler.
Geç alınmış bir karar olduğunu düşünüyorum. Diğer Avrupa ülkelerine nazaran İsviçre’de evliliğe pek rağbet yok. Zaten genç nüfus o kadar az ki. Nesilleri ha tükendi ha tükenecek. Evlilik ve çocuk için çok hesap yaparlar, on sene sonrasını hesaplarlar.
İsviçreliye dersen ki; ’’Üç çocuk yap, Allah rızkını verir.’’ Size Mars’dan gelmiş muamelesi yapabilir, ruhsuz ruhsuz bakabilir.
Ülkemizde ise , ’’Benim bedenim benim kararım’’ diyen hemcinslerim, yarın öbür gün ’’Benim bedenim,benim soy ismim’’ diyebilir.
Bu tartışma günlerce kamuoyunu oyalayabilir. Meydanlarda, ’’soy ismimi geri istiyorum’’ mitingleri düzenlenebilir.
Sizi duyar gibiyim ’’Aman Ayla hanım, kadına şiddet, kadın cinayetleri, küçük yaştaki çocuklara kitlesel tecavüzler, töre cinayetleri, kürtaj polemiklerini atlattık da soy ismi kanununa mı geldik, aman eksik olsun!’’
Haklısınız sayın okuyucu.