'Beni ayakkabı ipiyle boğacaklarını düşündüm!'
Abone olSuriye'de 40 gün esir kalan Bünyamin Aygün canlı yayında yaşadığı esaretin tüm detaylarını anlattı.
Artı Bir TV ekranlarında yayınlanan 1 De Medya
programına katılan Aygün, kaçırılma anından sorgulama sürecine,
sertbest bırakılacağı ancan Türkiye sınırından giriş yaptığı ana
kadar tüm ayrıntıları canlı yayında anlattı.
Türkiye'den Suriye'ye füze başlığı kaçırdığı iddia edilen Eysem
Topalca ile görüşmek için Suriye'ye geçtiklerini kaydeden Bünyamin
Aygün, 8 kişilik profesyonel kişiler tarafından anında elleri ve
gözleri bağlanıp kaçırıldıklarını söyledi.
Kendisini Türkler'in de sorguladığını kaydeden Aygün, 'Gazze ve
Mısır'a yaptığım ziyaretleri çok sordular. Neden hiç Avrupa'ya
gitmedin dediler. Bir de adım yüzünden İsrail ajanı zannetiler.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya olan benzerlik yüzünden'
dedi.
Kendisini Türkiye'den gelen kişilerin de sorguladığını
kaydeden Aygün, şunları söyledi:
İSRAİL AJANI OLDUĞUMU DÜŞÜNDÜLER
Sık sık yer değiştiriyorduk. Pasaportuma bakıp benim neden hiç
Avrupa'ya değil de Ortadoğu'da gezdiğimi sorguladılar. Bir süre
ailemden dahi tepkiler gelmeyince benim ajan olduğumu düşündüler.
Bense gazeteci olduğumu ısrarla söyledim. Sonra Gazze'ye, Mısır'a
yaptığım ziyaretleri sordular. İsrail Devlet Başkanı Benyamin
Netanyahu'ya olan isim benzerliğim yüzünden beni İsrail ajanı
sandılar.
BENİ AYAKKABI İPİYLE BOĞACAKLARINI BİLE
DÜŞÜNDÜM
Türkiye'den eylemler başlayıp Davutoğlu da açıklama yapınca benim
gazeteci olduğuma inandılar ve Suriye iç bölgelerine beni
götürdüler. 3 günde bir yer değiştiriyorduk. Bir süre sonra Eysem
Topalca'nın serbest bırakıldığını anladım. Çatışmalar artmaya
başladı. Böyle olunca da beni ayakkabı ipiyle boğup çekileceklerini
dahi düşündüm. Onlar için çok zor bir şey değildi.
Ancak bir süre sonra Özgür Suriye ordusu ile yaşadıkları çatışmalar
şiddetlendi.
Çatışmanın şiddetlendiği o günlerde yine siyah giyimli ve maskeli
bir grup kaldığımız yere girdi. Ben bunların infaz timi olduğunu
düşündüm. Türk esir nerede dediler. Benim dedim. Bizimle gel
dediler. Ben korktum. Hayır burada kalsam olmaz mı dedim. Sonra
beni alıp sorguladılar.
DIŞİŞLERİ BAKANI NE DEDİ?
Daha sonra Türkiye ile bağlantı kurulmuş. O akşam bana seni yarın
göndereceğiz dediler. Daha sonra iletişim devam etti ve aynı akşam
gönderileceğim söylendi. Türkiye'den gelen 8 kişilik ekip 2 araçla
beni aldı. Dışişleri Bakanımız beni aradı. Kaçırılmanın ilk
günlerinde de bana ulaşabileceklerini ancak risk ihtimalini göz
önünde bulundurup bu adımı atmadıklarını söyledi.