Yılda, iki yılda bir yazıyordum, bize zihin değişikliği
lazım diye
*Vekilliğin sade bir iş haline gelmesi
lazım,
*Uyuşturucu mafyasının kulağı
çekilmelidir,
*Çek senet mafyasının ortadan kalkması
lazım,
*Ayı dayı meselesinin ortadan kalkıp torpilin ölmesi
lazım,
*Vatandaş kavramının değer bulması
lazım,
*Hiçbir vatandaşımız aç ve açıkta kalmaması
lazım,
*Vatandaşlarımız kendini güvende hissetmesi
lazım.
Birincisi şimdiye kadar ciddi bir sorundu özellikle vekil aday
sıralaması ciddi bir sıkıntıydı, Cumhurbaşkanımız seçim yasasını
tartışmaya açtı ama medya pek sahiplenmedi, bundan kaçmak
yok, o birilerini ayarlayarak tirilyonlar verip vekil
olduktan sonra ödenek ve ihalelere göz diken vekiller dönemi
kapanıyor arkadaş, artık dar bölge sitemiyle muhtar seçer gibi
vekil seçeceğiz inşallah.
Yani bir şehrin kaç vekili varsa o kadar bölgesi olacak ve artık
vekilin niteliği seçilebilmesinde birincil faktör olacak.
Eskisi gibi artık günde binlerce vatandaşımızın Meclis'e
gitmesine gerek kalmayacak, meclis artık yasama ve denetleme
görevini yapacak bu hayra alamettir diye düşünüyorum.
Uyuşturucu başımızın belasıydı, gençlerimizin aklını
karıştırıyor, zihinlerini bulandırıyordu, her geçen gün ölüme daha
da yaklaşmalarına sebep oluyor(du). İyi ki cumhur başkanımız bu
konuda beklenen bir açıklamayı yaptı da umudumuz uyandı.
İfade şu;
"Tek bir gencimize uyuşturucu satılmayacak hale
gelinceye kadar mücadelemizi kararlılıkla
sürdüreceğiz."
Recep
Tayyip Erdoğan
Günün flaş cümlesi bu olsa gerek, son derece haklı bir ifade
keşke tüm muhalefet patileri bu ifadeyi ayakta alkışlasalardı, ama
nerde o kalite?
Yanlışın ömrü kısadır derler, buraya kadar oldu, kimse kusura
bakmasın bu zihniyetle bu devlet ayakta kalmaz, vatandaşı mutlu
olmaz.
Diğer maddelere gelince onlarında bir an evvel hayata
geçirilmesi lazımdır diye düşünüyorum.
Çek senet mafyası varsa adalet utansın,
Torpil rüşvet dönüyorsa siyaset utansın,
Memur vatandaşa üstten bakılıyorsa mülkiye utansın,
Son iki maddenin revaca gelmesi için cumhurbaşkanımızın dediği
gibi tarım ve hayvancılığı ve savunma sanayimizi güçlü tutmamamız
lazım.
Madem yeni Türkiye diyoruz, madem sistem değişti diyoruz,
kendimizi bu paralelde yetiştirmeliyiz.
Yoksa kendimizi aldatmış oluruz, ona göre!
Dünyanın en iyi sistemini getirirseniz o sistemi yaşatan
neticede insandır, insanınızın devlete millete, bireye bakış açınız
değişmemişse bir anlam ifade etmez.
Mesele budur.