28 Şubat öncesi gazete manşetlerini “Ordu
rahatsız, laik kesim rahatsız, askerler rahatsız, Amerika
rahatsız, iş dünyası rahatsız, TÜSİAD rahatsız” başlıkları
süslüyordu.
Türkiye de alışmıştı.
Bu manşetlerle hükümetlere ayar veriliyor, gerekirse
düşürülüyor, yeni hükümetler ve hükümetçikler kuruluyordu, olmadı
darbe yapılıyordu.
AK Parti iktidara geldikten sonra ”Genç subaylar
rahatsız, yargı rahatsız, hocalar rahatsız, aydınlar
rahatsız” manşetleri yer aldı.
Ancak bu sefer “milletin egemenliğini halka
kaptırmak istemeyen egemen güçler” baltayı sert taşa
vurdular.
Manşetler ne hükümeti yerinden etti, ne de salladı.Aksine
halkın bu partiye verdiği gücü daha da arttırdı.
Şimdi referandum öncesi son olarak merkez medyanın amiral
gemisine bir manşet daha attırdılar:
“Karargah rahatsız”
Sözüm ona türbanın orduya girmesini ve Genelkurmay Başkanı’nın
hükümetin taraftarı gibi algılanmasından son derece
rahatsızlar mış.
Öyle mi?
Rahatsız olmalarına çok mu çok üzüldüm.
Zira bu ülkede kimsenin rahatsız olmasını istemeyiz.
Bu ülke hepimizin.
Ama…
Bu güne kadar hep ezilen, baskı gören, dışlanan, ötelenen, en
doğal hakkı olan okuma ve inanç özgürlüğünü dahi kullanamayan benim
de içinde bulunduğum çoğulcu kesiminin 94 yıl yaşadığı rahatsızlığı
ne yapacağız?
Şahsen ben son dönemde yapılan psikolojik baskılardan dolayı son
derece rahatsızım.
Nasıl mı?
-Bir kadın olarak hemcinslerimin başındaki örtüsünden dolayı
hala belirli kişi, kurum ve kuruluşlarda” öcü” olarak
algılanmasından rahatsızım.
-Bir insan olarak devamlı laiksin, dindarsın fişlemesinden
rahatsızım.
-Bir TC vatandaşı olarak sen Türksün, sen Kürtsün,sen
Lazsın ayrımından rahatsızım.
-Bir vatandaş olarak ülkemin üzerinde oynanan oyunlardan
rahatsızım.
-Bir milliyetçi-muhafazakar olarak CHP’nin HDP ile yaptığı
siyasi işbirlikten son derece rahatsızım,
-Bir insan evladı olarak PKK, DHKPC, FETÖ gibi terörist
grupların, maşaların eylemlerinden rahatsızım.
-Bir vatan evladı olarak bu terör gruplarına sözüm ona
barışçıl eylemlerle destek çıkan aydınlardan, akademisyenlerden,
yazarlardan, siyasi uzantılarından rahatsızım,
-Bir anne olarak teröre verdiğimiz her candan dolayı yürekten
rahatsızım.
-Bir gazeteci olarak dönem dönem darbe ve darbe girişimi,
muhtıra, vesayet, balyoz, gibi haberler yazmaktan
rahatsızım.
-Bir vatansever olarak peygamber ocağı içinde kümelenmiş
çetelerden rahatsızım.
-Bir reformist olarak reform ve yenilenmeye karşı çıkanlardan
rahatsızım.
-Bir idealist olarak ülkemin 2023, 2071 hedeflerini
umursamayanlardan, küçümseyenlerden rahatsızım.
-Köküne, geleneğine, tarihine, ananesine, kültürüne ,
değerlerine, inançlarına bağlı biri olarak Osmanlı’nın hasta adam
görülmesinden, padişah dedelerimin ve onların torunlarının
hor görülmesinden, Vahdettin’in hain ilanından, resmi
tarihten, Kurtuluş Savaşı’mızın bir tek kahraman üzerinden
yürütülmesinden, Menderes’in ve 2 bakanın idamından, gençlerimizi
sağ ve sol ayrımında birbirine kurşun sıktıranlardan, bir sağdan
bir soldan idam ettirenlerden, Kürt çocuklarımızı
dağa çıkaranlardan, sokakta çocuklarımızın eline taş
verip polis otalarına, kamu kurum ve kuruluşlarına attıranlardan,
torbacılardan, Külliye’yi Saray görenlerden, Erdoğan’ı diktatör
ilan edenlerden, Hükümet sistemi değişikliğine, rejim
değişikliği diyenlerden rahatsızım hem de çok!..