“Doğan Haber Ajansı'nda (DHA) yer alan habere
göre; Akif Çağatay Kılıç, bugün (2 Nisan 2017) Siirt’e gelerek
çeşitli ziyaret ve açılışlara katıldı. Sabah helikopterle Kurtalan
ilçesine giden Bakan Kılıç, burada muhtarlar ve sivil toplum
örgütleriyle kahvaltıda buluştu. Bakan Kılıç ve yanındakiler daha
sonra Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan’ın imza kampanyası
çerçevesinde konferans verdiği salona girdi. Bu sırada kürsüde
konuşma yapan Yusuf Kaplan’ın yanına giden Bakan Kılıç, “Nasılsınız
hocam, iyi misiniz?” diye sordu. Yusuf Kaplan'ın “İyiyim, neredesin
abi ya?” demesi üzerine Bakan Kılıç, “Öyle bir şey yaptın ki ben
gideyim hemen ha... Valla ben hemen çıkayım” ifadesini kullandı.
Kaplan'ın Kılıç'a tepkisi ise “Tabii ki git abi. Ne işin var ya”
oldu. Kaplan, kısa süre duraksayan Bakan Kılıç'ın "Ne oldu,
hayırdır ya?” sorusuna da "Adam gelir dinler. Dolaşıyorsunuz, Yusuf
Kaplan konuşuyor. Abuzittinin birisi değil ki. Adam 5 dakika
dinler, 10 dakika dinler” yanıtını verdi.Bunun üzerine Bakan Kılıç,
“Peki tamam, ben anladım hocam.Kusura bakmayın rahatsız ettik sizi”
diyerek salondan ayrıldı.”(DHA/03.04.2017)
Yusuf Kaplan köşe yazarlığı yanında,
İstanbul 2010 Kültür
Başkenti Ajansı Sinema
Direktörü olarak ta görev yapmıştı. Şimdi de İstanbul
Zaim Ün. Öğr.Gör. olmuş…
Hep yazıyoruz köşe yazarlarının geldiği durumu.
Memleketi onlar yönetiyorlar, her yazdıkları dikkate alınıyor,
memleketi yönetiyor sanıyorlar, adeta kavgaya giriyorlar,
efeleniyorlar, arkadaşlarını attırmaya çalışıyorlar.
15 Temmuzu anlatmak bahanesiyle ülkeleri/şehirleri
-çok iyi imkanlarla (telif ücretleri ile)- geziyor, ceplerinden bir
kuruş harcamıyorlar…
Oysa, okunma oranlarına bakınız, durum iç açıcı
değil…
Ama, Sn. Bakan’da ayıp etmiş!..
Koskoca bir yazar, hem de mahallenin amiral gemisinde
yazıyor, dikkate alacaksınız kardeşim!...
Abuzittinin birisi değil ki!…
Keşke dinleseymiş!... Bir şeyler öğrenirdi!..
Bu tavır son dönemlerde bir çok yazarda var.
Cumhurbaşkanına sırtını dayayıp; TV’de ateşli konuşmalar, kraldan
çok kralcılar, en çok ben biliyorum havaları, bilineni söyleyip
sanki bilinmeyeni söyler gibi tavırlar v.b. o kadar arttı ki…
İnsanları yorduklarının farkında değiller…
Millet sandıkları kadar aptal değil; çok şeyi
biliyor ve değerlendiriyorlar…
Artık, tartışma programları izlenmiyor,
bilesiniz…
KINIYORUZ…
"dan 'hayır' çıkması
durumunda Yunan ordusunun denize döküldüğü günkü gibi sevinç
yaşayacaklarını" söyleyen D.Baykal’ı,
CHP’li Deniz Baykal’ın
sözlerine tepki göstererek, "Çüş be Deniz Abi. Yakıştı mı bu laf
sana. Sen kime ne demeye çalışıyorsun” diyen E.
Bağış’ı,
"Referandumda 'Evet' çıkarsa, hepinizi denize
dökeriz” diyen CHP’li H. Bozkurt’u KINIYORUZ…
Lütfen; sakinlik, güzel Türkçe, güzel dil....
POPÜLER ALEM…
Oyuncu ve sunucu Murat Yıldırım, Faslı aşkı Imane
Elbani ile, görkemli iki düğünle evlenmişti. Imane Elbani'yi
babasından Cumhurbaşkanımız istemişti. Ondan sonra da “yürü ya
kulum oldu” ve yükselişi sürdü. Kim milyoner olmak ister
yarışmasında görev aldı. Ancak; ses tonu, karizması, koltukta bir
türlü rahat edememesi v.b. ile bir türlü göz dolduramadı. (Keşke,
daha önceki sunucular baskın olmasaydı!...) Aaa.,bir de baktık,
F.Evcen ile film çekmiş... “Sonsuz aşk” Bu filmin gişe yapacağını
sanmıyoruz. Biz hayırdır derken, Nuran Yıldız Hoca konuya
değinmiş;
Soru şu: Gerçekten, M.Yıldırım, aranan ve jön olacak kapasitede
mi? Kapasitede ise; biz mi göremiyoruz! Merak işte!..
“Geçtiğimiz haftanın en iyi açılışını gerçekleştiren filmi ise,
son dönemin en popüler isimleri arasında yer
alan Fahriye
Evcen ve Murat
Yıldırım‘ı bir araya
getiren Sonsuz
Aşk oldu. Gösterimdeki ilk üç
gününde 124.737 izleyiciyle
buluşan aşk filmi beklenenin oldukça altında bir performans
sergiledi.”